Ancak, ana akım medyanın haber verme/haber üretme dinamikleri açısından bir değerlendirme yapılmadığı sürece, bu beden daha çok örselenecek gibi. Bu yazının kaleme alınma nedeni tam da bu beden üzerinde görünmeyen medya istismarına dikkat çekmek.
Her yayınla çocuğun örselendiğini pek azımız akıl edebildik
17 aylık N.N.B'nin maruz kaldığı fiziksel şiddetin izlerini taşıyan bedeni günlerce medya aracılığıyla zihinlerimize kazındı. "Toplumsal duyarlılık oluşturma" adına görselleştirilen imgeye acıyarak, içimiz ezilerek baktık hepimiz. Ancak, belki pek azımızın aklına bu görüntülerin tekrar tekrar yayınlanmasının çocuğun ileriki yaşamında ortaya çıkaracağı travmalar geldi.
Her yayınla bir kez daha N.N.B.'nin bedeninin örselendiğini pek azımız akıl edebildik. Medyanın reyting ve tiraj kaygısıyla ürettiği haberlerle, bedeni istismar edenler arasına girdiği pek aklımıza gelmedi.
1 Kasım 2006 tarihli Hürriyet Gazetesi'ne göre; "işkence gördüğü ve defalarca tecavüze uğradığı" saptanmıştı. Ancak 3 Kasım 2006 tarihli aynı gazete "tecavüz yok zorlama var" manşetini kullanmıştı.
Soruşturma gizli ama gazeteciler "bir şekilde" öğrenirlerdi
Gizli yapılması gereken soruşturma ve raporların yetkili ağızlar tarafından açıklanmadığı belliydi. "Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilen raporla ilgili ayrıntılı bilgi verilmezken, raporda, talihsiz çocuğun makatındaki morarma ve kanamanın zorlama veya yabancı bir cisimle yapılmış olabileceğinin belirtildiği öğrenildi. Rapor özel jandarma kuryesi tarafından olayı soruşturan Menderes Savcısı'na gönderildi." (Hürriyet 3 Kasım 2006). Ama gazeteciler bir şekilde öğrenirlerdi.
7 Kasım 2006 tarihli Radikal Gazetesi'nde "Talihsiz bebeğe tecavüz kesin" başlığıyla yer alan haber "fiili livata", "tecavüz", "sperm", "para karşılığı erkeklerle birlikte olan anne" temaları üzerinden kurgulanmıştı.
Asıl çocuk pornosu bu değilse nedir?
Kullanılan anahtar kelimeler bize sunulan resmin çerçevesi hakkında yeterince aydınlatıcı. Asıl çocuk pornosu bu değilse nedir? Bu çerçevenin içinde çocuğun haklarından, yapılması gerekenlerden bahseden bir yaklaşımı görmek mümkün değil.
Konuya ilişkin haberlerde dikkatimizi çeken bir diğer önemli nokta, N.N.B.'nin bedeninin siyasal istismara da maruz kaldığıdır. İktidar-muhalefet çatışmasının malzemesi haline getirilen konuya ilişkin tartışmalarda N.N.B. ve ona benzeyen dramı yaşayan çocukların haklarının korunmasına ilişkin yaklaşımları görmek çok zor.
Cezanın verilmesi yakındır!
Meclis gündemine taşınan tartışmalarda (medyada yer alan haberlerden anlaşıldığı kadarıyla adli temeli yeterince sağlam olmayan) "çocuk pornosu" iddialarının, çocuğa uyuşturucu ve/veya alkol verildiği iddialarının pervasızca öne sürülmesinin (Hürriyet 3 Kasım 2006) açacağı toplumsal infial ve linç milletvekilleri tarafından da hesaplanamadı galiba. Mahkeme sonucu ne olursa olsun toplumsal vicdanda hepsi mahkum oldu çoktan. Anne cezaevindeki ilk gününde linç girişimine maruz kaldı. Cezanın verilmesi yakındır!
Medyada kurulan mahkeme olayı incelemiş, ipuçlarını değerlendirmiş, tüm tahlillerini yapmış, suçluları ve öngörülecek cezaları çoktan belirlemişti. Ancak, kimsenin pek farkında olmadığı şey; en fazla mağdur durumda olanın yine N.N.B. olduğuydu.
İki kardeşi medyanın gazabından daha sıkı korusunlar
Bugünkü tabloya baktığımızda N.N.B.'nin gördüğü fiziksel şiddetle kalmayarak, ileride yaşayacağı psikolojik travmaların, ruhsal örselenmenin, akranları arasında göreceği dışlanmanın da yolu hazırlanıyor. N.N.B.'nin daha önceden koruma altına alınmış 2 kardeşine medyanın ulaşmasına az kaldı. Lütfen, onları koruyan kurumlar bu iki kardeşi medyanın gazabından daha sıkı korusunlar. (GET/KÖ)
* Doç. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi.