İkinci dalga feminizmin, en önemli yapıtaşlarından biri, erkek egemen ve erkek merkezli cinselliği sorgulaması olmuştur.
Rebecca Chalker'ın kitabında klitoris, küçük kadın gruplarında yapılan kadın cinselliği, kadınların seksten zevk alması, kendi bedenlerini tanımaları ve bedenlerine yabancılaşmamaları konusunda çalışmalarla birlikte anlatılıyor.
Bu anlatım önemli bir deneyim aktarımını sağlarken, bir yandan da Senem Onan'ın akıcı çevirisiyle birlikte, kitabın bir çırpıda okunmasını sağlıyor.
Kitabın bölüm başlıklarının her biri çok önemli.
Klitorisin Sırrı/Kayıp Klitoris Vakası/Kadın Boşalması/Kendi Kendini Tatmin/ Cinsel Birleşmenin Ötesine Geçmek. Kitabın sonuna eklenen sözlük ve yazarın seçtiği kitap listesi ve web adresleri de bizlere yeni kapılar açmak üzere eklenmiş.
Kitapta ayrıca Anne Frank'ın Hatıra Defteri'nden yapılan alıntılar, klitorisin ve kadın cinselliğinin edebiyatta yer alışıyla ilgili önemli ipuçları veriyor bize.
Tabii çoğumuz Anne Frank'ın Hatıra Defteri'nde, klitorisin anlatıldığı bir bölüm hatırlamıyoruz. Çünkü uzun bir süre sansürlenerek, bu bölümler çıkarılarak basılmış kitap.
Kate Millet'in Cinsel Politika kitabına bu noktada dönüp bakmakta fayda var. Kate Millet, özellikle ünlü erkek edebiyatçıların eserlerinde kadınları nasıl metalaştırdığını, kadın cinselliğini nasıl kullandığını çok iyi anlatıyor.
Kadınların yaşadıkları cinselliği, erkek gözüyle anlatan bu eserleri inceleyen Kate Millet, erkek egemen edebiyat alemini sarsan kitabıyla, bizi de okuduğumuz her erkek yazarın kitabını, ikinci bir kez okumaya sevk etmişti.
Klitorisin Sırrı'nı okurken, hepimize çocukluğumuzdan itibaren öğretilen, "orası", "kuku" gibi kelimeler geldi aklıma. Ve tabii "bızır".
Klitorisin karşılığı olarak kullanılan "bızır" kelimesi, Türk Dil Kurumu sözlüğünde yer almıyor.
Klitoris de öyle.
Ancak, erkek üreme organlarıyla ilgili bütün kelimelere, argosu dahil, her sözlükte rastlamak mümkün.
Kadınlara yasaklanan, konuşulması hep üstü örtük kelimelere hapsedilen cinsellik, bizlere hep kendimiz dışında bir şeymiş gibi yaşatılıyor ve öğretiliyor.
Kendi bedenimizin cinsellikle ilgili bölümlerini tarifleyecek, tanımlayacak kelimeleri bilmeyerek, küfürlerin içinde geçen, maçlarda tezahürat olarak kullanılan, bizden bağımsız kelimelerden ibaret yaşıyoruz cinselliğimizi.
Kadınların çoğunun bedenini sevmemesi, bedenini tanımamasından ileri geliyor aslında.
Erkek cinsel organıyla ilgili hepimizin ortalama bir bilgisi varken, klitorisin ya da vajinanın nasıl bir şey olduğunu kadınların çoğu hâlâ bilmiyor.
Oysa ki Rebecca Chalker kitapta oldukça sarih bir dille, vajinayı, klitorisi anlatıyor.
Bunun için yer yer çizimlerden yararlanıyor.
Klitoris başının, büyümemiş penis başıyla benzer özelliklere sahip olduğunu, ancak önemli ve keyifli bir farkının olduğunu anlatıyor.
Klitoris başında bulunan altı bin ila sekiz bin duyumsal sinir ucunun, kadın ya da erkek başka hiçbir organda bulunmadığını bilgi haznemize ekliyoruz onun bilgilendirmesi sayesinde.
Bu rakamlar, penis başından ortalama dört kat daha fazla.
Rebecca Chalker, bu bilgilerin ardına da ekliyor, "bu aşırı duyarlı, küçük yumrunun tek bir amacı vardır: zevk vermek."
Kadınlardan çalınan bu zevk, kadınlar tarafından yeniden keşfediliyor.
Yaşanılmasından utanç duyulacak bir şey olmadığının bilgisi veriliyor.
Onun için oldukça önemli olan bu kitabı tüm kadınlara tavsiye ediyorum.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim:
Erkeklerin de Klitorisin Sırrı'nı okumaları, erkek cinselliğini sorgulamaları için bir adım olabilir.
Kim bilebilir, belki..!(BD/EÜ)