Altı insan hakları örgütü 25 Eylül’de gerçekleştirdikleri Kobane-Suruç ziyaretlerine ilişkin raporu yayınladı.
Raporda geçiş noktalarının durumu, sığınmacılara dair izlenimlerin yanı sıra Urfa Valisi İzzettin Küçük ile yapılan görüşme de yer aldı.
Raporda Suruç ilçe merkezi ve çevresinde yoğun hareketlilik gözlemlendiği ve sığınmacıların Suruç ve çevresinde kalabalıklar şeklinde, çok zor koşullarda yaşamaya çalıştıkları, beslenme sorunlarının yanı sıra temel hijyen maddeleri ve özellikle kışın yaklaşması ile birlikte battaniye ve kışlık giyim malzemesi gibi ihtiyaçların öncelikli olduğu tespiti yer aldı.
Heyettekiler
Örgütleri Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD), İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi ve Akdeniz Göç-Der oluşturdu
Ziyarette bulunan heyette İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Mazlum Der Genel Başkanı Faruk Ünsal, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Derneği Başkanı Taner Kılıç, TİHV Kurucular Kurulu Üyesi Coşkun Üsterci, HYD Yönetim Kurulu Üyesi Emine Uçak Erdoğan, İHD Genel Başkan Yardımcısı Serdar Çelebi, İHD ve Mazlum Der Diyarbakır ve Şanlıurfa Şube Başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, İnsan Hakları Ortak Platformu Sekretarya Üyesi Barış Karacasu yer aldı. Akdeniz Göç-Der Başkanı Selahattin Güvenç ve Göç Platformu temsilcileri de Suruç'ta heyete katıldı.
Ziyarette sınırda yaşananları yerinden gözlemleyen heyet aynı zamanda Urfa Valisi İzzettin Küçük'ü ziyaret etti, sahada ilk günden itibaren gözlemlerde bulunan İHD Şanlıurfa Şubesi'nde ve Mazlum Der Şanlıurfa Şubesi'nde bilgi aldı, Suruç-Kobane sınırındaki Mürşitpınar sınırı kapısı, Yumurtalık sınır geçişi, Süleyman Şah Parkı/Çadırkenti, Suruç ilçe merkezi ve Kobane kentinde izlenimler edindi.
İHD ve Mazlumder şubelerinden değerlendirme
Raporda İHD ve Mazlumder Urfa Şubesi yetkililerinin dikkat çektiği sıkıntılara yer verildi. Bunlar arasında geçişler başlamadan önce iki gün boyunca sınırda bekletilenlere insani yardım yapılmadığı; kimliği olmayanların geri dönüşlerde sıkıntı olması; geri dönüşte kadınların da erkek polislerce aranması; Kobane’den gelenlere desteğe gelenlere sert müdahaleler gibi sorunlar bulunuyor.
Vali Küçük ile görüşme
Heyetle görüşen Vali Küçük sınırın açıldığı gün 11 ayrı yerden geçiş yaşandığı, bu geçişlerde kayıt alınmadığını 138 bin kişinin Türkiye’ye geçtiğini, gelenlerin akraba yanında barındığını söyledi.
Vali Yumurtalık ve Kendirli’den girişlerin sürekli açık olduğunu söyledi. 25 Eylül itibariyle bin 500 kişinin de Kobana’ye Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan geri döndüğünü ekledi.
İlk 24 saatte mayın patlaması sonucu bir kadın yaralanırken bir bebeğin eli koptuğu bilgileri de raporda yer aldı.
Kobane’ye geçişler
Kobane’yle dayanışma için sınırı geçenlere müdahalelere ilişkin Vali, manevi destek için gelenlerin Suruç’a alınmayacağını, dayanışmanın önemli olduğunu ama gelenlerin kendilerine ayak bağı olduğunu, kalabalık yaptığını, trafiği kilitlediğini, sığınmacılara ilaç, yemek ya da benzeri bir yardım hizmetinde bulunmadığını bu nedenle de dayanışma için gelenleri istemediklerini belirtti.
Yaralı IŞİD militanları
Heyetin yaralı IŞİD militanlarına sağlık hizmeti verilip verilmediği sorusuna Vali çatışmalarda yaralanarak getirilen herkese hangi taraftan olduğuna bakılmaksızın Birleşmiş Milletler kuralları gereğince tedavi hizmeti verildiğini, daha sonrada geldikleri yere geri gönderildiğini belirtti.
Kamplar
Vali gelen sığınmacıların büyük oranda Suruç ve Urfa’daki akrabalarına gitme yönünde teşvik edildiğini, akrabası olmayanların ise kamplarda kaldığını söyledi.
Kamp organizasyonunun henüz yeterli olmadığını süreç içerisinde sığınmacı sayısının aratabileceği olasılığına göre 20 bin kişi kapasiteli bir kamp oluşturmayı planladıklarını belirtti.
Suruç’taki Kobaneliler
Heyet Suruç’ta sokakta yaşayan çok sayıda Kobaneli olduğunu belirtti.
* Bunun yanında bütün boş dükkanlar, düğün salonları, spor tesisleri, belediyenin bütün tesisleri ve bitmemiş inşaatlara Kobaneliler yerleşmişti. Civar köylerde de çok sayıda Kobanelinin olduğu gözlendi. Edinilen bilgilere göre örneğin bulgur fabrikasında 700 kişi, Karaca Köyü'nde 980 kişi kalıyor. Suruç'ta görüşülen muhtarlardan edinilen bilgilere göre ise Suruç'ta ve civar köylerde 28 bin kişi bulunuyor.
