AKP Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası partisinin genel merkezinde açıklamalarda bulundu.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanmasıyla ilgili 2009’da TBMM’den geçen düzenlemeyi hazırlayanları FETÖ’nün siyasi ayağı için örnek göstermesine ilişkin konuşan Çelik, “Arkadaşlarımız, kendilerini FETÖ mensubu gibi etiketleyen bu yaklaşıma karşı yasal haklarını kullanacaklar” dedi.
“Yarın suç duyurusunda bulunacağız”
Başbuğ’un açıklamaları nedeniyle Meclis’in mutlak dokunulmazlığının ihlal edildiğini savunan Çelik şu ifadeleri kullandı:
“Yarın arkadaşlarımız İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunacaklar. Çeşitli zamanlarda siyaseti aşağılamaya çalıştığını görmüştük. Kişiler emekli olduktan sonra bu makamın arkasına saklanamazlar. Bu Genelkurmay Başkanlığı makamını istismar etmektir.
“Aynı zihniyet devam ediyor”
“FETÖ ile mücadele için eski vesayeti cesaretlendirmek gibi bir yaklaşım budur. FETÖ'yü sevindirecek yaklaşım asıl budur. TSK yapılan asıl haksızlık budur. Hem milletimize saygıdan bahsedeceksiniz hem de Meclis'e dil uzatacaksınız, bu milletimize saygısızlıktır. Siyaseten gerekli cevap verilir. Biz kendi sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz.
“Kimse TSK hakkında böyle bir konuşma yapamaz. Aslında ilk açıklamadan sonra biraz ders almıştır diye düşünüyorduk, 'FETÖ'yü sevindirir' diye açıklama yapmak aynı zihniyetin devam ettiğini gösteriyor."
Başbuğ ne dedi?
2008-2010 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı görevini yürüten İlker Başbuğ, geçen hafta Haber Global’de konuk olduğu programda, 26 Haziran 2009’da Meclis’ten geçirilen torba yasadaki “asker kişilerin özel yetkili mahkemelerde yargılanması”na ilişkin maddeyi hatırlatarak şöyle konuştu:
“FETÖ’nün siyasi ayağı yok dersek gerçeği inkar olur. Bunun yargının çıkarması ve siyasi iradenin ağırlığını koyması lazım. 26 Haziran 2009’da yasalar torba yasa olarak gündeme getiriliyor. Bu TSK ile ilgili bir kanun teklifi. Bu yasa 25 Haziran’ı 26’sına bağlayan gece yarısı oluyor. Bu yasa ile kimsenin haberi yok, biz bundan 26 Haziran sabahı 2009’daki toplantıda haberimiz oluyor.
“Bahsedilen yasa teklifi askeri şahıslar askeri mahalde işlediği suçlarda dahil özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu bir kere anayasaya aykırı. Bu tamamen ne için Dursun Çiçek için. Bu olay medyada ‘AK Parti ile cemaati bitirme planı’ algısı olarak yapıldı. Sivil şahıslar her durumda askeri yerlerde yargılanmaz Özel yetkili mahkemelerde yargılanır.
“Kayseri’de biz bir olay yakalamıştık Hava İkmal Bölge Komutanlığı’nda astsubay yakaladık. Flaş bellek ayarlıyorlar. Burada sivillerden yardım alıyorlar. 14 Nisan 2009’da ‘FETÖ ile mücadele edeceğim’ dedim. Bu kanun teklifini kim hazırladı, tamamen FETÖ ile ilgili bu araştırılsın.”
İlk tepki Çelik’ten
Başbuğ’un sözlerine ilk tepki yine AKP Sözcüsü Çelik’ten geldi. Çelik 4 Şubat’ta yaptığı açıklamada, AKP’li isimleri Başbuğ’a dava açmaya çağırarak, “Emekli bir askeri bürokratın TBMM üyelerini terör örgütünün üyesi olarak değerlendirmesi, kanun teklifini kim hazırladıysa yasamanın üyelerini suçlaması son derece vahim yaklaşımdır” dedi ve şöyle devam etti:
“Aslında bu tutum FETÖ'nün temizlenmesine mi hizmet etmektedir başka bir şeye mi? Kim ki yüce Meclis'i aşağılamaya çalışıyorsa bunun altında iyi niyet yoktur. Türkiye darbelerden çok çektiği için, darbelere zemin yaratan yasal düzenlemelerin mevzuatımızdan çıkarılması en önemli gündemdi.
“O dönem önerge satır satır okunup tüm partiler tarafından kabul edildi. 30 gibi suçu kapsayan askerlerin yargılanmasının sağlanması bir devrimdir.
Erdoğan’dan da dava çağrısı
Başbuğ’un sözleri dün de (5 Şubat) Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefindeydi.
Partisinin grup toplantısında konuya değinen Erdoğan, “Eski bir genelkurmay başkanı, kendisini gayet iyi tanırım. Meclisimizi itham altında bırakan açıklamalar yaptı. Süratle hepiniz dava açmalısınız. Anayasa buna amir. Meclis'in yasama yetkisini bir kişinin yere çalmaya hakkı yoktur” diyerek şunları söyledi:
“Bu açıklamalara CHP ve diğer partilerden kimileri destek vermiştir. Daha önce aksi karar almalarına rağmen. FETÖ gölgesi düşürülmeye çalışılması Meclis'e saygısızlıktır. Vesayet döneminin hevesi olan bu yaklaşımın desteklenmesinin anlaşılabilir hiçbir tarafı yoktur. Bu boru göstermeye benzemez.
