İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Müze Gazhane‘de düzenlenen etkinlikte İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı’nı açıkladı.
2050 yılı için 14 hedef belirlendiğini söyleyen İmamoğlu, Kanal İstanbul projesine karşı da uyardı.
İBB’nin iklim değişikliğiyle mücadele için bir araya gelen belediyelerin oluşturduğu C40’a üye olan Türkiye’deki ilk ve tek belediye olduğunu söyleyen İmamoğlu “1,5 yıl önce başlattığımız çalışmalar ve C40 ağının teknik desteğiyle 2050 yılında İstanbul’un karbon nötr ve iklim krizine dayanıklı bir kent adımları belirleyip somut yol haritasını tanımladık” dedi.
İmamoğlu ayrıca bisiklet yollarını 650 kilometreye çıkartacaklarını aktardı.
Hedef “karbon nötr” İstanbul
İstanbul İklim Eylem Planı; Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı, Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı ve İstanbul Atık Yönetim Planı gibi politika belgeleriyle birlikte hayata geçti.
Planda 2050’de karbon nötr hedefine ulaşabilmek için azaltım yüzdelerini, 2030 yılına kadar yüzde 52 mutlak azaltım, 2040 yılına kadar yüzde 89 mutlak azaltım, 2050 yılına kadar ise yüzde 100 mutlak azaltım olarak belirlendi.
İstanbul İklim Eylem Planı kapsamında beş temel strateji belirlendi:
- Sera gazı emisyonlarının azatılması ve iklim krizine uyum sağlama kapasitesinin artırılması
- İklim adaletinin sağlanması,
- İklim krizine yönelik kurumsal kapasitenin geliştirilmesi,
- Ekolojinin ve doğal kaynaklarının korunması,
- Yaşam döngüsünün desteklenmesi ve karbon ayak izinin azaltılması.
Bu stratejiler kapsamında hayata geçirilmesi planlanan hedefler ise şu şekilde açıklandı:
- Tüm otomobil ve taksilerin kademeli olarak elektrikli olması,
- Şehir içindeki yolculukların yüzde 35’inin toplu taşıma ile gerçekleştirilmesi,
- Deniz ulaşım oranının yüzde 10 seviyesine çıkarılması,
- Günlük yolculukların yüzde 50’sinin yürüyüş ve bisiklet ile gerçekleştirilmesi,
- Su kayıp ve kaçaklarının azaltılması,
- Kişi başına su kullanımının yüzde 11 azaltılması,
- Organik atıkların en az yüzde 50 geri kazanılması,
- Kentsel donatılarda yüzde 100 enerji verimliliğinin sağlanması,
- Yenilebilir kaynaklardan yüzde 55 enerji tedariki,
- Çöp gazının yüzde 95’inin enerjiye çevrilmesi,
- Organik atıklarının yüzde 100 geri dönüştürülmesi,
- Kâğıt ve ambalaj atıklarının yüzde 100 geri dönüştürülmesi,
- İBB binalarında enerjinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması,
- İETT filosunun yüzde 100’nün elektrikli olması.
Önceki plan revize edildi
Göreve geldikleri ilk günden itibaren İstanbul için bir iklim vizyonu hazırlamaya başladıklarını ve önceki planı revize ederek İstanbul’un geleceğini etkileyecek çalışmalara başladıklarını söyleyen İmamoğlu, 2018’de hazırlanan ilk plana ilişkin şu bilgileri verdi:
“Ne var ki eski çalışma kısıtlı bir ilerleme hedefliyor ve dünyanın paralel hedeflerine uyum sağlamıyordu. 2019’da göreve geldikten sonra planda hızlı bir revizyon sürecine girdik. İstanbul’da veri topladık, modelledik. Stratejik eylemlerimize ve hedeflerime hep birlikte karar verdik. İstanbul’un iklim anayasasını belirlemiş olduk.”
Sel, kuraklık, yangın…
Tüm dünya gibi İstanbul’un da iklime bağlı çok ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu belirten İmamoğlu selleri, yangınları, kuraklığı hatırlattı ve şunları söyledi:
“Bilim insanları, önümüzdeki dönemde Dünya’da sıcaklık artışlarını 1,5-2 derece ile sınırlandırmazsak, ciddi felaketlerle karşı karşıya olduğumuza dönük uyarılar yapıyorlar. Daha birkaç yıl öncesine kadar bu mevsimde kazaklar, paltolar giyer dolaşırdık şimdi neredeyse tişörtle, gömlekle geziyoruz.
“Çok değil birkaç ay önce Batı Karadeniz’de sellerde 82 yurttaşımızı kaybettik. Yaz ayları boyunca iklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışıyla beraber Ege ve Akdeniz’de onlarca ormanımızda yangın çıktı ve haftalarca söndüremedik. İnsanlarımızı, ormanlarımızı, diğer canlıları ve meskenlerini kaybettik.
“İstanbul’da iki yıl önce çok sıkı bir kuraklık yaşadık. Her geçen gün hayatı kuraklık çok ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu hepimizi çok korkuttu, tedirgin etti. Hayatı bitirecek risklere sebep olduğunu hep beraber gördük. Tedirgin olalım, korkalım.
Su ve gıda kıtlığı
“İklim krizine karşı dayanıklı bir kent haline gelmezsek çok zor bir hayat geçireceğiz. Gıda ve su temininde kıtlık yaşanacak. Orman yangını gibi felaketlerin arttığını hep birlikte göreceğiz. İstanbul Boğazı’nda deniz seviyesinin 75 santimetre yükselmesi riskiyle karşı karşıya kalacağız.
“Bir yandan İstanbul’un yıllık yağış miktarı yüzde 12 oranında azalırken bir yandan da yağışlarının yoğunluğunun yüzde 59’a kadar artması söz konusu olacak. Özellikle bunun yaratacağı seller kritik altyapı ve ulaşım sistemleri için gerçekten büyük bir risk oluşturacak. İstanbul’un biyoçeşitliliği azalacak.”
Kanal İstanbul
İBB Başkanı İmamoğlu açıklamasında AKP iktidarının yıllardır hayata geçirmeyi istediği Kanal İstanbul projesine de atıfta bulundu ve şunları söyledi:
“Bütün bunların üstüne İstanbul’un farklı bir tehdidi daha var. Beton Kanal dediğimiz ucube. Bu ucubenin şehrimize ekleyeceği korkunç tehlikelerden gerçekten söz etmek bile istemiyorum. Beton Kanal ekolojik dengeyi tümüyle bozacak, binlerce yıldır edindiğimiz kültürel miras üzerinde yok edici etkileri ve afet riskini artıracak.
TIKLAYIN - İklim Krizinin Merkezine Doğru: Kanal İstanbul
“Kenti, toplumun ve tüm canlıların yaşam hakkını gasp eden bir proje olduğunu Beton Kanal’ın bütün arkadaşlarıma aktarmak isterim. Beton Kanal’ın bölgesel ve küresel bir iklim tehdidi olduğunu da belirtmek lazım. Beton Kanal iklim krizini artırmakla kalmayacak, bu krize karşı alınmakta olan önlemleri de ne yazık ki şehrimiz adına etkisiz hale getirecektir.”
(TP)