Eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı, kurultayın yasadışılığı iddialarına dayalı olarak haziran sonunda görülecek olan dava öncesinde kendi tutumuna ilişkin tartışmalara karşılık verdi.
Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda "Benden bir mesaj bekleyen herkese buradan açıkça sesleniyorum: Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harem-i ismetinde boğmaya muktediriz." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun sosyal medya mesajı
Sessizliğimiz Suskunluk Değil, Sorumluluktur…
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) May 30, 2025
20 Kasım 2023 tarihinde, 38. Kurultayımızın üzerinden henüz iki hafta geçmişken, kurultaya ilişkin bazı iddialar kamuoyuna yansımaya başladı. O gün yayımladığım videoda, partimizi korumak adına gerekli olan her şeyi açıkça ve…
Kılıçdaroğlu'nun hedef aldığı eleştiriler
Kemal Kılıçdaroğlu'nun öfkeli açıklamalarıyla hedef aldığı eleştirileri ilk olarak gazeteci Nevşin Mengü 26 Mayıs'ta kendi haber kanalından gündeme getirmişti.
Mengü haberinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Özgür Özel'in genel başkan seçildiği CHP 38. Olağan Kurultayı hakkında, "şaibe iddiaları" gerekçesiyle 10 Şubat'ta başlattığı ve bugüne kadar toplam 123 kişinin ifadesinin alındığı soruşturmayla ilgili olarak "edindiği [şu] bilgiyi" paylaşmıştı.
Savcı ifadeye çağırdı, Kemal Bey ifadeye gitmedi. Bunu şöyle yorumlayanlar oldu, "Kemal Bey mağdur sıfatıyla ifade vermek istemiyor, partiyi korumak için'" ancak benim anladığım tam tersiymiş. Benim Ankara'dan çok güvenilir kaynaklardan aldığım bilgi şu, savcı şu mesajı iletmiş, "Kemal Bey gelir, burada ifade verir ve 'Olur mu öyle şey CHP'de yolsuzluk olabilir mi?. Ben o zaman genel başkandım, kendi düzenlediğim kurultayda böyle bir şey olmamıştır. Kabul etmiyorum' derse bu dosyayı kapatırız" demiş savcı. Böyle bir haber yollanmış ancak Kılıçdaroğlu yine de ifade vermeye gitmemiş.
Siyaset bilimci Emrah Gülsunar da Mengü'nün haberini paylaştığı sosyal medya mesajında Kılıçdaroğlu'nun davaya ilişkin tutumunu sert ifadelerle eleştirmişti.
“Bu artık sözün bittiği yer. Bir insanın bile isteye rejimin hukuksuz yargı operasyonuyla kaybettiği genel başkanlığı geri almaya çalışması açık bir onursuzluk ve haysiyetsizliktir. Bu şahıs partiden ihraç edilmeli ve her yerde yüzüne tükürülmelidir.'
Kılıçdaroğlu, avukatı Celal Çelik aracılığıyla 28 Mayıs'ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına Nevşin Mengü ve akademisyen Emrah Gülsunar hakkında "hakaret ve iftira" gerekçeleriyle suç duyurusunda bulunduktan sonra bugün sosyal medya hesabından CHP içinden gelen eleştirileri hedef aldı.
Kurultay tartışmaları ve soruşturmalar nasıl ve neden başladı?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığını Özgür Özel'e kaybettiği 4-5 Kasım 2023'teki 38. Olağan Kurultayda kendisini destekleyen delegeler ya da parti içinden diğer odaklar sonuçlarla ilgili İl Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu'na süresi içinde itirazda bulunmadıkları ve seçim kurulları da re'sen bir işlem başlatmadıkları için kurultay kararları kesinleşmişti.
