Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç'la yaptığı söyleşide, MİT-PKK görüşmesiyle, iç ve dış politikayı da içeren sorulara yanıt verdi. Özel'in yanıtları özetle şöyle:
Sınır karakollarında görev yapacak profesyonel sınır birlikleri ve sözleşmeli erler ile ilgili son durum nedir?
Sözleşmeli erler, 3-8 yıl arasında değişen sürelerde istihdam edilecek, en fazla 29 yaşına kadar görev yapacaklar, kışlada yatıp kalkacaklar, her türlü ihtiyaçları erbaş ve erler gibi devlet tarafından karşılanacak ve görevleri sonunda belirli bir tazminatla ordudan ayrılacaklar. Sözleşmeli erlerin, öncelikle İç Güvenlik Harekatı bölgesinde hudut birliklerinde istihdam edilmesi planlandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kırsalda yürüttüğü mücadeleye polisin de etkin katkıda bulunmasına dönük yaklaşımlara nasıl bakıyorsunuz?
Bu yeni bir konu değildir. 1990'lı yıllarda polis özel harekat timleri ile TSK unsurları birlikte ve uyum içinde, iç güvenlik bölgelerinde teröristle mücadele de başarılı görevler icra etmişlerdir.
Mülki makamlar tarafından görevlendirildikleri takdirde, polis özel harekat timlerinin, geçmişte olduğu gibi yine başarılı olacaklarından hiçbir şüphemiz yoktur. Bir müddetten beri ara verilen birlikte kırsalda görev yapma işlemlerine tekrar başlandı ve bu şekilde devam edecek.
"Münferit olaylar"
Orgeneral Işık Koşaner'in internete yansıyan ses kaydında terörle mücadeleye ilişkin bazı özeleştiriler vardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Terörle mücadelede yaşanan birkaç münferit olay hakkında, ilgililerin dikkatimi çekmek için yapılmış kurum içi bir özeleştiri olarak değerlendiriyorum. Ancak, Sayın Komutan'ın bu özeleştirisine, bu konuda yorum yapabilecek bilgi ve eğitime sahip olmayanların, basında veya farklı ortamlarda, TSK'nın gücünü sorgulayacak ve moral değerini aşındıracak şekilde yorumlar getirmesi üzüntü verici olmuştur.
"Ses kaydını basından öğrendim"
MİT ile PKK arasındaki görüşmelerin ses kaydı yayınlandı. Bu görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Görüşmeler devam etmeli mi?
Bazı devlet görevlileri ile PKK terör örgütü mensupları arasındaki görüşmelere ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarını basından öğrendim. Haberin doğruluk derecesi, iddia edilen görüşmelerin nerede, hangi şartlar altında yapıldığı ve kayıtların nasıl basına verildiği konusunda bilgi sahibi değilim.
Terörle mücadelenin güvenlik boyutu dışındaki faaliyetler, TBMM ve Hükümetimizin tasarrufunda olan konulardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü sağlamak için, yüzlerce yıllık devlet geleneği ve ortak akıl neyi gerektiriyorsa, onun yapılması gerektiği düşüncesindeyiz.
"Sınır ötesi kara harekatı devam ediyor"
Sınır ötesi operasyonda son durum nedir?
17 Ağustos 2011 tarihinden beri yoğun bir şekilde Irak kuzeyindeki terör örgütü hedeflerine yönelik taarruzi hava harekatı ile topçu atışları icra edilmektedir. Ayrıca 20 Ekim 2011'den itibaren de birkaç bölgede sınır ötesi kara harekatı başlamış, halen devam etmektedir.
Sınır ötesi hava harekatlarının sonuçları nedir? Bu harekatlar devam edecek mi?
Çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgilere göre 250-270 terörist etkisiz hale getirilmiş 210'dan fazla teröristin yaralandığı öğrenilmiştir.
"İran'la bilgi paylaşımı yapılıyor"
İran'la terör örgütüne yönelik ortak operasyon ya da bilgi paylaşımı var mı?