* Suruç Belediyesi bir koordinasyon merkezi kurmuş, bu merkeze bağlı ekipler yerleştirme ve beslenme sorunları ile ilgileniyorlar, sabah ve akşam olmak üzere iki öğün yemek dağıtılıyor.
Geçiş noktaları
Heyet sınırdan geçişlerde üç aşamalı sistem olduğunu anlattı:İlk aşama güvenlik araması yapılıyor, ikinci aşamada yanlarında getirdikleri eşyalar aranıyor, üçüncü aşamada da sağlık taraması, çocukların aşıları ve kayıt var.
* Üçüncü aşamadan sonra kayıtları yapılan sığınmacıların gidecekleri yer saptanıyor, en sonunda da giriş noktasını ayıran bariyerlerin dışında bekleyen otobüslere bindirilerek, akrabalarının yanına ya da kampa gönderiliyorlardı.
* Karşılama ve yerleştirme işlerinden AFAD, kayıt ve takip işlerinden de Göç İdaresi sorumlu idi. Burada elle alınan kayıtlar daha sonra sisteme işleniyormuş. Ayrıca BMMYK ve Kızılay da sahada idi, hem sınırda hem Suruç'un içinde. İlk girişte Kızılay kişi başına yiyecek olarak üç paket bisküvi ve su dağıtmaktaydı.
* Kobane çevresindeki köylerden ve kısmen Kobane'den gelen ve bu noktadan giriş yapan sığınmacıların oldukça yorgun ve bitkin, hijyenlerinin yetersiz ve yanlarında çok az eşya olduğu gözlendi. Sığınmacıların büyük çoğunluğunu çocuklar, kadınlar ve yaşlılar oluşturmaktaydı.
* Bu bölgede bulunan sağlık çadırında görev yapan sağlık çalışanı sayısı ve uzmanlıkları tam olarak öğrenilemedi. Konuştuğumuz görevliler toplam 30 sağlık çalışanının görev yaptığını tahmin ettiklerini, vardiya usulü çalıştıkları için toplam sayıyı tam kestiremediklerini belirttiler. O sıra da çadırda 6-7 kişi görev yapıyordu. Çadırın arkasında da üç adet ambulans beklemekteydi
Kamp
Süleyman Şah Parkı / Çadırkenti (Mürşitpınar Sınır Geçiş Noktası Yanı)
Akrabaları olmayan sığınmacıların yerleştiği sınıra yakın olan Süleyman Şah Parkı’ndaki kampta AFAD çalışanlarının verdiği bilgiye göre yaklaşık 400 kişilik 8-10 büyük çadır vardı. Ancak çadırlarda sadece 200 kişi olduğu söylendi.
Bu parkın hemen yanına ikinci bir çadırkent daha kuruluyordu. Bu bölümün de tamamlanması ile kapasitenin beş bine çıkacağı söylendi.
Heyet kampta kalanlarla yapılan görüşmelerde resmi kamplarda kalmak istemediklerini, kendilerini güvende hissetmediklerini, bu nedenle kısa bir süre kaldıktan sonra ayrılmayı tercih ettiklerini öğrendi.
* Kampın tuvalet banyo ve mutfak gibi alt yapısı henüz tamamlanmamıştı. Kampta henüz bir sağlık merkezi oluşturulmamıştı. Sağlık sorunları olanlar ambulanslar ile Suruç'a gönderiliyormuş. Kampta kalanlara Kızılay tarafından günde 3 öğün dışarıdan yemek getiriliyormuş.
Mürşitpınar Sınır Geçiş Noktası
Heyet Mürşitpınar Sınır Kapısı’nın geri dönüşlerin yapıldığı tek ve Kobane'ye en yakın nokta olduğunu belirtti. Rapordan notlar şöyle:
* Vali'nin söylediklerinin aksine sığınmacılara güvenlik görevlileri (polisler) tarafından kimlik sorulduğu, ancak kimlik gösteremeyenlere de geçiş izni verildiği görüldü. Ayrıca arama yapmak üzere bir kadın polisin hâlâ bu noktada bulunmadığı da tespit edildi.
• Geri dönüş yapanların büyük çoğunluğunu ailelerini getirdikten sonra geri dönen genç erkekler oluşturmaktaydı. Bununla birlikte dönüş yapanların içinde az sayıda küçük çocuklu aileler ve daha yaşlı erkekler de bulunuyordu.
Kobane
Heyeti temsilen İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan Kobane’ye geçerek PYD Eş Genel Başkanı Asya Abdullah, Kobane Kantonu Başbakanı Enver Müslim ve Bakanlar Kurulu üyeleri ile görüşmelere katıldı.
* Kobaneli yetkililer ABD'nin başını çektiği koalisyon güçlerinin İD/IŞİD'e yönelik hava harekatlarının İD/IŞİD'in Kobane'ye ilerleyişini durduramadığını, dolayısıyla etkili bir harekat olmadığını, Kobane halkının uluslararası toplumdan yardım alamadığını, silah taleplerinin yerine getirilmediğini, İD/IŞİD örgütünün zaman zaman Türkiye üzerinden sızmalar yaparak saldırıda bulunduğunu, yardım alınabilecek tek kara parçasının Türkiye tarafı olduğunu ancak buradan da Kobane halkına silah yardımına izin verilmediğini, tüm bunlara karşın Kobane'nin tarihi bir direniş gerçekleştireceğini ve asla kentin İD/IŞİD vahşetine teslim olmayacağını ifade etti. (BK)
* Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.