Kaynak ve fotoğraf: AA
Kanada'da koruyucu ailelerin yanına verilen yerli çocukların, yatılı kilise okullarındakine benzer bir asimilasyona uğradıkları iddiası yargıya taşındı.
2021'in Mayıs ayında Kanada'nın British Columbia eyaletindeki Kamloops Kızılderili Yatılı Kilise Okulu'nun bahçesinde 215 çocuk cesedi kalıntısı bulunmuştu. Bu süreçte ardı ardına pek çok mezar bulundu, resmi boyutta özür dilendi ve anma etkinlikleri düzenlendi. Ardından ABD'de yerlilerin çocuklarının zorla alıkonulduğu yatılı okullara ilişkin ilk federal araştırma yapılmıştı. Araştırma, 53 farklı alanda 500 mezar bulunduğunu ortaya koymuştu.
TIKLAYIN - Uzun süre halının altına süpürülen mesele: Yerli yatılı okulları
British Columbia eyaletinde yaşayan Cheyenne Stonechild isimli yerli kadının federal hükümete karşı açtığı toplu dava dosyası, mahkeme tarafından kabul edildi.
Stonechild, "Bir yerli kadını olarak topluluğumdan ve kimliğimden tamamen tecrit edildim" dedi.
Dava dosyası, Kanada hükümetinin 1 Ocak 1992 ile 31 Aralık 2019 tarihleri arasında, devlet bakımındaki yerli çocukların yerli olmayan aile veya grup evlerine yerleştirilmesini ve buralarda yaşadıkları asimilasyon iddialarını içeriyor.
Federal Mahkeme Yargıcı Michael Phelan, kararında davanın, tüm eyalet ve bölgelerde etkilenenler için toplu dava olarak devam etmesine hükmetti. Bu karara göre, ülke genelinde yerli toplulukları ile topluluk dışında yaşayan tüm yerli mağdurlar davaya dahil olabilecek.
Sekiz yaşındayken ailesinden alındı
Davada, yerli çocukların ve topluluklarda yaşamayan yerli ailelerin uğradıkları, çeşitli maddi ve manevi zararların tazmini talep ediliyor.
Avukatlarıyla bir basın toplantısı düzenleyen Stonechild, yerli çocukları üzerinde yatılı kilise okullarında başlayan asimilasyon döngüsünün, modern hayatta da çocuk esirgeme sistemi ile devam ettiğini söyledi.
Sekiz yaşındayken ailesinden alındığını ve bir daha asla ailesine ve topluluğuna dönemediğini anlatan Stonechild, topluluklardan uzakta yaşayan yerli çocuklarının bugün de muhtelif sebeplerle ailelerinden alındığını ve yerli olmayan ailelerin yanına yerleştirildiğini belirtti.
Stonechild, "Yetkililer beni sekiz yaşındayken annemden aldı ve çocukluğumun geri kalanını en az 15 farklı koruyucu aile ve grup evi arasında savrularak geçirdim. Bir yerli kadını olarak topluluğumdan ve kimliğimden tamamen tecrit edildim. Kültürüme, dilime ve yerli haklarıma erişimden mahrum bırakıldım" dedi.
(AÖ)