Ancak başta eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş olmak üzere bazı delegeler kamuoyunda kurultayın "şaibeli" olduğuna ilişkin iddilar ortaya atınca AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,1 Şubat'ta partisinin Manisa İl Kongresi'ndeki konuşmasında bu suçlamaları paylaştı: "Seçimlerin faturasını Bay Kemal'e çıkartıp şaibeli bir kurultayla kendisini tehcir ettiler" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu ise 7 Şubat'ta KRT televizyonunda katıldığı programda soru üzerine, kurultayla ilgili parti yönetiminin "açık ve net bir açıklama yapması gerektiğini" vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Yapmıyorsanız, sükut ikrardan gelir, o zaman başka bir şey var demektir burada. Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması gerekir," diyerek Özgür Özel yönetimini suçladı. Kendisinin bu konuda elinde bir şey olup olmadığı sorularına ise "Benim elimde bir şey yok" yanıtını verdi.
Eski CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi de sosyal medya hesabından Erdoğan'ın "şaibeli kurultay" iddiasına yanıt veremeyenlerin cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecine girmemesi gerektiğini savunarak, parti yönetimine, "Bu iddiayı ya meydan okuyarak reddedin, ya da o koltukta oturmayın" çağrısı yaptı.
Soruşturmanın kapısı eski Muş CHP Gençlik Kolları Erkan Çakır'ın CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş'a yönelik iddialarıyla açıldı. Yeşiltaş'ın "para karşılığı oy" iddialarına karşı başvurusu üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı "hakaret" soruşturması başlattı. Kurultayla ilgili iddiaları da göz önüne alan savcılık "yetkisizlik" gerekçesiyle dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcığına gönderdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 10 Şubat'ta, CHP'nin 4-5 Kasım 2023'teki 38. Olağan Kurultayı'nda "kurultay günü para karşılığı oy kullandırıldığı" iddiasıyla soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Savcılık, soruşturmayı, Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. Maddesi'nde düzenlenen "oylamaya hile karıştırılması" gerekçesine dayandırdı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması sürerken Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi 19 Mart'ta başlayan İBB'ye yönelik darbe sürecinde partiye kayyım atanması hazırlıkları haberleri üzerine 6 Nisan 2025'te 21. Olağanüstü Kurultay'ı toplayarak aynı yönetimi yeniden işbaşına getirdi, Bu kurultaya yönelik olarak Çankaya 4. Seçim Kurulu'na yapılan itirazlar, hem ilçe seçim kurulu hem de Yüksek Seçim Kurulu tarafından reddedilerek kurultay sonuçları onaylandı.
38. Olağan Kurultay'a karşı eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler tarafından Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan iptal davasının 26 Mayıs'ta görülen duruşmasında mahkeme ihtiyati tedbir taleplerini reddetti ve bir sonraki duruşmayı 30 Haziran'a erteledi.

CHP Kurultay davası ertelendi: Sonraki duruşma 30 Haziran’da
Ayrıca, 38. Olağan Kurultay'da "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddialarına ilişkin olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma devam ediyor.
Kılıçdaroğlu neyle suçlanıyor?
Kılıçdaroğlu'nun karşılaştığı suçlamalar, bu kurultay sonuçlarını mahkeme önüne taşıyan taraftarlarına engel olmayarak, "yargı bağımsızlığı"nın yürütme müdahaleleri altında çöktüğü bir dönemde CHP'nin geleceğinin iktidarın manipülasyonuna terk edilmesi karşısında eylemsiz kaldığı tespitinden kaynaklanıyor.
Kılıçdaroğlunu eleştirenler onu, ayrıca, itiraza açık olmayan YSK kararlarına rağmen yerel mahkemeninin kararıyla işbaşındaki yönetim görevden alınarak genel başkanlığın kendisine iade edilmesi olasılığının getireceği zincirleme sorunları önleme sorumluluğundan kaçınmak ve yargı yoluyla genel başkanlığa dönmeye heveslenmekle de suçluyor.
Kılıçdaroğlu henüz bu suçmalara açık bir yanıt vermedi.
(AEK)


