Yüksek Askeri Şûra öncesi emekliliğini isteyen eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'e ait olduğu iddia edilen ses kaydı internet sitelerinde yayınlandı. Gazetelerde yayınlanan haberlere göre, ses kaydı, çatışmalar ve ordu hakkındaki değerlendirmeleri içeriyor. Kayıttan konuşmanın, seçim öncesi yapıldığı anlaşılıyor. Koşaner özetle şunları söylüyor:
"Döşerken aklınız neredeydi?"
Huduttakinin bile işareti yoktur. Adam gidiyor basıyor, bilmem ne yapıyor. Haberimiz yoktu ekip gönderdik. Ankara'dan da geldiler. Sırayla bitirdiler. Bilmiyorum bitti mi daha devam ediyor mu? Bunlar çok tehlikeli şeyler, bunları kim döşemiş, biz. Şimdi ben desem ki yetkililere "Bizimkiler mayın döşemişlerdi. 10 -20 sene evvel. Başıboş bırakıp gitmişler." Ne derler? Döşerken aklınız neredeydi derler. Maalesef döşeyen yine biziz değil mi?
"Emir komuta birliği bazen yok"
Bizi sıkıntıya sokan konulardan bir tanesi, emir komuta birliğini bazen sağlayamıyoruz. Nerede bir operasyon, bir harekât, bir baskın vs ne varsa sorumlusu mutlaka bir komutanlık olacak. O bölgenin sorumlusu. İHA'dan (insansız hava aracı) görüntü almak gibi büyük bir nimet var. Olayın olduğu yere süratle bir İHA'yı getirip ekrandan adım adım görebiliyoruz öyle mi? Görebiliyoruz. İHA'dan gören komutan mutlaka operasyona müdahale edip, sevk idare etmeli. Neden bunu söylüyorum, önümüzde örneği var. Bir daha o hataya düşmeyelim. İşte bu Hantepe olayında operasyon yapan komutan daha doğrusu sorumlu komutan Birinci Tugay Komanda Tugay Komutanı idi ve kendisi arazideydi. Ama ekrana bakan komutanlık civardaki komutanlığımız ona müdahale yetkisi yoktu. Böylece bir koordinesizlik oldu zamanında müdahale edemedik.
"Tim komutanım mevziden kaçarsa"
İkinci önemli konu arkadaşlar. Küçük birlik seviyesinde sevk ve idarede çok zayıfız. Jandarma, JÖH'ü filan ayrı tutuyorum. Onlar hakikaten çok tecrübeli profesyonel olmuşlar artık. Sözüm onlara pek değil, daha ziyade bizimkilere. Küçük bir birlik seviyesindeki tim komutanı, kol komutanı eğer o adamına sahip olup da sevk idare edemezse, iş buradan kopar. Hani derler ya bir nal bir at kurtarır. Bir at bir ordu kurtarır, süvari kurtarır, süvari bilmem neyi kurtarır. Neticede memleket kurtulur. İşte biz o nal, o nal bizim komando kolumuz. Komando timimiz motorlu kolumuz orada eğer sağlam duramazsa tutamazsak birliğimizi görevinin başında, gerisi çorap söküğü gibi gider.
Niye bunu söylüyorum. Benim tim komutanım, unsur komutanı diye koyduğum arkadaşım önce mevzide silahını bırakıp da kaçarsa biz bu işi yürütemeyiz. Biz bu eğitimi yapmamışız yetiştirememişiz demektir. Rütbesi de var kolunda, o orada silahını bırakıp da mevzisini kaçarsa tabii ki mevzimiz çöker, tabii ki zayiat veririz. 2 tane adam geliyor karşıdan. 30 kişiyi kaçırıyor geri gidiyoruz, rezalet. Olacak şey değil. Neden? Sevk idare edemediğimiz için timimizi.
Tim komutanı ve unsur komutanı her ikisi de kendi personelinin göreceği yerde bulunur. Sesle varsa telsiziyle timinin adamlarını tek tek sevk idare eder. Zamanı geldiği zaman da ateş açtırır yerinden kıpırdama der, kaçma der, ben buradayım der. Sevk idare eder. Öyle oluyor mu, nadiren böyle oluyor. Çoğu yerde çat pat dediğin zaman o oraya bu buraya, birkaç gözü kara arkadaş dayanıyor.
"Kendi erimizi alnından vurduk"
Lider pozisyonunda olanlar piyasada yoklar. En acısı da silahını da bırakıp gidenler. Roj TV silahın numarasını da beraber gösteriyor. Ben olsam o rütbelinin yerine insan içine çıkmam. Ama utanmıyor adam. Bunlarla iş yapamayız. Yoksa canı sıkılan çeker gider. Ondan sonra mevzimize de girilir, bir sürü de şehit veririz. Artık her şey milletin önünde açık arkadaşlar. Bakın yine örnek dilimin ucuna geliyor söylemek istemiyorum. Böyle timi sahip olmazsa, orada bir tane karaltı görür tak diye ateş eder. Başlar sesi duyan herkes ateş eder basıldık diye. Arkadaşımızı, bir erimizi alnından vururuz. Vurduk mu, haberiniz var mı, var değil mi?
