İstanbul Erkek Lisesi’nde düzenlenen mezuniyet töreninde, tüm öğrenciler müdür Hikmet Konar’ın konuşması sırasında sırtlarını döndüler.
Konar, İstanbul Erkek Lisesi Vakfı tarafından değil, doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından liseye müdür olarak atanmıştı.
Öğrenciler ayrıca yaşananlara ilişkin bir de bildiri yayımladı.
Bildiride “Karanlığı ve esareti gördük. Onların esaretinden, cesaret biriktirdik paltomuza. Karanlığı yok etmek için okuduk, kurtulduk dogmalarımızdan” dendi ve “Artık ses ol, ışık ol, yumruk ol!” denilerek sonlandırıldı.
Neden Protesto edildi?
Milli Eğitim Bakanlığı, yaklaşık bir yıl önce İstanbul'daki 11 lisenin okul müdürlerini kendisi atamaya başladı.
Hürriyet’te yer alan habere göre, daha önce liseye ait vakıfların da görüşü alınarak bazı sınavlara tabii tutulan, aynı okulda öğretmen ya da müdür yardımcılığı yapanların müdür olarak görevlendirildiği okullarda bu sistem yapılan yasal düzenlemeyle kaldırıldı.
Atamayla gelen müdürler de öğrencilerin tepkisiyle karşılaşmaya başladı.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bazı okulları seçerek “Proje Okul” yapma, öğretmen ve müdürlerini de sınavsız atama hakkı veren yasal düzenleme, dershaneler yasası olarak bilinen 652 sayılı Kanun hükmünde kararname ile yapılmıştı.
Yasa MEB’e, Proje Okullar’a öğretmen ve yöneticileri sınavla değil, doğrudan bakan tarafından atama yetkisi veriyor.
"Karanlığı yok etmek için okuduk"Karanlığı ve esareti gördük. Ateşi ve ihaneti gören abilerimize paydaş bidik kendimizi. Bizler daha dün, bu merdivenlerde haksızlığa, 181'e karşı bacaklarımız uyuşuncaya dekotururken, daha dün şu okul bahçesinde yağmurun altında donumuza kadar ıslanırken, bugün gidiyoruz şimdi. Son kelimelerimiz, kimisinin kulaklarında küpe, kimisini uykularında sımsıcak tutan bir selam, kimisinin kabuslarında yankılanan kara ağıtlar ve kardeşlerim, sizin yolunuzu aydınlatan bir kılavuz olsun. Ey ahali! Bilin ve bilelim ki; Bu kurumda ayrım yapılmaktadır. Bu ayrımı yapan, bizatihi bizi yönetmekle birileri tarafından görevlendirilen sayın kimselerdir. Bizlere "Sen git hocan gelsin" diyen bu sayın kimseleri işine geldiğinde hocalarımıza, eğitimcilerimize emirler, hatta tehditler yağdırıp her şeyi oldu bittiye getirmekte ve yine bu sayın kimseler hiçbir hakkı olmadan resmi dilekçeleri yırtmakta, birilerinin maşaları olmaktadırlar. Duy bunları ahali! Ülkemizin nice değerlerini hiçe sayanları, erk sarhoşluğu içerisinde kapılarda ceketlerini ilikleyip adeta baş tacı etmişlerdir. Bu korkaklıktır! Müdüriyet makamı, bizleri, bizim düşüncelerimizi dış mercilerde sonuna kadar savunmakla yükümlüdür. Bu zahmete girilmiyorsa, sorarım size eh ahali, ne gerek var bu makama? Etek yerine pantolon giymeyi zorunlu kılan, mezun abilerimizi muhattap kabul etmeyip dışarı kovan bir idareye ihtiyacımız yok bizim. Nitekim bir İstanbul Erkekli vicdani muhakemesiyle öz idaresini sağlayabilme gücündedir. Sor kardeşim, "Tüm etkinlikler okul içerisinde yapılacaktır" diye o meşhur ilçeden yazı gelmişken malum konser neden Talebe Birliği'nde yapıldı? Nasıl izin alındı? Bu ülkede bir çok kültür sanat vakfı varken hiçbir eğitim kurumuna yakışmayan vakıflara neden davetiye gönderildi? Niye kimin yararına? Sor kardeşim, tıkama kulaklarını, duy bunları, gör kardeşim! Karanlığı ve esareti gördük. Karanlığı ve esareti gördük. Onların esaretinden, cesaret biriktirdik paltomuza. Karanlığı yok etmek için okuduk, kurtulduk dogmalarımızdan. Düştük, kaldırdı abilerimiz, ablalarımız. Bilirdik, arkamızda bizi kollayan hocalarımız vardı. Özledik o hocalarımızı; susmayan, bize güç veren, bize güvenen, üstümüze kilitler vurmayan, karakterimizin söküklerini dikmek için uyumayan o eski ailemizi özledik. Kardeşlerim, Sizi eğitmekle mükellef hocalar susuyorsa; idareciler rüşvet olarak izinler yazıyorsa, bursları birer sus payı olarak biliyorsa üzerinize karabasanlar çökmüştür. O zaman kaldırın başınızı artık test kitaplarınızdan. Yatağınızdan kalkın. Kurtulun karabasanlardan. Toplanın, örgütlenin, durun kol kola herkes duyana kadar. Bağır bağır bağırın: Bizler özgür düşünceden yanayız. Bizler demokrasiden yanayız. Bizler insan haklarından yanayız. Ve bizler sevgiyi, kardeşliği daima her şeyin üstünde tutacağız. Bilin ki, nefesiniz kesildiğinde abileriniz, ablalarınız inletecektir bu koridorları. Sizler cinayeti gören kör kayıkçılar, herkesin önünde kalkan tek yumruk, sizden sonrakilerin sırtını yaslayacağı aydınlar, bir kurtarıcı beklemeden kurtarıcınız kendiniz olmalısınız. Olacaksınız. Bu güç sensin. Bu güç damarlarında, beyninde, sende. Karayeller başına indirmeden çatını; Artık ses ol, ışık ol, yumruk ol! |
(EKN)