Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin haftalık grup toplantısında konuştu.
Anayasa değişikliği referandumu, dış politika, Almanya – Türkiye ilişkileri, basın özgürlüğü ve akademisyenlerin durumundan bahseden Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’ın “Bir direksiyonda iki kaptan olmaz” sözlerine gönderme yaptı:
“40 yolcu için otobüste iki kaptan olur. Çünkü 40 yolcunun hayatını tek kaptana emanet etmezler. Şimdi biz 80 milyon kişiyi tek adama emanet ediyoruz.”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Suriyelilere vatandaşlık verilmesini halka soralım”
“Diyorlar ki ‘Suriyelilere vatandaşlık vereceğiz’. Ben de şunu söylüyorum, her konuda ‘Milletin iradesine güveniyoruz’ diyorsun. E gel sevgili kardeşim, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, gelin referanduma gidelim, Suriyelilere vatandaşlık verelim mi, vermeyelim mi?
“Dikkat buyurunuz bu konuda hiç konuşmuyorlar. Ya gel kardeşim, al sana referandum konusu. Kime soracağız, vatandaşa soracağız. Millet şaşırır mı? Şaşırmaz.
“Sayın Binali Yıldırım, çok net bir çağrı yapıyorum. Bununla ilgili parlamentoda her türlü desteği vermeye hazırız.
“Dış politika felaket”
“Dış politika tam bir felaket. Yöneticiler, liyakatli insanlarla çalışırlar. Uzun uzun tartışırlar ve kararı onun üzerine inşa ederler.
“Onun için devlet bir kişiye bırakılmaz. Bir kişi hata yapabilir, yanlış karar verebilir.
“Bir sabah kalkıyoruz Cumhurbaşkanı diyor ki; ‘Rakka'ya gideceğiz’. Öğleden sonra ‘Mümbiç'e gideceğiz’. Akşam'a doğru ‘Rakka'ya da Mümbiç'e de gideceğiz’. Ya siz nereye gidiyorsunuz?
“Kime sordunuz? Devlet akılla yönetilir, liyakatle yönetilir.
“Rahmetli Ecevit'i düşünün. Kıbrıs'a çıkarma yaptığı zaman kimsenin haberi oldu mu? Türk askeri Kıbrıs'a indi ve açıklamayı öyle yaptı. İşte devlet öyle yönetilir. Devlet yönetmesini bilmiyorlar.
Çuvaldızı kendinize batırabilmelisiniz”
“Bir bakıyorsunuz Putin'den, bir bakıyorsunuz Trump'tan yanalar.
“Bir de Almanya konusu var. Bizim oralarda vatandaşlarımız var, onlar da referandumda oy kullanacaklar, onlara bu hak ve yetki verilmiş durumda.
“Ama iki bakana izin verilmemesi hem iktidar, hem de bizim tarafımızdan tepkiyle karşılandı.
“Demokrasiden söz ediyorlarsa bizim politikacılarımızı, bakanlarımızı engellememeleri gerekiyorlar. Bunu söyledik.
“İktidar kanadı, çok ağır eleştiriler getirdiler. Şimdi, bir konuyu eleştiriyorsanız önce bir dönüp kendinize bakmanız lazım. İğneyi başkasına batırıyorsanız çuvaldızı da kendinize batırabilmelisiniz.
“Siz de Bulgar siyasetçinin gelmesini yasakladınız”
“Almanya'ya nasıl bir propaganda için gidiyorsak, onlar da buralara gelip propaganda yapıyorlar.
“Bulgaristan'da Türk kökenli, çifte vatandaşlığı olan Erdinç İsmail Hayrullah. Bu adam Bulgar parlamentosunda Bulgaristan - Türkiye Dostluğu Kurulu Başkanı. Bu adamın sen Türkiye'ye gelmesini yasakladın ama.
“Sayın Binali Yıldırım, Sayın Cumhurbaşkanı, bu Türk vatandaşını, çifte vatandaş olan insanlara kavuşmasını, gelip burada propaganda yapmasını hangi gerekçeyle kabul etmiyorsunuz?
“Neden Türkiye'ye girişini yasaklıyorsunuz? Sen Almanya'ya nasıl gidiyorsan, bu kişi de Türkiye'ye gelmeli. Almanya'ya kızıyorsun, sen daha kötüsünü yapıyorsun.
“Bulgaristan Türklerini de ayrıştırdılar. Hak ve Özgürlükler Partisi'nin karşısına Dost Partisi'ni kurdular. Hak ve Özgürlükler Partisi'ne mensupların Türkiye'ye girmesi yasak, Dost Partililerin girmesi serbest.
"Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür"
“Devleti devlet yapan adalettir, haktır, hukuktur. Güzel bir deyiş buldum arkadaşlar, "Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür". Onun için adalet mülkün temelidir arkadaşlar.
