19-25 Aralık 1978 tarihlerinde gerçekleştirilen Maraş Katliamı'nda resmi rakamlara 111 kişi ölmüştü.
ÖDP: Maraş Katliamı yeniden yaşamamak için unutulmamalı
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkan Yardımcısı Önder İşleyen yaptığı açıklamada "Maraş katliamı büyük acılara neden oldu. En az bunun kadar önemli bir diğer nokta da katliamla başlayan sürecin Türkiye‘yi 12 Eylül açık faşizmine taşıyan sürecin başlangıcı olması" diyor.
"Tıpkı Maraş‘ta Alevi oldukları için saldırıya uğradıkları gibi, bu kez de Kürt oldukları için, insanların kapıları işaretlenmekte, iş yerleri yağmalanmakta, Kürtlerden alışveriş yapmayın kampanyaları düzenlenmektedir."
ÖDP "Türkiye'nin bu katliamlarla hesaplaşmadan ülkenin gerçek anlamda demokratikleşmesi mümkün değildir. Bugün Maraş‘ı hatırlamak, ülkemizin sürüklendiği karanlığa karşı durmak, yeni Maraşlar yaratmak isteyenlere karşı, barış, kardeşlik ve bir arada yaşamı savunmaktır" diyor.
Alevi Bektaşi Federasyonu: Sorumlular hâlâ cezalandırılmadı
Katliamın yıldönümü nedeniyle Alevi Bektaşi Federasyonu adına Genel Başkan Turan Eser açıklamasında olaylar öncesinde “Kontrgerilla ve ırkçı paramiliter emperyalist uşakların çabalarıyla, yüzyıllarca barış içinde yaşayan aynı ülkenin vatandaşları arasına kin ve nefret tohumları atılarak birbirlerine düşman edildi” dedi.
Dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu katliamın sorumlularının cezalandırılmadığını da belirten Federasyon siyasi iktidarların bu yüzleşmeden hep kaçtığını vurguladı.
Katliam tanıklarının anlattıkları
Şeyho Demir: O günkü Maraş Emniyet Müdürü geçen dönem AKP hükümetinin İçişleri Bakanı olan Abdülkadir Aksu'ydu. Katliamı MİT, MHP ve şeriatçılar el birliğiyle gerçekleştirdiler... Katliamı duyunca hemen Maraş'a gittim. Sabahleyin Maraş Devlet Hastanesi'ne gittim. Orada Antep'ten tanıdığım bir hemşire ile karşılaştım. Beni görünce şaşırdı, 'Aman Şeyho abi sen nereden geldin. Burada herkesi öldürüyorlar. Hastaneye hafif yaralı olarak gelen en az 10 kişiyi aşağı indirip öldürdüler' dedi. Maraş Devlet Hastanesi Başhekimi'nin gözetiminde yapıldı bunlar. Bütün herkes biliyor ki, böylesine büyük bir katliam devletin eli olmadan yapılamaz. Yörükselim Mahallesi'nde hamile bir kadının karnını süngü ile yarıyorlar. Annesinin karnından çıkardıkları 8 aylık bebeği 'allah allah' bağırtıları arasında çengelle elektrik direğine asıyorlar. Bu vahşetin resimleri o günkü gazetelerde yayınlanmıştı. Maraş katliamı davasını avukat olarak Halil Güllüoğlu takip ediyordu. Güllüoğlu'ndaki dosyalar hiçbir zaman açıklanmadı. Zaten onu da davayı takip ettiği için öldürdüler. O dosyaları açığa çıkarsınlar, katliamdaki devletin rolü net olarak açığa çıkar.
Meryem Polat: Sabahtan başlayıp ikindiye kadar bütün evleri yaktılar. Bir çocuk kazanda yakıldı. Her şeyi talan ettiler. Biz bodrumda suyun içindeydik; üstümüz tahtaydı. Tahtalar yanıyor, üstümüze düşüyordu. Evim kül oldu. Bodrumda sekiz kişiydik, orada olduğumuzu anlamadılar, çıkıp gittiler.
Katliamın dönem gazetelerine nasıl yansıdığını görmek için tıklayınız. (EZÖ/TK)