* Fotoğraf: Anadolu Ajansı (AA) - Arşiv
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) İçişleri Bakanlığı'nın isteği üzerine hazırlanan rapor, Amerika yerlilerinin çocuklarının zorla alıkonulduğu yatılı okulların olduğu bölgedeki 53 noktada yerli çocuklara ait olduğu düşünülen 500 mezar bulunduğunu ortaya koydu.
Kendisi de ABD'nin ilk Amerika yerlisi bakanı olan İçişleri Bakanı Deb Haaland, konuyla ilgili açıklama yaparak, "Bu çocukların her biri kayıp bir aile üyesi ve korkunç sistemin bir parçası olarak hayatlarını kaybettiği için bu dünyadaki amacını gerçekleştiremeyen bireyler" dedi.
Araştırma, konu hakkında ABD'de yapılan ilk federal araştırma olma özelliği taşıyor. Bu bağlamda konuşan Haaland "Yerlilere dönük yatılı okul politikalarının sonuçlarının yürek burkucu ve inkar edilemez" olduğunun altını çizerek, "Yerli halkların büyümeye ve iyileşmeye devam edebilmesi için bu politikaların kalıcı mirasına hitap etmek benim önceliğim" ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığı'nın konuya ilişkin raporunda, Amerikalı yerlilerin çocuklarını asimile etmek amacıyla açılan 400'den fazla okulun 19. yüzyılın başlarından başlayarak Amerika yerlilerinin topraklarından sürülmesi ile aynı zamana denk gelen 150 yıl boyunca çalıştığına işaret edildi.
The New York Times'ın aktardığına göre, söz konusu uygulama 1869 yılında başlamış ve 1960'lara kadar devam etmişti.
Ulusal Yerli Amerikalı Yatılı Okul İyileşme Koalisyonu plaformunun paylaştığı veriler, 1900 yılında okullardaki çocuk sayısı 20 bin iken bu sayının 1925 yılına gelindiğinde üç kattan fazla arttığını gösteriyor.
"Kim olduğumu bilmiyordum"
ABD İçişleri Bakanlığı'nın raporu, çoğu Oklahoma, Arizona ve New Mexico'da olmak üzere 37 eyalet veya bölgede faaliyet gösteren okullarda yerli çocukların kendi dilini konuşmalarının yasaklandığını, çocuklara İngilizce isimler verildiğini, saçlarını kısaltmak ve zorla çalıştırılmak da olmak üzere sistematik kimlik değiştirme yöntemleri uygulandığını ifade etti.
Raporda ayrıca bu okullarda yetişen ve hayatta kalan çocukların kendi dillerini konuşması veya kültürlerini uygulaması durumunda hücre hapsi, aşağılama, kırbaçlama, yiyecek vermeme, tokatlama ve kelepçeleme gibi yöntemlerle cezalandırıldıkları iddiasına da yer verildi.
Araştırma sonuçlarının duyurulduğu basın açıklaması sırasında konuşan Ulusal İyileşme Koalisyonu Başkanı Deborah Parker, "Yerli Yatılı Okulları bunları çocuklarımızın elinden almadan önce çocuklarımızın adı vardı, çocuklarımızın aileleri vardı, çocuklarımızın kendi dilleri vardı, çocuklarımızın kendi kıyafet ve sembolleri, kendi duaları ve dinleri vardı" dedi.
Kendisi de 10 sene boyunca böyle bir yatılı okulda kalan Jim Labelle de toplantıda kendi yaşadıklarını anlattı. Yatılı okula getirildiğinde kendisinin sekiz, erkek kardeşinin altı yaşında olduğunu söyleyen Labelle, "Avrupa ve Amerikan kültürü hakkında her şeyi öğrendim: Tarih, dil, medeniyetler, matematik, bilim... Ama kim olduğum hakkında hiçbir şey bilmiyordum" dedi.
İçişleri Bakanlığı, bu okullarda yetişip de hayatta kalanların hikayelerini anlatmasına ve kalıcı bir sözlü tarih koleksiyonu oluşturmasına olanak sağlamak için ABD genelinde bir yıl boyunca bir proje yürütecek.
Bakanlık, belirli veya belirsiz mezarlarda gömülü çocukların adlarını, yaşlarını ve kabile bağlantılarını içeren ikinci bir rapor hazırlayacağını duyurdu.
TIKLAYIN - Kanada'da yeni toplu çocuk mezarları bulundu
(SD)