Irak'ta kadınların durumu en son haklarında ölüm cezası verilen 31 yaşındaki Wassan Talip, 25 yaşındaki Zeynep Fadıl ve 26 yaşındaki Lika Ömer Muhammed'le gündeme geldi.
Savaşın dört yılında kadınların yaşadıklarını bianet'e İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) İstanbul Şubesi Dış İlişkiler Koordinatörü Ayşe Demiriz değerlendirdi.
Önce dışlanan sonra azize ilan edilen kadınlar
Demiriz'in Amerikan İşgali Mahkumları Derneğinin kurucusu Hacı Ali Kaysi'den aktardığı bilgilere göre, işgalin ilk dönemlerinde kadınların cezaevlerinde işkence ve tecavüze maruz kalması toplumda büyük tepkilere yol açmış. Cezaevlerinden çıkan kadınlar, toplum tarafından "lekeli" görülerek dışlanmış, aşağılanmış.
Geçen süre içinde, kadınların yaşadığı taciz ve tecavüzler direnişin bir parçası olarak görülmüş. Demiriz, "cezaevinden çıkan kadınlara şimdi azize muamelesi yapılıyor" diyor.
"Kız öğrencilerin sayısı düştü"
Tecavüz vakalarının arttığı bilgilerinin geldiğini anlatan Demiriz, yaşanan olayların okullarda kız öğrenci sayısını düşürdüğünü söylüyor. Demiriz, 30 Ekim 2006'da öldürülen İsam El-Rawi'nin Irak'ta işgal öncesi okur yazarlık ve kız çocuklarının eğitime katılması oranının yüksekliğine dikkat çektiğini söylüyor:
"Üniversiteler boşalıyor. Derse devam yüzde 10'lara düştü. Özellikle kız çocukları okula güvenlik nedeniyle gidemiyor."
Demiriz, iltica eden 2 milyon Iraklı içinde kadınların en büyük kesimi oluşturduğunu ekliyor.
UNAMI raporuna girenler...
Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyon (UNAMI) 2006 raporunda, ülkenin orta ve güney bölgelerinde kadın haklarının ciddi oranda erozyona uğradığına dikkat çekiyor.
Rapor, kaçırıldıktan sonra cinsel istismara uğramış, işkence edilmiş ve öldürülmüş genç kadınlardan söz ediyor:
"Kadınların cesetleri morglara bırakılıyor; aileler de namuslarının lekelenmesinden korkarak bu cesetleri almıyor" diyen rapor, 2006'da yalnızca Necef'te aileleri tarafından alınmayan ve gömülen 140 kadın cesedi olduğunu aktarıyor. "Bir başka namus cinayeti vakasında, ortaokul öğrencisi bir kız çocuğu doğu Bağdat'ta silahlı milisler tarafından halk arasında asıldı; onu kurtarmaya çalışan erkek kardeşi de vurularak öldürüldü."
Kuzeydeyse, kadınların ya kazara ya da intihar girişimiyle kendini yaktığını aktaran rapor, bu 239 vakayı "namus cinayeti" olarak niteliyor. "Namus cinayeti olmasından kuşkulanılan vakaların çoğunda, kadınların vücutlarında yemek pişirirken ya da ısıtıcıya yakıt koyarken kazara oluşamayacak denli korkunç yaralar vardı." (AÖ/NZ)