“CHP'lilerin bu konu göğüslerini gere gere savunabilecekleri meseledir. 2009 yılında Meclis'te görev yapmış tüm arkadaşlarımızın hemen dava açarak, parlamentonun onurunu savunacaklarına inanıyorum.”
CHP’li Özel’den tepki
Erdoğan’ın açıklamalarına ise CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’den yanıt geldi.
Başbuğ için “Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı’yken FETÖ kumpasıyla tutuklanan, cezaevinde 2 yıl 2 ay (780 gün) yatan Genel Kurmay Başkanı… Haftalık olağan görüşmelerinde başbakan ile görüşüyordu eskiden, böyle bir demokrasimiz vardı. FETÖ konusunda herhalde Recep Tayyip Erdoğan’ın en çok uyaran kişi o’dur. FETÖ’yle mücadele konusunda en son söz söylenecek asker kişilerden bir tanesi o’dur” diyen Özel şöyle konuştu:
“Doğruyu söyledi diye 780 gün senden alacaklı olan Başbuğ’a dava açtırıyorsan, biz yine avukatız kardeşim. Cumhuriyet Halk Parti’liler, genel başkanımız, yine senin açacağın o davada İlker Başbuğ’u savunuruz. Siz yine FETÖ’cü savcıları savunduğunuz tarafta durun bakalım.”
Başbuğ’dan yanıt
İlker Başbuğ ise bugün kendi internet sitesinde “Suçlamalara karşı gerçekler”* başlıklı yazılı bir açıklama yaparak, Genelkurmay Başkanı olduğu ilk günleri ve görevde kaldığı sürede yaşananları aktardı. Açıklamalarının bir kısmını sosyal medya hesabından da paylaşan Başbuğ şu ifadelere yer verdi:
“Hükümet tasarısının dışında gece yarısı getirilen ve 13 dakika içerisinde kabul edilen bu iki önergeden en çok istifade eden FETÖ olmuştur. Bu iki değişiklik yapılmamış olsaydı Kayseri ve Erzincan soruşturmaları ile 2009 yılında bile FETÖ’ye ciddi bir darbe indirilebilirdi.
“Göreve başladığı ilk günde FETÖ tarafından hedef alınan ve görev süresi boyunca FETÖ komploları ile mücadele eden, ‘FETÖ tehdidi bugün bize, yarın size’ diye siyasi iktidarı uyaran bir Genelkurmay Başkanı’nın, bugün karşı karşıya bırakıldığı bu durum herkesten önce FETÖ’yü sevindirecektir.”
2009’daki önergeler
Başbuğ’un söz ettiği önergelerden ilki Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) 3. Maddeye ek yapılmasına ilişkindi. Bununla asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verilmesi amaçlanıyordu.
İkinci önerge ise CMK 250. Maddedeki iki kelimenin değiştirilmesine ilişkindi. Bir kelime değişikliği ile askeri şahısların askeri mahallerde işledikleri suçlar nedeniyle sivil mahkemelerde yargılanmasının önü açılıyordu.
Asker kişilerin askeri mahalde işledikleri suçların askeri mahkemede yargılanmasını engelleyen değişiklik maddesi Anayasa Mahkemesince 21 Ocak 2010 tarihinde iptal edildi.
İlker Başbuğ hakkında
Türkiye Cumhuriyeti 26. Genelkurmay Başkanı.
29 Nisan 1943, Ayfonkarahisar doğumlu. Kuleli Askeri Lisesi'nde eğitim gördükten sonra, 1962’de Kara Harp Okulu, 1963’te de de Piyade Okullarını bitirdi.
1971’e dek Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı çeşitli birliklerde Takım ve Bölük Komutanlığı yaptı. 1973’te Kara Harp Akademisi'ni kurmay subay olarak bitirdikten sonra; Genelkurmay Plan Harekât Daire Başkanlığında Karargâh Subaylığı, Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği, Brüksel'de NATO Uluslararası Askerî Karargâhında Cari İstihbarat Plan Subaylığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Plan ve Prensipler Başkanlığı Savunma Araştırma Şube Müdürlüğü ve 51. Piyade Tümeni 247. Piyade Alay Komutanlığı görevlerini yürüttü.
1993’te Tümgeneral rütbesine terfi etti. 1997’de ise Korgeneral oldu. Korgeneral rütbesi ile 2. Kolordu Komutanlığı ve Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Başyardımcılığı görevlerinde bulundu. 2002’de Orgeneral rütbesine terfi etti. 2002-2003 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı, 2003-2005 yılları arasında Genelkurmay İkinci Başkanlığı, 2005-2006 yıllarında Birinci Ordu Komutanlığı görevlerini müteakip 2006 yılı atamaları ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atandı.
2008 yılı Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı görevine atandı. 30 Ağustos 2010’da yaş haddinden emekli oldu.
Emekliliğinden 17 ay sonra, tanık olarak dinlenilmesi beklenen “İnternet andıcı” davası kapsamında hakkında 2 Ocak 2012’de soruşturma başlatıldı. 6 Ocak 2012’de “silahlı terör örgütü yöneticiliği” ve “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamalarından tutuklandı.
5 Ağustos 2013’te, Ergenekon Davası'ndan müebbet hapis cezası aldı. Anayasa Mahkemesi 6 Mart tarihli kararında Anayasa’nın 19. maddesinin 8. fıkrasına dayanarak Başbuğ'un kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin haklarının ihlal edildiğine hükmetti. Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi 7 Mart 2014'te Başbuğ’un tahliyesine karar verdi. (TP)
* İlker Başbuğ'un açıklamasının tam metnini okumak için tıklayın.