Ankara’da eşcinsel olduğu için ailesi tarafından kaçırılan ve kendisinden beş gündür haber alınamayan Umut Göktuğ Söyler’in avukatı Ahmet Toköz, 23 Şubat’ta Söyler’in kaçırılmasıyla açılan soruşturmada hiçbir gelişme olmadığını söyledi.
Kaçırılma anının güvenlik kameralarında tespit edilmesiyle ilgili polis ve ya savcılıktan hiçbir çağrı almadıklarını belirten Toköz, görüntülerden medya aracılığıyla haberdar olduklarını belirtti.
“Medyada bu kadar geniş yer almasına rağmen, bizim tarafımıza polisten ya da savcılıktan hiçbir bilgi verilmedi. Faillerin isimleri belli, kaçıran arabanın plakası belli, arabanın sahibi belli ancak soruşturmada hiçbir gelişme yok” diye konuştu.
Soruşturmanın “kaçırılma iddiası” olarak açıldığını söyleyen Toköz, polisin "savcı, dosyanın kendisine kaçırılan kişinin ifadesi alındıktan sonra gönderilmesini istiyor" dediğini aktardı.
Tehdit ve öldürmeye teşebbüsten suç duyurusunda bulunmuştu
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği Üyesi Umut Göktuğ Söyler, sevgilisi Ramazan Kalkan’la beraber yaşıyordu. Ailesi, Söyler’in eşcinsel olduğunu öğrenince onu ve Kalkan’ı tehdit etmeye başladı.
Toköz’ün aktardığına göre, Söyler 3 Ocak’ta savcılığa başvurarak şikayette bulundu. Aile Mahkemesi, şüpheliler hakkında üç aylık uzaklaştırma kararı verirken, Kaymakamlık da Söyler’e Dikmen Polis Merkezi’nden altı ay süreyle çağrı üzerine polis koruması verdi.
Ayrıca Söyler’in şakağına silah dayayarak tehdit eden babası ve amcası hakkında tehdit ve öldürmeye teşebbüsten suç duyurusunda bulunuldu. Toköz, bu konuda bir gelişme olmadığını, kimseden ifade bile alınmadığını ifade etti.
Baba: Çocuğum mu kaçırılmış? Şikayetçiyim!
Tedbir kararlarına rağmen, 23 Ocak’ta Söyler’in muvazzaf albay olan babası ve Kastamonu Emniyet Müdürlüğü’nde sivil polis olarak görev yapan amcasının da aralarında bulunduğu kişiler, çiftin yaşadığı evi basarak Ramazan Kalkan’ı silahla tehdit ve darp etti, Söyler’i ise darp ederek kaçırdı.
Toköz, saat 18.00 sularında olayın polise bildirildiğini, savcılığa iletilmesinin ise saat 21.00’ı bulduğunu söyledi.
“Darp edilen Kalkan’ın ifadesinin alınmasının ardından, polisler babaya telefonla ulaştılar. Baba ‘Çocuğum mu kaçırılmış? Ben de şikayetçiyim’ demiş.
“Polisin aktarımına göre, savcı olayı askeri savcılığa bildirmelerini ve ‘kaçırılma iddiası’ olarak kayda geçirmelerini söylemiş. Kaçırma olayında yer alanlar arasında sadece albay baba değil, sivil kişiler de var. Ayrıca sivillere karşı işlenmiş bir suç söz konusu. Dolayısıyla askeri savcılığın ancak disiplin anlamında bir yetkisi olabilir.
“Ayrıca Dikmen Polis Merkezi’ndeki polisler, görüştükleri savcının dosyayı kaçırılan kişinin ifadesi alındıktan sonra kendisine yollanmasını istediğini aktardı. Böyle bir şey mümkün mü? Yani kaçırılma olayı iddia mı gerçek mi, kaçırılan kişiden öğrenecekler! Ortada ‘bir albayın sözüne karşı bir eşcinselin sözü’ gibi bir durum var.”
Toköz, kaçırma görüntülerinin güvenlik kamerasına yansıdığını medyadan öğrendiklerini de belirtti:
“Kamera kayıtları çıkmış, polis teşhis etmemiz için bizi aramadı bile. Görüntüleri televizyonda gördük. Beşinci gündeyiz ama müvekkilimin ne sağlığından ne yaşayıp yaşamadığından haberimiz var. Ne failleri arıyorlar, ne bizi…” (ÇT)