Aslında bu düzenlemelerin pek çok maddesinde kadının sağlıklı olması, sağlıklılık halini sürdürmesi için sağlık hizmetlerinden farklı ve özel bir şekilde yararlanması gereği ortaya konuyor.
Örneğin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 25. Maddesi açıkça "Analar ve çocukların özel bakım ve yardıma hakları vardır," diyor.
Burada belirtilen "özel bakım ve yardım" kavramının içinde kadınların sağlığıyla ilgili hizmetler de vardır.
Çocuk ölümlerinin azaltılması için...
Benzer biçimde yine uluslararası "Ekonomik, toplumsal ve kültürel haklar uluslararası sözleşmesi"nin 12. maddesi'nin (a) bendinde de bu kez kadının gebelik evresinden açıkça söz edilerek "Ölü doğum oranı ve çocuk ölümlerinin azaltılması ve çocuğun sağlıklı gelişmesi için önlemler alınması" için gerekli düzenlemeler tanımlanıyor.
"Çocuk Hakları Bildirgesi"nin 4. maddesindeki anne kastedilerek "kendisine ve annesine özel bakım ve korunma olanakları sağlanır. Bu olanaklar doğum öncesi ve doğum sonrası bakımı da içerir," ibaresi de bu kez çocuğun sağlığı bakımından annenin sağlığı ve sağlıklılığına önem verilerek yine kadın açısından özel hizmetler tanımlanıyor.
Karşılıksız hizmet veren kurumlar
Bu tür sözleşmeler ve metinlere dayanılarak çeşitli ülkelerde "tüm kadınlara bedelsiz hizmet veren" özel sağlık kurumları oluşturuluyor.
Türkiye'de de son döneme kadar yıllardır karşılıksız hizmet veren "Aile Planlaması ve Ana Çocuk Sağlığı Merkezleri" bu bakış doğrultusunda oluşturulmuştu.
İster "doğal" bir hakkın gereği olsun, ister "toplumun geleceğinin güvence altına alınması" gibi yerel ölçekte özel bir amaçla olsun bu hizmetlerin öngörülmesi ve hizmeti sunan kurumların oluşması, söz konusu sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi bakımından önemlidir.
Gebelik ve doğum
Kadına bu hizmetlerin verilmesinin aslında tüm toplumun varlığı için gerekli olduğunu da, sağlıklılık halini sağlamak üzere annenin "gebelik ve doğum" dönemindeki çalışmasıyla ilgili hükümleri "Toplumsal Gelişme ve Kalkınma Bildirgesi"nin 11. Maddesinin (b) bendi gösteriyor:
* Ana ve çocuğun haklarının korunması,
* Çocukların yetiştirilmesi ve sağlıklarına ilgi; kadınların ve özellikle gebelik ve çocuğun bakımı sırasında çalışan annelerin ve kazançlarıyla ailenin geçimini sağlayan kadınların sağlık ve gönencini koruma önlemlerinin alınması,
* Kadınlara işini ve ücretini yitirmeksizin gebelik ve analık izni ve ödentilerin verilmesinin sağlanması.
Ulusalüstü belgelerde...
Bu uluslar üstü belgelerle birlikte daha alt uluslararası organizasyonların ortaya koyduğu belgelerde kadının yaşama hakkı, sağlık hakkı ve bunların kullanılmasıyla ilgili devletlerin üstlenmesi gereken görevlere ilişkin düzenlemeler yer alıyor.
Türkiye'de yürürlükte olan yasalarda da gerek sağlık ve sağlıklılık haklarıyla ilgili kurallar, gerekse özel olarak kadına yönelik hakları belirleyen düzenlemeler dağınık bir şekilde de olsa tanımlanıyor.
Bu hakları yalnız "kadın" için verilen haklar olarak değil, soyun sürmesinde temel rolü üstlendiği için de aslında bütün insansoyunu düşünerek "temel insan hakkı" olarak görmek gerekiyor. (MS/BA)