Foto: Kadınların Kurtuluşu
İstanbul Güngören’de yaşayan Hülya Halaçkay, kocası Kadir Ö.’den fiziksel ve cinsel şiddet gördü. Şiddet evliliğin üçüncü gününde başladı ve sistematik olarak devam etti. Hülya, evlilik boyunca erkek şiddetinin her türüne maruz kaldı.
TIKLAYIN - Avukat Meriç Eyüboğlu: Erkek Şiddeti Diyoruz Çünkü Fail Erkek
TIKLAYIN - "Devlet Beni Korusaydı Bu Dava Olmazdı"
Şiddetten kurtulmak için şikâyetçi oldu. 6 ay uzaklaştırma kararı verildi. Fakat erkek şiddeti örneklerinde hep olduğu gibi, bu karara “koca” uymadı. Evde kalmaya ve Hülya’ya şiddet uygulamaya devam etti. Hülya’nın emniyete giderek yeniden şikâyetçi olması da bir şeyi değiştirmedi. Yine şiddet uygulayana bir yaptırım uygulanmadı.
Hülya boşanma davası da açmak istedi. Adliyenin karşısındaki arzuhalciye dilekçe yazdırdı. Bakırköy Adliyesi’nden içeri girdi, 400 küsur lira harç parası ödemen gerekiyor dediler. Cebindeki tüm parayı arzuhalciye vermişti, çaresizce geri döndü.
Parası yoktu, bulaşıkçılık yaparak kazandığı üç kuruşa da Kadir Ö. el koyuyordu.
Polise Hülya haber verdi
25 Ağustos günü, şiddetten kurtulmak için kapıya koştu, kapı kilitli olduğu için kaçamadı. Kendisini korumak için kaptığı bıçağı can havliyle rastgele salladı. Bıçak erkeğin kolunu çizdi, olanca kuvvetiyle boğazını sıkmayı sürdürdü. Hülya astım hastasıydı nefesi giderek kesiliyordu, son bir gayret bıçağı yeniden savurdu, bu kez boğazını sıkan eller gevşemeye başladı. Bıçağı yere attı, sadece kendisine yönelen şiddeti etkisiz hale getirecek kadar kullanmıştı. Erkek yere düştü, Hülya’nın tüm seslenmelerine rağmen yerden kalkmadı. Bunun üzerine Hülya ambulansı ve polisi aradı.
Öldüğünü karakolda öğrendi. Hülya kendisini savunan, ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlardan biri. Oysa halen tutuklu.
Kadınlar: "Hülya'ya özgürlük istiyoruz"
Hülya Halaçkay’a özgürlük isteyen bir grup, Hülya’nın 11 Şubat’ta görülecek dördüncü duruşması öncesinde basına açıklama gönderdi.
Açıklamada şöyle denildi:
“Erkeklere ödül gibi iyi hal indirimi ve tahrik indirimi dağıtan yargı, Hülya’nın amacının öldürmek değil, hayatına sahip çıkmak olduğunu görmedi, görmüyor. Biz kadınlar bu ülkede sadece erkek şiddetine maruz kalmıyoruz, aynı zamanda işlemeyen yasalar, şikâyetleri dikkate almayan, kadınları şiddet gördükleri evlere mahkûm eden, yani kadın cinayetlerine yol veren kurumlarla da boğuşmak zorunda kalıyoruz.
“Hülya birçok kadın gibi şiddetten kurtulmak için her yolu denedi: Emniyete gitti, uzaklaştırma kararı aldırdı, boşanmaya çalıştı ve belki de ‘şans’ eseri hayatta kalarak 2019 yılında öldürülen kadınlardan olmadı.
"İlk duruşmada Hülya yaşadıklarını hıçkırıklarla anlatırken, mahkeme başkanı ilgisizce önündeki dosyaya bakıyordu. İfadeyi zabıta geçirirken kullandığı cümleler, Hülya’nın anlattıklarını dinlemediğini salonda olan bizlere açıkça gösterdi. Feminist avukatların yaptığı düzeltmelere gösterdiği direnç de kaygılarımızı arttırdı. Ancak aynı duruşmada karşı tarafın erkek kardeşinin ‘tecavüze uğradım diyor, ne tecavüzü, evlilik içinde tecavüz mü olur’ çıkışına verdiği usturuplu yanıtı da kenara not etmek gerek.
“İkinci duruşmada dinlenen tüm tanıklar (karşı tarafın bildirdiği iki tanık dahi) Hülya’nın vücudunun çeşitli yerlerini morarmış haldeyken gördüklerini anlattılar. Alt komşu ise evden sürekli kadın çığlıkları geldiğini söyledi. Her adımda Hülya’nın yaşadığı şiddet öyküsü daha da belirginlik kazanıyordu. Buna rağmen ikinci duruşma sonucunda da “otopsi raporunun gelmediği” gerekçesiyle tahliye kararı verilmedi.
“Üçüncü duruşmada otopsi raporu gelmişti, gerçekten de iki bıçak darbesi vardı. Savcı, meşru müdafaa sınırlarının aşılmadığını belirterek, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip Hülya’nın tahliye edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, cezaevine gidip Hülya’yı karşılama planları yaptığımız sırada, savcı ve feminist avukatların tahliye talebini reddetti.
“Bu davada verilecek kararın sadece Hülya için değil, onun gibi kendi hayatına sahip çıktığı için cezaevlerini dolduran binlerce kadın için önemli olduğunu biliyoruz.
“Biz kadınlar, erkek şiddetinden bizleri koruyacak etkili yasalar, karakol, savcılık ve mahkemelerin erkeklerin lehine olan uygulamalarını değiştirecek etkili önlemler, hayata geçirilen gerçek ve etkili koruma tedbirleri istiyoruz”
Hülya’nın karar duruşması Bakırköy Adliyesi 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Şubat Salı günü saat 14.00’te görülecek.
İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 25 Ağustos 2019'da Güngören'de meydana gelen olay anlatılmıştı. İddianamedeki ifadesinde sanık Ören olay günü eşinin kendisine sinkaflı küfürler ile hakaret ettiğini, kendisinin ise boşanmak istediğini söylediğini anlatmıştı. İfadesinde ayrıca eşinin kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu da aktaran sanık Hülya, can havliyle mutfaktan bıçak aldığını söyleyerek maktule doğru 2 kez salladığını eşinin ise yere yığıldığını anlatmıştı. İfadesinde hemen polis ve ambulansa haber verdiğini belirten Ören, öldürme kastıyla hareket etmediğini sadece kendini korumak istediğini aktarmıştı. Öte yandan soruşturma kapsamında yapılan araştırmada şüpheli Hülya cinayet tarihinden önce maktul eşi hakkında darp ve hakaret suçlamasıyla şikayette bulunduğu bilgisine de iddianamede yer verilmişti. Hülya "haksız tahrik altında eşi kasten öldürme" suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapis ile cezalandırılması talep edilmişti. |
(EMK)