Göç ve Sığınma Rejimindeki Kadınlar ve Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet” Konferansı, Şirin Ahmet Tekeli Kadın Hukukçuları Destekleme Vakfı ortaklığıyla 21 Nisan Cumartesi İstanbul Barosu’nda gerçekleşecek.
Beyoğlu’ndaki baro binasında saat 13:00 – 18:00 arasında gerçekleşecek konferansta, çeşitli ülkelerden katılımcılar, göçmen ve mülteci kadınların farklı ülkelerde hangi sorunlarla karşılaştıklarını, bu sorunlara nasıl tepkiler verdiklerini, nasıl bir dayanışma örgütlediklerini ve hükümetlerin bu sorunlar karşısındaki sorumluluklarını tartışacak.
“Farklı Ülkeler, Ortak Hikaye: Göç ve Sığınma Rejimindeki Kadınlar ve Dayanışma Olanakları” oturumunda Women’s Refugee Commission (WRC) Kıdemli Savunuculuk ve Dış İlişkiler Direktörü Joan Timoney, Sınır Tanımayan Kadınlar’dan akademisyen Emel Coşkun, Afganistan ve Türkiye’den mülteci kadınlarla röportajlar yapan gazeteci Fariba Nawa ve mülteci işçi Pervin Bouzi konuşacak.
“Kadına Yönelik Erkek Şiddeti, Göç Hukuku ve Göçün Sosyal Politikası” başlıklı ikinci oturumda Sınır Tanımayan Kadınlar’dan hukukçu Beril Eski, feminist avukat Meriç Eyüboğlu, Göçmen Dayanışma Derneği’nden sosyal hizmet uzmanı Cansu Turan konuşmacı olarak yer alacak.
Konferansın çağrı metni şöyle:
“Türkiye de özellikle 90’lı yıllardan itibaren kadın göçmenlerin ve sığınmacıların geldikleri ülkelerden birisi haline geldi. Kadın göçmenler, toplumsal cinsiyete özgü göç biçimlerinin yaşandığı Türkiye’ye, ticaret yapmak ve farklı sektörlerde çalışmak amacıyla ya da mülteci olarak geliyorlar. Fakat son yıllarda Suriye’den de milyonlarca mültecinin gelmesiyle, Türkiye’de göçmen ve mülteci kadınlara yönelik erkek şiddeti artık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaştı. Göçmen ve mülteci kadınlar, gündelik hayatlarının her alanında, evde, işyerlerinde ve kamusal alanlarda, zorla evlendirme, ev içi şiddet ve taciz gibi farklı şiddet biçimleri ile karşılaşıyorlar.
“Bu yaygın şiddetle nasıl mücadele edilmesi gerektiği üzerine düşündüğümüzde, Türkiye’nin göç ve mülteci rejiminde kadınların yasal statüleri, sosyo-ekonomik destekler, mevcut başvuru mekanizmalarının yeterliliği ve erişim, dayanışma ağlarının varlığı ve ilgili kadın örgütlenmelerine erişim, önemli başlıklar olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle, İstanbul’un “Göç ve Sığınma Rejimindeki Kadınlar ve Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet” başlığıyla yapılacak uluslararası bir konferansa ev sahipliği yapması özel bir önem taşıyor.” (ÇT)