Yıllarca Irak'ın yaşadığı toplumsal travmalar üzerine çalışan psikiyatr Numan Serhan Ali, 2006 Aralık'ında ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Şimdi Ürdün'ün başkenti Amman'da yine Iraklı mültecilerle çalışıyor. Ailesi hâlâ Bağdat'ta. "İnternet üzerinden ve telefonla görüşüyoruz" diyor.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu'nun (Küresel BAK) beşincisini düzenlediği Savaşsız Bir Dünya İçin Uluslararası Buluşma'nın konuşmacısı olarak İstanbul'daydı.
Iraklıların ruh sağlığı yardımına da ihtiyacı var
Ali, Iraklıların yalnızca yiyeceğe değil, ruh sağlığı yardımına da ihtiyacı olduğunu söylüyor. Çünkü işgal derin travmalar, görünmez yaralar açmış durumda. "Dinlenilmeye, konuşmaya, yol yordam öğrenmeye ihtiyaçları var."
"Irak'ta insanların yüzde 40'ı 5 farklı travma yaşıyor" diyor. "Üçten fazla travma, ölüm, kalp krizi riski demektir." Sürekli stres ve korkunun, depresyon ve anksiyetenin yaygınlığından söz ediyor. İntihar vakalarının, uyuşturucu kullanımının, silahlı soygun, kaçırılma ve cinayetlerin arttığını anlatıyor.
Ardından kendinden örnek vererek sıralıyor:
"Dört akrabamı kaybettim. Beş iş arkadaşım öldürüldü. Yakın arkadaşlarımdı. İkisi öğrencimdi. Biri, lisansını aldığı gün öldürüldü. Hepsi faili meçhul. Üç, dört komşum öldürüldü. İki çocuk, evdeyken vuruldular.
"İşe gitmek yarım saatlik yol. Ama yol travma dolu. Bir patlamayı atlattığınızda kendinizi şanslı sayıyorsunuz, ama suçluluk da duyuyorsunuz."
Çocuklar ve kadınlar
Çocukların ve kadınların durumuysa en kötüsü. "Kabuslar çok yaygın. Dışarı çıkma korkusu da. Gerçek korku bu. Sokağa çıkma korkusu nedeniyle birçok çocuk okula gidemiyor. ABD askerleri tarafından hapiste tutulan 200-500 arası 'çocuk hükümlü'den söz ediliyor.
"Ev içi şiddet arttı. Dul kadınların sayısı da. Prematüre ve düşük ağırlıkla doğan çocukların sayısı, işgal sonrasında yaklaşık iki katına çıktı. Sezaryen doğumlar arttı; çünkü insanlar doğumu riske atmak istemiyor, koşulları kontrol edebilmek istiyorlar. Yaşamın sürdürülmesi kadınların yükü halinde. Gündelik hayatın stresi artıyor."
Bütün bunlara karşılık¸ 25 milyonluk Irak'ta yalnızca 40 psikiyatr var. Toplam ruh sağlığı uzmanı sayısı üçte bire düşmüş. Çünkü doktorlar, akademisyenler faili meçhul cinayetlerin ve kaçırmaların birincil hedefleri.
İşgalin etkileri işkence gibi
İşgalin insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele demek olduğunu söylüyor Ali. Ruhta açtığı yaraların işkenceninkiyle benzer olduğuna dikkat çekiyor. Ebu Garib hapishanesindeki işkenceden çok önce haberdar olduğunu, ama korkudan bunu dile getiremediğini de anlatıyor.
Bir de bu işkenceye ortak olan ruh sağlığı uzmanları var. Özellikle Guantanamo'daki ABD'li psikologlar: "Meslektaşlarımız işkencenin parçası olabiliyor. Ebu Garib'de de, Guantanamo'da da, sağlık personeli işkence izlerini bildirmedi; işkence sürecine müdahale etmedi. Bu utanç verici. Mesleği lekeliyor."
Dünya hâlâ bilmiyor
Bu tür savaş karşıtı buluşmaların, etkinliklerin çok önemli olduğunu da söylüyor Ali. "Hâlâ bütün dünyada, Irak'ta ne olup bittiğini bilmeyen çok insan var. Birçok etkinlikte anlattıklarımı dinleyenler 'Bunu ilk kez duyuyoruz' diyor." (TK)