Zorunlu askerlik yaparken gördüğü işkence nedeniyle hayatını kaybeden Uğur Kantar’ın ailesinin “Mehmetçik Yaşam Sigortası” alma talebi reddedildi.
Radikal’den Mesut Hasan Benli’nin haberine göre, sigorta talebi Uğur Kantar terhisinden sonra hayatını kaybettiği için reddedildi.
Kantar Ailesi’nin avukatı Teoman Özkan yapılan işlemin iptali istemiyle dava açtı.
Zorunlu olarak askere alınan herkese yapılan “Mehmetçik Yaşam Sigortası” askerlik sırasında ölen veya yaralanan kişinin ailesine belli bir oranda tazminat ödenmesini öngörüyor.
Kantar’ın ölümünden sonra Avukat Özkan sigorta bedelinin ödenmesi için Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi’ne başvurdu. Şirket eksik belgelerin tamamlanmasının ardından sigorta bedelinin ödeneceğini açıklasa da Kantar’ın terhis olduktan sonra öldüğü bu nedenle herhangi bir ödeme yapılamayacağı ifade edildi.
Bunun üzerine Avukat Özkan, sigorta bedeli için şirket hakkında Ankara 19. İcra Müdürlüğü’ne başvurarak icra takibi başlattı. Ancak şirket başlatılan icra takibine itiraz etti. Ailenin avukatı, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak itirazın kaldırılması için dava açtı.
Dava dilekçesinde, poliçe süresinin 29 Ağustos 2011 tarihinde sona erdiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Er Uğur Kantar’ın ölümüne neden olan olay 25 Temmuz 2011 tarihinde gerçekleşmiştir. Müteveffa 25 Temmuz 2011 tarihinde girdiği komadan bir daha çıkamamış, bilinci açılmamış ve 12 Ekim 2011 tarihinde vefat etmiştir. Ölüme neden olan olay poliçe süresi içinde meydana gelmiştir. Davalı haksız bir biçimde itiraz ederek icra takibinin durmasına neden olmuştur.”
Konuyu Radikal’e değerlendiren Avukat Özkan, ortada açık bir hak gaspı olduğunu söyledi.
Uğur Kantar, Kuzey Kıbrıs'ta zorunlu askerlik yaparken 25 Temmuz 2011'de “disko” olarak ifade edilen disiplin koğuşunda ağır işkence görmüştü. Gardiyanların saatlerce dövdüğü, susuz bıraktığı, tuvalete gitmesine izin vermediği Kantar, elleri kelepçeli şekilde güneşin altında bekletildikten sonra fenalaşınca hastaneye kaldırılmıştı.
Girne Askeri Hastanesi'nden Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne (GATA) gönderilen Kantar, yoğun bakımda verdiği hayat mücadelesini, iki buçuk ay sonra, 12 Ekim 2011’de kaybetmişti.
Kantar’ın ölümünden sorumlu oldukları ifade edilen disiplin koğuşunda gardiyan olarak görev yapan, Er Ayhan Arslan, Çavuş Fırat Keser ve Recep Tekin hakkında, önce “Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İşkence” suçundan dava açılsa da daha sonra suçlama “Astına kötü muamelede bulunarak ölümüne neden olma” olarak değiştirildi. (EKN)