Ejder Demir 13 Eylül 2007'de Van, Özalp'a bağlı aşağı Koçkıran köyünde evinin önünde saldırıya uğramış ve hastaneye kaldırılırken hayatını kaybetmişti. İnsan Hakları Derneği'nin araştırması sonucu ortaya çıkan olayın ayrıntıları, daha sonra raporlaştırılmıştı.
İHD raporunda görgü tanıklarının ifadesiyle Ejder Demir, sivil bir minibüsle gelen kişilerin açtığı ateşle ağır yaralanmış hastaneye kaldırıldıktan sonra hayatını kaybetmişti.
Otopsi raporunda Ejder Demir'in ölüm nedeni "kuyruk sokumunun 10 santimetre üstünden giren ve karın bölgesinden dışarı çıkan G3 piyade tüfeği mermisinin neden olduğu yaralanmaya bağlı iç kanama ve organ harabiyeti sonucu solunum durması" olarak açıklanmıştı.
7 Ocak 2009'da görevli askerler yüzbaşı Murat Kahraman ve dokuz er hakkında "adam öldürmeye teşebbüsten" dava açılmıştı.
19 Nisan 2011'de karara bağlanan davada, mahkeme olayın "meşru müdafaa" olduğunu ifade ederek beraat kararı verdi.
Bianet'e açıklama yapan Demir ailesinin avukatı Ümit Avcı, davada çıkan karar itirazlarını şöyle dile getirdi: "Mahkeme kararı tamamen sanıkların ifadesine dayanıyor. Tanıkların ifadesi dikkate alınmadı. Ender Avcı sigara kaçakçılığından aranıyordu. Ancak bu cezaevine atılmayı gerektiren bir durum bile değil. En fazla para cezası alırdı. İlçe jandarma komutanı Murat Karaman kendince istihbarı bilgiler topladığını ve Ejder Demir'in örgüte yardım ettiğini ifade ediyor. Demir öldürüldüğünde üzerinde her hangi bir silah veya ateşli madde bulunmadı. Hiçbir delil yoktu.
Sanıklar savunmalarında köyden kendilerine ateş açıldığını iddia ettiler. Ancak köylüler hakkında hiçbir araştırma, soruşturma yapılmadı, dava açılmadı. Ateş açıldıysa, olay esnasında neden takviye istemediklerine de yanıt vermediler. Diyelim, köyden ateş açıldı, devlete kurşun sıkılmışsa neden araştırılmıyor?"
Avukat Avcı temyize gittiklerini, kararı beklediklerini de sözlerine ekledi ve "Bundan sonra davayı gerekirse AİHM'e taşırız" dedi. (NK/HK)