Tarih Vakfı'nın Toplumsal ve Siyasal Çatışmaların Yaşandığı Toplumlarda Uzlaşma Aracı Olarak Eğitimin Rolü projesi kapsamında hazırladığı "Tavsiyeler Raporu" Galatasaray Cezayir Restaurant'ta düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuna sunuldu.
Bugün (16 Şubat) Tarih Vakfı'ndan Gürel Tüzün'ün sunduğu rapor, proje süresince yapılan Alan Araştırması, Diyalog Toplantıları, Alternatif Ders Materyali Üretimi, Öğretmen Atölyeleri ve "Toplumsal Barış İçin Eğitimin Yeniden Yapılandırılması Uluslararası Sempozyumu" çalışmaları sonucunda oluşturuldu.
Mevcut eğitim sisteminin özgürleştirici, demokratik, çoğulcu ve toplumsal kültürel farklılıkları içeren bir anlayışta olmaması nedeniyle, ayrımcı ve ötekileştirici içerik ve pratiklerin olağanlaştığının belirtildiği raporla ilgili Tüzün, sorunların "hak temelli" ele alınması gerektiğinin altını çizdi.
"Haklar "bir lütuf, hoşgörü" gibi sunulmasın"
Haklar "bir "lütuf, hoşgörü" olarak değil, hakka dayanarak sunulmalı" diyen Tüzün, yoruma açık "Atatürk Milliyetçiliği" kavramıyla getirilen sınırlandırmaların da "Bu yorumların 12 Eylül sonrası nereye vardığını çok iyi biliyoruz" diyerek kaldırılmasını gerekli olduğunu belirtti.
Tüzün, "Yeni Anayasa" sürecinde Anayasa'nın eğitim dilini ele alan 42. maddesinin de mutlaka ele alınması gerektiğini de belirtti; mevcut ders kitaplarının barışçı ve uzlaşmacı bir eğitim için "çok sakıncalı" olarak değerlendirdi.
Tüzün, raporda yer alan tavsiyeleri Milli Eğitim Bakanlığı'na sunmak için Bakanlıktan randevu talep ettiklerini, fakat yanıt alamamaları nedeniyle posta yoluyla ilettiklerini de ekledi.
Ağırdır: Şoven duygular içselleştirilmiş değil
Tarih Vakfı'ndan Bahar Bilgen, "Çatışma kültürünün yaygınlaşmasının" bu projeyi oluşturduğunu ve "Ders Kitaplarında İnsan Hakları" projesinden çıkan sonuçların bu projeye katkıda bulunduğunu aktardı.
Konda Araştırma'dan Bekir Ağırdır ise, toplumun yeniliklerin uygulamaya sokulmasına hazır olup olmadığına dair şunları söyledi:
"Milliyetçi, şoven duygular öğretilmiş şeylerdir; içselleştirilmiş değildir. Örneğin geçen yıl devletin Abdullah Öcalan ile görüşülmesi tüm topluma sorulsa belki yüzde 90'ı buna hayır derdi. Ama referandum sürecinde görüşüldüğü ortaya çıktı. Ne oldu? İnsanlar sokaklara mı döküldü?
"Hiçbir toplum çatışmadan yana değildir. Bu mazeretler, siyasetçilerin cesaretsizliklerine buldukları kılıftır. Sorunların çözümü için önümüzde hiçbir engel yok." (EÇ)