“Hak var mı? Hukuk var mı? Vallahi billahi adalet de yok, hak da yok.
“Siz eğer bir haftalık çocuğu annesinden ayırıyorsanız kimse bana haktan hukuktan bahsetmesin.
“Komutan emretti diye dışarı çıkan, linç edilen erin hakkını hukukunu arayamıyorsanız o ülkede adalet yoktur.
Atılan hocalar, hapsedilen gazeteciler
“OHAL kararnameleri yayınlıyorlar, binlerce üniversite hocasını attılar.
“Oysa biz çocuklarımızı ne umutlarla üniversiteye gönderiyoruz. Bunların hakkında idari soruşturma bile açılmadı, aldılar attılar.
“150'ye yakın gazeteci cezaevinde. Gazeteci ne yapacak, elindeki tek unsur kalemi.
“Bir ülkenin gazetecileri, medyası özgür değilse o toplumun kendisi özgür olamaz.
“Binlerce kişinin can ve mal güvenliği yok”
“Binlerce vatandaşımızın can ve mal güvenliği yok. Bir sabah kalkıyor ve fabrikasına el konuyor. Bir sabah kalkıyor evini polisler basmış.
“Aylarca iddianame bekliyorsunuz, iddianame yok arkadaşlar, neyle suçlanıyor bu insanlar?
“Alıyorsun atıyorsun hapse, maaşını kesiyorsun, kadın iki çocuğuyla beraber açıkta kalıyor.
“Hadi adamı cezalandırdın, çocuğun günahı ne, annenin günahı ne?
“Size anayasa mı engel oldu?”
“Vallahi de billahi de bunların yatacak yeri yok. ‘Biz bu sorunları çözeceğiz ama önümüzde engeller var’ diyor Ankara'da oturan beyler.
“Şimdi, ya bu sorunları çözmek için sizin önünüzdeki engel kim, ne. Kim engel oluyor size? Anayasa mı engel oluyor?
“‘Ben ekonomiyi düzeltecektim ama şu madde yüzünden yapamıyorum’, ‘İşsizliği bitirecektik ama şu kanun yüzünden çıkaramadık’, ‘Kanun çıkaracaktık şu kişi engelledi’ desinler.
“Eğitim sisteminde çağ atlatacaktınız da anayasa mı size engel oldu? Hak, hukuk, adalet getirecektiniz de size anayasa mı engel oldu? İngiltere'de anayasa bile yok, ama herkes İngiltere'yi demokrasinin beşiği olarak biliyor.
“Ekonomide bir karar alırsınız, yanlış yaparsınız, işsizliğe yol açarsınız, enflasyona yol açarsınız. Bunun anayasayla, hukukla ilgisi yoktur.
“Anayasa der ki; herkesin işi olsun. E çocuklarınızın işi yok, 6,5 milyon gencimiz iş arıyor. 3,5 milyon emeklimiz var, geçinemiyorlar.
“Şimdi, ‘Anayasayı, rejimi değiştireceğiz. Tek kişi olacak ve Türkiye kurtulacak’. Bir kişi ya, bir kişinin kararıyla ülkeyi kurtaracaklar.
“Otobüste 40 yolcunun canı tek şoföre emanet edilmez”
“Bir kişiye her türlü yetki verilmez. ‘Bir direksiyonda iki kişi olmaz’ diyorlar. Bunlar uçağa biniyorlar, kokpite baksınlar, kaç kişi var diye. İki kişi onlar.
“Bunlar otobüse bindiler mi bilmiyorum, hiç otobüs seyahati yaptılar mı bilmiyorum. Kırk yolcu için otobüste iki kaptan olur arkadaşlar. Çünkü kırk yolcunun hayatını tek kaptana emanet etmezler.
“Şimdi biz 80 milyon kişiyi tek adama emanet ediyoruz.
“Adalet ölürse devlet ölür”
“Hep dedik, cumhurun başkanı 80 milyonu temsil edecekse tarafsız olmalıdır.
“Diyorlar ki ‘Başkan, partinin de başkanı olmalıdır’.
“Şimdi biz salı günleri konuşma yapıyoruz. Şimdi bu anayasa değişikliği geçerse konuşmayı başkan yapacak.
“Allah aşkına ne diyecek? Binali Yıldırım bakın şimdi konuşuyor, bizi eleştiriyor. E eleştirir, kendi partisinin başkanı.
“E cumhurbaşkanı tarafsızlık üzerine yemin edecek, çıkıp bizi mi eleştirecek?
“Taraflı olursa camiye siyaset girer; kışlara siyaset girer.
“Taraflı olursa bir partinin genel başkanı hakim tayin eder. Bir partinin başkanı hakim tayin ederse o ülkede adalet ölür. Adalet ölürse devlet ölür.” (EKN)
* Fotoğraf: Murat Kaynak - Ankara / AA