"Salih Reis-4" adlı deniz otobüsü bugün Zeytinburnu açıklarında bir tankere çarptı. 40 civarında yaralı var.
10:30'da Bostancı'dan kalkan ve Yenikapı üzerinden Marmara ve Avşa adalarına sefer yapan İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş.'ye (İDO) bağlı deniz otobüsü Zeytinburnu açıklarında meydana gelen kazadan sonra kendi imkanlarıyla Yenikapı'ya yanaştı.
Yolcular, Salih resi kaptan ve mürettebatının, yolcuların sağlık ve esenliğini sağlamak yerine kazayı kamuoyundan saklama telaşına kapılarak, olayaı görüntüleme çabasındaki habercilere ve onlara bilgi veren yolculara saldırdıklarını söyledi.
Marmara Adası'na gitmek için deniz otobüsüne binenlerden Nilgün Tecimer başından geçenleri bianet'e anlattı:
"İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) korkunç bir şey. Zaten 10 dakika gecikmeyle kalktık. Kalktıktan 10-15 dakika sonra boğazda demirlemiş olan tankere bodoslama çarptık."
"Çarpacağımızı gördük..."
"Tanker olduğu yerde duruyor. Bizim onu görmememize olanak yok. Kaptan uyuyor herhalde. Biz gördük çarpacağımızı. Yolcular çığlık çığlığa bağırdı."
"Korkunç bir çatırtı oldu. Herkes yerinden fırladı. Ön sıralarda oturanların önü boş olduğundan bir buçuk, iki metre uçtular. Benim oturduğum rabıtalı üçlü sıra yerinden çıktı."
Tecimer asıl önemli olanın, kazanın üstünden 15 dakika geçtikten sonra bile hiçbir yetkilinin çıkıp "sakin olun" dememesi" olduğunu söylüyor.
"İnsanlar birbiriniz ezmeye başladı..."
"İnsanlar paniğer kapıldı. Birbirini ezmeye başladı. Paniğe neden olan İDO işletmeleridir. Kapalıyız. 15-20 dakika sonra ağzı yüzü kanlar içinde bir görevli çıktı, açıklama yaptı."
"Kaptan köşkünün kapıları kapandı..."
"O sırada kaptan dairesinin iki kapısı da kilitlendi içeriden. 30 dakika boyunca 'batıyor muyuz, yürüyor muyuz, geri mi dönüyoruz' bilmeden ilerledik... Hiç kimse açıklama yapmadı. Öylece bekledik."
"Basını arayınca bir açıklama yaptılar"
"Herkes cep telefonuna sarıldı. Basından arkadaşlarımızı, tanıdıklarımızı aradık. Bunu bir şekilde içeriden fark edenler dışarı çıkıp, "sizin cep telefonlarınız yüzünden bu kaza oldu" diye azarladılar."
"Kameramanları dövdüler"
Yenikapı'ya geri döndük. Orada bizim deniz otobüsünü ayrı bir bölüme aldılar. 40 yaralı var, ağır yaralıları ambulanslarla götürdüler. Bizleri bir bölüme aldılar. Olayı çekmeye gelen kameramanları İDO'nun görevlileri dövdü.
"En son bir görevlinin yakasına yapışıp 'bu ülkede basın özgürlüğü var' dediğimi hatırlıyorum."
"Yakınlarımızı da tecrit etmişler"
"Bu arada sırf biz şikayet etmeyelim diye bir doktor ve altı görevliyle bizi bir başka deniz otobüsüne bindirdiler. O sırada benim kardeşim gelmiş. Biz iskeleden ayrıldıktan sonra 30 dakika kardeşimi ve başkalarının yakınları tecrit etmişler, bir odada tutmuşlar."
İDO 'Deniz otobüsü hava muhalefetinden kalkamayacak' mesajı atmış
"Doktor da herkese 'Ağrı kesici vereyim mi?' diyordu. Marmara Adası'ndayım. 14.38 de İDO'dan 'Sayın müşterimiz bugün sabah 10:00'da kalkacak olan deniz otobüsü hava muhalefeti dolayısıyla kalkamayacaktır'diye mesaj aldım."
"İnsan haklarına aykırı bir durum."
Yaralılar:
- Tespitlere göre İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Hüseyin Ayan, İsmail Akar, Meltem İşen, Şenol Dümgel, Nurgül Dümgel, Ahmet Üner, Serap Dükkancı, Kevser Dodurga, Begüm Yaşıt ve Murat Aktaş,
- Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Atalay Sonay, Alfenur Özmen, Serpil Özmen, Cem Özmen, Ceren Özmen, Zeynel Özmen, Zeycan Demircan, Kemalcan Demircan ve Erdem Üçer,
- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Burcu Erdoğan, Yusuf Karabulut, Semiha Bulut, Yunus Emra Ersayın ve Haydar Yıldırım,
- Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de Nesrin Erzurum, Enver Erzurum, Enes Çınar, Eray Çınar, Anılcan Temizel, Oya Tansu, Ümmühan Erol, Semiha Başocak, Ayşe Turan, Şenol Erol, Hüseyin Çınar, Yurdagül Demirtaş, Selim Başocak ve Nurhayat Ilıcacı yaralı olarak bulunuyor. (NZ)