Karadeniz İsyandadır Platformu'nun öncülüğünde 65 sivil toplum örgütü, dün Taksim'de "Çernobil'e lanet, nükleere hayır" dedi.
Taksim Tramvay Durağı'ndan "Nükleer katliamdır" pankartı önünde bir araya gelen grup, tulumlar eşliğinde Galatasaray Lisesi'ne yürüdü.
"26 yıldır Çernobil'i üzerimizden atamıyoruz"
Platform adına basın açıklamasını okuyan Canan Armutçuoğlu, "26 Nisan 1986'da Çernobil nükleer santralinde, dünyanın en büyük nükleer patlamasıyla başlayan katliam, bizleri bu ülkede 26 yıldır her gün öldürüyor" dedi.
"Bize 'Çernobil'in Çocukları' diyorlar, 26 yıldır üzerimizden Çernobil'i atamıyoruz. Önce radyasyonun kendisiyle doğrudan zehirlendik. Tarım alanlarımız radyasyona bulandı, hayvanların genetik yapıları bozuldu. Kanser vakaları hepimizin ailesine musallat oldu. Tüm canlı yaşamı, bu katliamdan zarar gördü.
"Patlamadan en fazla çocukların etkilendiğini, asıl etkilerin ise 30. yıldan sonra ortaya çıkacağını bilim insanları birçok kez açıkladı. Radyoaktif kirliliğin daha yüzyıllarca süreceğini ve radyoaktif atıklardan kurtulmanın bir yolu olmadığını biliyoruz."
"Bakan çay içerken, çaylar gömülüyordu"
Armutçuoğlu, Çernobil faciasının ilk günlerinde politikacıların olayın vehametini nasıl gizlemeye çalıştıklarını hatırlattı:
"Cumhurbaşkanı Kenan Evren 'Biraz radyasyon kemiklere yararlıdır', Başbakan Turgut Özal, 'Radyoaktif çay daha lezzetlidir' dedi. Sanayi Bakanı Cahit Aral'ın halkın huzurunda radyasyonlu çay içtiği sıralarda Çaykur'a ait bütün fabrika bahçelerine patlamadan sonra üretilen çayları apar topar gömdüklerine, bu çayları gömen işçilerin 40 günde kanserden öldüğüne de tanık olduk."
"Akkuyu, Sinop, Trakya'da nükleere hayır"
Armutçuoğlu, Çernobil Kazası'nın etkileri hala sürerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Mutfak tüpü de nükleer santral kadar risklidir", Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın "Bekârlık nükleerden daha risklidir" diyerek halkla dalga geçtiğini söyledi.
"Dünyanın her yanından 'nükleer sızıntı' haberleri yayılırken, Japonya'da Fukuşima'nın etkileri hala canlıyken, AKP iktidarının bu dayatmacılığına, Sinop, Mersin ve Trakya'da nükleer için var gücüyle çabalayan, 'radyoaktif' seyahatler düzenleyen nükleerci Başbakan'a ve hükümetine boyun eğecek değiliz."
"Amaç Karadeniz, Akdeniz ve Trakya kıyılarını nükleer atık çöplüğüne döndürmek. 'Süper güç olacağız' derken de kasıtları nükleer silah denemeleridir. Nükleer doğası gereği ölümcüldür, barışçı nükleer enerji mümkün değildir. Nükleer bitmeyen katliamdır." (NV)