Olayı takip ediyorsunuz. Herkesin cebinde artık telsiz var, eskisi gibi de değil. Bak ben ateş ediyorum. Herkes sussun diyeceksin. Herkes duyacak, kimse bir şey yapmayacak. Bir kişi edecek bunu gayet kolay yapmak ama eğitimle bunu yaparsanız olur. Bırakırsanız keyfine adam "Ateş et" der. Vay basıldık diye herkes silaha sarılır. Bir masum erimizi alnından pat diye vururuz. Kabahatli biziz.
"Mevziler hatalı Hantepe de öyle"
Arkadaşlar bir üssü, bir tepeyi, bir kritik araziyi korurken esas, mevzi kazıp gömülmektir. Tabii kayalık sert yerlerdeyiz ve tabii kazıp gömülmek mümkün olmuyor çoğu zaman. Ne yapıyoruz o zaman? Kum torbası bol. Kum torbasını üst üste koya koya kulübemsi karakolların etrafında nöbet kulübesi gibi böyle kulübeler meydana getiriyoruz. Bir de delik açıyoruz önünde buradan gelecekler bakacağız diye. Böyle bir koca hedef oluyor. Arkadaşlar karanlıkta gece görüş aleti olmasa bile ben RPG-7 ile 200 metreden onu tak diye vururum. Bak bu yaşımda vururum. İsterseniz deneyelim. Böyle kulübe yapıyorsunuz ona mevzi diyor bazıları. Mevziye girdik deyince o kulübenin içine giriyorlar. Ondan sonra ilk rokette orası vuruluyor. Öyle oldu değil mi Hantepe'de. Üsteğmenimiz de orada gitti. Koşuştular hepsi peşinden mevziye giriyoruz diye. Ondan sonra roket de oraya geldi. Öyle mevzi mi olur? Nerede görülmüş şey.
"Halimiz tam bir kepazelik"
Çatışmaya gireceğimiz için ateş mevzii lazım. İşte Hantepe'de İHA'nın görüntüsünde bile belli. Koştular içine girdiler değil mi? Seyreden var mı? Vardır herhalde. Adam da geldi el bombasını üzerlerine atıyor, şey atar gibi. Tam bir kepazelik halimiz. Neden işte lider yok ortalıkta. Lider yok bu hale geldik. Bakın bunları söylememe gerek bile yok. Hepimiz askeriz bunun için komutanız ya. Çok zayıfız bu konuda.
"Komutan harekâtı İHA'yı sevk edecek"
Kuvvet komutanımızla beraber Hava Kuvvetleri Komutanımızla beraber bu İHA'ların gönderilişini, görüntü aktarmasını yerlerinde bir daha inceledik. Şunu gördük ki, eğer zamanında uygun şekilde İHA'ları kullanabilsek bize çok çok büyük imkan kazandırıyor. Ama bunu yerinde zamanında görüntüyü izleyen komutan hakikaten o görüntüde gördüğü operasyona müdahale edebilecek bilgide ve tecrübede olması gerekir. Oradaki nöbetçi subayın yapacağı bir iş değil o. Demek ki önce ilgili komutan fırlayıp bu işin başına gelmesi süratle durumu değerlendirmesi topçu mu attıracak, uçak mı isteyecek, helikopterleri mi gönderttirecek ne talep edecekse etmesi ve alttaki birlik komutanıyla direkt temasta olup helikopteri yönetmesi lazım. Topçuyu tanzim ettirmesi lazım. İHA'nın nereyi takip etmesi gerektiğini söylemesi lazım. Ekranın başında olup da harekâtı sevk edecek komutan İHA'yı da sevk edecek.
"Herkes işine sahip olacak"
Bundan sonra ben dediğimde İHA geç geldi, sağa git dedim, sola gittiydi falan filan yok arkadaşlar, yok. Herkes işine sahip olacak. Ona göre İHA'yı kullanacak. Ona göre de helikopter mi getirecek, işte gerekli işlemi yapacak. Buna dikkat edelim. Şimdi tabii terör örgütünün önümüzdeki dönemde ne yapacağı biraz siyasi. Artık tamamen örgüt siyasi alana angaje oldu. Biliyorsunuz seçime kadar eylemsizlik diye bir karar aldılar. Bu da hakikaten eylemlerini yani kırsal kesimdeki eylemlerini azalttılar. Bu karar tabii kesinlikle bizi bağlamaz.
