* Fotoğraf: Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, Sağlık Bakanlığının pandemiyle ilgili ayrıntılı verileri kamuoyuyla paylaşmamakta ısrar ettiğini açıkladı.
“Türkiye'deki vakaların yüzde 56'sının İstanbul'da olduğunu, İstanbul'un göz göre göre nasıl vahim bir duruma sürüklendiğini ancak 1 Nisan tarihinde öğrenebildik.”
Bugün yazılı açıklama yapan meslek örgütü, COVID-19 teşhis ve tedavisinde sadece PCR testine dayanarak karar verilemeyeceğini tüm dünyanın öğrendiğini, buna rağmen Bakanlığın halen sadece PCR testinde pozitif çıkan vakalarla ilgili rakamları açıkladığını ifade etti:
“Yapılan açıklamalarda toplam test, vaka, vefat, yoğun bakımda yatan hasta, entübe hasta sayıları verilirken hastanelerde COVID-19 teşhisiyle tedavi edilen hasta sayıları bile açıklanmıyor.”
“Test sonucu gelmeden ölenler istatistiğe girmiyor”
İstanbul Tabip Odası, test yapıl(a)madan ya da test sonucu pozitif gelmeden hayatını kaybeden hastalara istatistiklerde yer verilmediğini de açıkladı
"Oysa Dünya Sağlık Örgütü COVID-19 pandemisi sırasında ölüm kayıtları için “U07.1: COVID-19, virüs tanımlanmış (laboratuvar testi (PCR) ile kesinleştirilmiş olgular” ve “U07.2: COVID-19, virüs tanımlanmamış” şeklinde iki farklı uluslararası kod önermektedir.
“COVID-19 vaka ve vefat sayılarını olduğundan çok daha düşük gösteren bu yaklaşıma karşı İstanbul Tabip Odası olarak sahadan topladığımız verilerle gerçek tabloyu raporlaştırıyor ve kamuoyuyla paylaşıyoruz.
“COVID-19 vakalarının yüzde 80'inin hastalığı semptomsuz olarak ya da ayakta geçirdiğini, ancak yüzde 20'sinin hastaneye yatırıldığını dünya ve ülke deneyimlerimizden biliyoruz.”
“Hasta sayısı binleri geçti, aynı odayı paylaşıyorlar”
Açıklamada, İstanbul'da COVID-19 teşhisiyle hastanelerde takip ve tedavi edilen hastaların sayısının çoktan binleri geçtiği belirtildi.
“İstanbul'da 45 gün içinde iki hastanenin yapılacağının açıklanması da durumun vahametini gösteriyor. Hastanelerimiz COVID-19'lu hastalarla dolup taşıyor, artık aynı odada iki hasta birlikte yatırılmak zorunda kalınıyor. İstanbul'da eskiden bu yana çok sıkıntılı olan yoğun bakım yataklarıyla ilgili sıkıntı da hızla kendini gösteriyor.
“Sağlık Bakanı 1 Nisan 2020 tarihindeki basın toplantısında Türkiye'de COVID-19'lu sağlık çalışanı sayısını 601 olarak açıkladı. (Sonraki açıklamalarında yeni bilgiye yer vermedi.) Oysa bizim sahadan topladığımız bilgiler sadece İstanbul'daki COVID-19'lu hekim, sağlık çalışanı sayısının çoktan 1000'i geçtiğini gösteriyor.”
“Gerekli hazırlık yapılmamıştı”
İTO, yanlış politikaların bedelini sağlık çalışanlarının ödediğini ifade etti:
“COVID-19 pandemisi göz göre göre gelmesine rağmen maske, önlük, eldiven gibi gerekli kişisel koruyucu malzemelerin bile yerinde ve yeterli miktarda temin edilmemesi, triyaj uygulamasının birçok sağlık kurumunda yapılmaması, sağlık çalışanlarının sağlığını koruyucu tedbirlerin -başta düzenli test yapılması olmak üzere- alınmaması; kısacası İstanbul'daki sağlık kurumlarında gerekli hazırlığın zamanında yapılmamış olmasının bedelini ne yazık ki hekimler, sağlık çalışanları ödüyor.
“Salgınlara karşı mücadelede en önemli faktörün hızlı davranmak olduğu bilindiği halde Sağlık Bakanlığı yöneticilerinin yapılması gerekenleri haftalarca gecikmeyle yapmaları ise tabloyu kurtarmıyor.” (AS)