Terörün küresel niteli göz önüne alındığında diğer ülkeleri ile işbirliği yapılmasının gerekli olduğu görülmektedir. Biz de bazı ülkelerle terörle mücadele kapsamında eğitim, tatbikat, seminer, sempozyum ve istihbarat paylaşımı şeklinde işbirliği yapmaktayız. Belirtilen ülke ile sınırdaş olmamız nedeniyle hudut görüşmeleri kapsamında bilgi paylaşımı yapılmaktadır. Ortak bir operasyon şu an için söz konusu değildir.
ABD ile devam eden istihbarat paylaşımı verimli mi?
İstihbarat paylaşımı iki ülkenin ortak çıkar ve hassasiyetleri çerçevesinde başarılı bir şekilde sürdürülmektedir.
"Balyoz'u yakından takip ediyoruz"
Balyoz soruşturmasından tutuklu general ve amirallerle ilgili değerlendirmeleriniz nedir?
Yargıya müdahale anlamına gelebilecek davranışlardan özellikle kaçınan TSK, yargılamayı etkilemeyecek şekilde malum soruşturma ve davalara ilişkin gelişmeleri yakından takip etmektedir. Uzun tutukluluk sürelerinden duyulan rahatsızlık devletin çeşitli kademelerinde ve kamuoyunda sıkça dile getiriliyor. Söz konusu soruşturma ve davalar nedeni ile tutuklu bulunan muvazzaf ve emekli personelimiz için tüm TSK mensupları gibi ben de derin üzüntü duymaktayım.
Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması önerilerine nasıl yaklaşıyorsunuz?
TC Devletinin bekası için çok iyi düşünülüp değerlendirilmesi gereken, siyasi ve askeri boyutları bulunan bu çok önemli ve hassas konuda, basın aracılığı ile görüş açıklamamın uygun bir yöntem olmadığını düşünüyorum.
"Fakir-zengin ayrımı yapılmamalı"
Son aylarda genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının dahil olduğu protokol düzenlemelerinde bazı değişiklikler oldu. Bu değişiklikleri nasıl karşılıyorsunuz?
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısındaki oturma düzeni ile ilgili olarak; oturma düzenini komutan arkadaşlarımla birlikte karar verip uyguladık. Milli Güvenlik Kurulu toplantısında oturma düzeni de Devlet Protokolüne uygun bir şekilde bilgim dahilinde uygulanmıştır.
Bedelli askerlik önerilerine nasıl yaklaşıyorsunuz? Kısa vadede böyle bir çalışma olacak mı?
Bedelli askerliğe karar verilirken; halkımızın hassasiyetleri, Anayasada belirtildiği şekilde vatan hizmetinin herkes için hak ve ödev olduğu, fakir-zengin ayrımcılığına gidilmemesinin çok önemli hususlar olduğunu düşünüyorum.
"35. madde darbe için konulmadı"
İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesinin değiştirilmesi ya da kaldırılması fikrine nasıl yaklaşıyorsunuz?
Bu maddenin düzenleniş amacı, 1935 tarihli Ordu Dahili Hizmet Kanunu'nun 34'üncü maddesinin gerekçesinde de belirtildiği şekilde, TSK'nin genel görevini belirlemek ve ordunun vazifesinin daha iyi anlatılması ve öğretilmesidir. Ayrıca, kurumların görev, yetki ve sorumluluklarının anayasa ve özel kanunlarında açıkça düzenlenmesi demokratik yönetim ilkesinin doğal ve gerekli bir sonucudur.
"Konu askeri değil siyasi"
İsrail ile diplomatik alanda yaşanan kriz, askeri makamları arasında ilişkilere nasıl yansıdı? Krizin aşılmasında askerden askere işleyen bir kanal var mı?
Askeri faaliyetler askıya alınmıştır. Krizin aşılmasında ayrı bir askeri kanal veya temas yoktur. Ayrıca buna ihtiyaç da yoktur. Bu konu askeri değil, siyasidir.
"Doğu Akdeniz enerji deposu"
Doğu Akdeniz'de yaşanan gerginliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son zamanlarda yapılan incelemelerle Doğu Akdeniz'in aynı zamanda bir enerji deposu olduğu da görülmektedir. On senedir yaşanan deniz yetki alanları sınırlandırılması sorunu da bu özellikten kaynaklanmaktadır. Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanımız kıyılarımızın uzunluğu ile orantılı olmalıdır diye düşünüyorum. (AS)