"Eylemsizlik falan söz konusu değil"
Bu son dönemde o kadar her şey serbest dendi ki, halkımıza işte herkes istediğini söyleyebilir, istediğini talep ediyor, istediğini bilmem ne yapıyor. Saçma sapan şeyler. Tabii çoğunun bunu düşünmesi bile mümkün değil. Onun için size diyorum ki arkadaşlar. Lütfen bulunduğunuz yerde nabız tutun. Bakın halkın içinde olun. Kışladan lojmana lojmandan kışlaya dediğiniz zaman bunu anlayamıyoruz. Nabız tutmamız lazım. Polisle, itle, bilmem neyle yakın temasta olmamız lazım. Hakikaten bu söylenenler oluyor mu, halk buna ne diyor? Ne kadar destekliyor. Ne kadar desteklemiyor. Saçma mı buluyor, ne nasıl oluyor? Yani bunları kimlerden öğreneceğiz? Sizden öğreneceğiz. Öncelikle jandarmadan öğreneceğiz. Buna ihtiyacımız var. Biz hiçbir zaman eylemsizlik falan filan öyle bir şeyi ağzımıza almadık. Bizim için eylemsizlik söz konusu değil arkadaşlar.
"Bir yıldır daha mantıklı operasyon"
Bizim hiç kimsenin talimatına falan da ihtiyacımız yok. Tabii ki mücadelemiz devam edecektir. Kimse de "Bunu durdur" diyemez. Dese bile bunu kabul etmeyiz. Bir kere bunu hiç unutmayınız. Kesinlikle yok hareketi azalt, operasyonu azalt, ne bizim ne diğer komutanlarımızın ağzından çıkar. Biz her zaman olduğu gibi teröre karşı mücadelede bir adım bile geri duramayız. Ancak geçen seneden beri biraz daha mantıklı olarak bu işi yapmaya karar verdik. Eskiden büyük bölgeleri aramak için taburlar, hadi araziye diziliyorduk. Hadi arıyorduk tarıyorduk bu arada. 10 kişi mayına basıyordu.
"Ne oldu, bitti mi bu adamlar?"
Beş kişi bilmem ne oluyordu. Düşüyordu kalkıyordu yaralanıyordu. Neticede de hiçbir şey bulamıyorduk. Verdiğimiz zaiyatla kalıyorduk. Onun için dedik ki istihbarata dayalı gerçek duyuma dayalı bir şey elde ettiğimiz zaman operasyon yapalım. Artık bunu jandarma mı yapar, beraber mi yaparız. Yani boşu boşuna birlikleri sevk etmektense bir bilgi alıp bir istihbarat alıp ona yönelmek, ha o da boş çıkabilir. Ama yeterli kuvvetle bunu yapmak zorundayız. Bütün her şey bana geliyor. Bazı yerlerde hareket yok. Ne oldu, bitti mi bu adamlar?
Şimdi sınır birliklerimizin biraz daha profesyonel olması için yani profesyonel asker falan demiyorum. Bir sınır eğitim merkezi teşkil ettik, biliyorsunuz herhalde? Şey olan eğitim birliklerimizi erlerimizi oraya gönderiyoruz.
"Artık herkesin gözü üzerimizde"
Bunlara rahat vermememiz lazım. Öyle bir hava varsa eğer kafanızdan lütfen çıkartın. Öyle şey yok. Çok dikkat edin herkesin gözü üzerimizde. Bir ufacık hata yapılırsa basına taşınıyor. Manşetlere taşınıyor. Onun için her şeyi yasal bazda yapmak durumundayız. Bizim yasalarımız hani bazen kızıyoruz mızıyoruz ama bize gerekli yetkiyi veriyor. Dikkatli incelersek kullanırsak işte valiyle konuşmak suretiyle falan bize gerekli yetkiyi veriyor. Tabii önce jandarmamız yapıyor. Biz de onların peşinden ona destek olarak yapacağız. Biraz evvel söz ettim. EMASYA Protokolü kalktığı için iller arasındaki harekette biraz sıkıntımız olacak gibi geliyordu. Ama arkadaşlarımız söylediler. Valiler gene anlaştı falan diye. Biz bunu yeni bir protokolle yasal baza oturtmaya çalışıyoruz. Onu da hazırlar hazırlamaz size tekrar göndereceğiz. O konulara da sahip olacaksınız ve daha rahat edeceksiniz. Neyimiz varsa kullanın. İşte havada bilmem ne helikopteri hazır bulundururuz. Bilmem ne çağırırız gerekirse. Bulundurun çağırın şimdi rahatız.
"Temasta kaçırmak yok"
Yani sıkışık durumda değiliz. Her türlü imkanınızı kullanın. Bakın her türlü imkanımızı kullanın diyorum. Ama teması da kurduktan sonra. İşte ben bunu kaçırdım. Gittiler gece karanlığında kayboldular. Bizde her şey var. Gece de görüyoruz gündüz de görüyoruz. Her türlü imkanımız var. Bunu kaçırmayacağız ona göre tedbir alacağız. Marifet kaçırdım demek değil. Temas kurunca kaçırmak yok. İnatla cesaretle üzerine gidip sonucu almamız lazım. Elimizdeki aracımızı, gerecimizi, dürbünümüzü, teçhizatımızı işte ne varsa iyi bilin silahımızın kabiliyetlerini iyi bilmeliyiz ki, onu ona göre kullanmalıyız. (AS)
* Videoyu izlemek için tıklayınız.