Türkiye'de gündemi belirleyen önemli alanlardan birisi de gizli ses kayıtlarıdır.
"Alan" belirlemesinde bulunuyorum; çünkü bu durum artık doğal bir hal almış durumda.
Siyasetteki yönlendiriciliği dışında gizli ses kayıtlarının diğer bir özelliği de, gizlenmeye çalışılan gerçekleri ortaya çıkartmasıdır.
Söz konusu kayıtların son örneğini de, Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner imzasıyla takip ediyor ve anlamaya çalışıyoruz.
Diğer söylenenler bir tarafa, insanın "tüylerini ürperten" bir diğer iddia da, askerler tarafından farkedilen bir karartının ne veya kim olduğu anlaşılmadan askerlerin ateş açmasıyla karşılık bulduğunun belirtilmesidir.
Eski Genelkurmay Başkanı Koşaner'e göre, asker etrafında gördüğü bir karartıya ani bir refleksle ateş açıyor ve birçok asker de böylece yaşamını yitiriyordu.
Koşaner'in bu ifadesi güncel yaşamımızda sürekli yaşanan bir durum. O nedenle inandırıcılığı şüphe götürmez.
Gün geçmiyor ki bir asker daha ya "eğitim zayiatına", ya da "intihara" kurban gitmesin. Toplum bu ölümlerde ki gerçeğin de bilincindedir.
Koşaner'in belirttiği "karartı" elbette sadece askerleri kapsamıyor. Karartı, büyük ve geniş bir alanı kapsayan bir kelimedir. İçerisinde barındırdığı en önemli etkenlerden birisi de Kürt çocuklarıdır.
Işık Koşaner'in bahsettiği karartı, askeriyeden atılan havan topuyla yaşamını yitiren 14 yaşındaki Ceylan Önkol olabilir mi acaba?
Veya çobanlık yaparken öldürülen 16 yaşındaki Caziye Ölmez midir?
Yoksa "terörist" görüldüğü için küçük bedenine 13 kurşun sıkılan 12 yaşında ki Uğur Kaymaz'mıdır?
Onlar da değilse, ailesiyle pikniğe giderken katledilen Canan Saldık ve onun yaşıtı olan öldürülmüş 351 çocuk mudur?
Çok güzellikler karartıldı bu coğrafyada. Ve birer "karartı" olarak adlandırılarak tarihin en utanılası sayfalarındaki yerlerini aldılar.
Ses kaydındaki bu ifadeler, yılların yanlışlarının kanıtıdır.
Başta Ceylan Önkol olmak üzere katillerinin yargılanmadığı bu tür cinayetlerin aydınlanması için kanıttır.
Ve ayrıca devletin de, kendisi adına bu yanlışları yürürlüğe koyan kişiler için yaptırımlara gitmesi önemlidir.
Ve en nihayetinde artık geç olsa ve yetmese de, bir "özür" de olsa dilenebilmesidir. (EK/EKN)