Fotoğraf: Alp Eren Kaya (CHP) / AA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Parti İçi Eğitim Birimi'nin 100. Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’nin Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği “derhal tahliye edilsin” kararına değindi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AİHM kararına uyulmayacağını söylediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a “Sen kimsin” diye seslendi.
Kılıçdaroğlu’nun konuya ilişkin sözleri şöyle:
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verir, bu karara herkesin uyması lazım. Yani sadece Türkiye değil, başka ülkeler de o süreç içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden gelen kararları uygulayacaklarına söz vermiş ve bunu yasalaştırmışlarsa bunu da kendi anayasalarına koymuşlarsa herkes ona uymak zorundadır.
"Selahattin Demirtaş ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verdi. Dün yaptığı konuşma, 'Efendim ben o karara uymam, o karara uymayacağız.' Kimsin sen ya, kimsin?
“Şahsın devletinde bunu söyleyebilirsin. Sen burayı 'şahsın devleti' olarak görebilirsin ama unutmaman gereken bir şey var, burası Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir, sana pabuç bırakmaz.
“Öyle bir tabloyu düşünebiliyor musunuz? Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacaksınız, alt mahkeme de Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacak, AİHM kararlarına uymayacağız, hangi kurallara uyacağız?
“Erdoğan'ın talimat verip kendi düşüncesi dolayısıyla arzu ettiği kararı çıkaran mahkemenin kararına uyulacak ve burada biz devlete saygıyı bekleyeceğiz. Hayır, böyle bir olay olmaz. Bunu asla kabul etmiyoruz.”
Erdoğan ne demişti?Erdoğan dünkü AKP Grup Toplantısı’nda AİHM’in Demirtaş kararıyla ilgili şunları demişti: “AİHM, Türkiye mahkemelerinin yerine geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir. “AİHM, bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden alarak, istisnai bir uygulama yapmıştır. Kaldı ki biz bireysel başvuru adımını attığımız zaman Türkiye'de Anayasa Mahkemesini, bir defa bütün yolları tüketme unsuru olarak gördük. Ondan sonra AİHM devreye girebilir, bu şekilde bu adım atıldı. “Ama şimdi görüyoruz ki burada bütün yollar tüketilmeden AİHM, bu tür kararları alma yoluna tevessül etmiştir. Tamamıyla bu adımlar siyasidir, bunun da gerekçesini biliyoruz. “İstisnasını bir kenara bıraksak bile, Selahattin Demirtaş'la ilgili hüküm, aynı mahkemenin mesela İspanya'daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir. Mahkeme, Batasuna davası kararında, bırakınız şiddet eylemlerini teşvik etmeyi, şiddet eylemlerini açıkça kınamamanın dahi cezaya konu suç sayılabileceğine hükmetmiştir. “Terör örgütünün şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak kabul eden bir mahkemenin, 6-8 Ekim 2014'te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesiyle sonuçlanan bir eylemin baş sorumlusunun tahliyesini istemiş olması, resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür. AİHM, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa, önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır. “Buradaki tartışmanın konusu, Avrupa Parlamentosunun terör örgütü olarak kabul ettiği PKK ile içli dışlı olan, elinde onlarca masumun kanı bulunan siyasetçi maskeli bir kişi olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. “AİHM'nin, şu anda böyle bir teröristi savunmanın arkasında olduğunu bilmesini istiyorum. Bilmiyorsa bunu devamlı söylemeye devam edeceğiz. “Demirtaş, siyasi görevleri veya siyasi söylemleri sebebiyle değil, terörle arasına mesafe koyamadığı, bölücü terör örgütünün emriyle onlarca kişinin ölümüne yol açtığı için milletin gözünde de suçludur. "Kobani'nin katili budur. Diyarbakır'daki 53 gencin, yavrumuzun katili budur. Oradaki Kürt kardeşlerimizi sokağa döken, ondan sonra da bu kardeşlerimizin ölümüne neden olan odur. Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz.” |
(EKN)