"Merhaba;
Bir buçuk yıldır Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi'nde tutuklu bulunmaktayım. Aynı zamanda şu sıralar hapishanelerde tutulan onlarca tutuklu gazetecilerden de biriyim.
İlk duruşmaya tutuklanmamdan tam bir yıl sonra çıkarıldım ve mahkeme hiç bir somut delil yokken tutukluluğumun devamına karar verdi. Ve ikinci duruşma tam 6 ay sonrasına, 15 Şubat 2011'e ertelenmişti. 15 Şubat'taki duruşmada tahliye olamazsam bir sonraki duruşma yine 6 ay sonrasına ertelenecek ve haksız tutukluluğum devam edecek. Bu mektubu yaşadığım hak ihlallerini dile getirmek için yazıyorum.
Tutuklu bulunduğum süre içerisinde, zaman zaman kamuoyunu durumumla/ sürecimle ilgili bilgilendirmiştim. Burada yine de davaya ilişkin kısa bir hatırlatma- tekrar yapmak istiyorum.
Alakam olmadığı açıkça görülen, zaten ne dosyada ne de iddianame de hiç bir alaka kurul(a)mayan bir dosyada, "yasa dışı örgüt üyeliği" suçlaması ile yargılanıyorum. Bu suçlamaya "kanıt" yapılmaya çalışılan tek şey ise, çalıştığım gazeteye ait olduğu açık bir şekilde görülen ve de hiç bir yasadışılık içermeyen materyaller !
Bu, hiç bir dayanağı olmayan keyfi- hukuksuz tutukluluk sürecinin devam edip etmeyeceğini ise 15 Şubat'taki duruşma gösterecek.
İçinden geçilen süreç malum, en küçük bir toplumsal muhalefete dahi tahammül edilemeyen bir süreç. Muhalif basın üzerinde her daim hiç eksik olmayan baskılar-engellemeler bu süreçte daha da artmıştır.
Muhalif basına verilen kapatma cezaları, toplatma, baskın, çalışanlarının tutuklanması gibi uygulamalardaki artış, onlarca muhalif gazetecinin hapiste olması da bunu göstermektedir.
Hapishanelerdeki gazetecilerin büyük çoğunluğunun, benim örneğimde görüldüğü gibi, "yasa dışı faaliyet- örgüt üyeliği" vb. komplocu yöntemler sonucu oluşturulan dosyalarda yargılanıyor olmaları da ayrı bir durumdur. Bunu yaparken güdülen amaçlardan biri de, gerçekte muhalif gazeteci olduğu için, muhalif düşüncelerinden dolayı tutuklanan- yargılanan kişileri, bu tarz komplolarla "terör suçlusu" kapsamına sokarak, toplumun- halkın gözünden düşürme ve itibarsızlaştırma çabalarının yanı sıra, özellikle de muhalif düşüncelerinden dolayı yargılanan gazeteci sayısını da ( AB uyum yasaları vb. nedenlerle) az göstermektir. Bir kaç ay önce bir hükümet yetkilisi ne demişti: "Bunlar gazeteci kılığında teröristler!"
Bu açıklama bile tek başına, önceki satırlarda amaca dair getirdiğim yorumumu doğrular tarzdadır.
31.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren uzun tutukluluk ile ilgili yasaya istinaden avukatım başvuruda bulundu. Ancak reddedildi. Hiç bir delil olmadan daha ne kadar tutuklu kalacağım belli değil. Bilindiği gibi yasanın siyasi nedenlerle hapiste tutulanlara dönük yorumu biraz "sorunlu"! Yani uzun tutuklu sayılmak için bayağı uzun süreler gerekiyor!
Bunun içindir ki, kendi özgülümde yaşadığım, hiç bir somut delile dayanmadan 1,5 yıl hapiste olmamın tutukluluk için yeterince uzun süre sayılıp sayılmayacağı da 15 Şubat'ta anlaşılacaktır.
Suzan Zengin / Tutuklu Gazeteci- Çevirmen
Bakırköy Kadın Kapalı Hapishane B/4" (EÖ)