Ergenekon Soruşturması'nda 21 Mart sabah, 4:30 sularında gözaltına alındıktan bir gün sonra serbest bırakılan Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, yaşadıklarını anlattı.
Soruşturmanın geldiği aşamayı "mantık dışı" olarak niteleyen ve basına "çarpıtılarak" sızdırılmasını eleştiren Selçuk, "Bu soruşturma siyasete alet edilmek isteniyor. Bende Türkiye'de laik orduyu ve bağımsız yargıyı tasfiye edecek bir operasyon mu, kuşkusu doğdu" dedi.
"Beni işin içine katarsanız dava inandırıcı olmaktan çıkar"
Selçuk, medyanın önemli bir bölümünün Fethullah Gülen'in elinde olduğuna işaret ederek her kesimdeki Atatürkçü güçlere demokrasi için bir araya gelme çağrısı yaptı.
Emniyette dokuz saat, savcılıkta da 4,5 saat sorgulanan Selçuk, dün kendisini ziyaret eden siyasi parti temsilcileri, gazeteciler ve akademisyenlere, Ergenekon operasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu:
"Bu dava geniş çaplı bir dava, ciheti askeriyeye yönelen bir tarafı da var. Benim kaygım şu: Türkiye'de yargının ve ordunun içine de uzanan bir operasyonun hazırlığı yapılıyor. Beni sorguya çekenlere şunları söyledim: Eğer Ergenekon diye bir çete varsa (ki var olduğunu iddia ediyorsunuz) bu çetenin sınırlarını çizmeye bakın. Ama beni de bu işin içine katarsanız bu dava inandırıcı olmaktan da çıkar. Benim hiçbir ilgim yok. Beni fikri lider sayarak da bu sınırı genişletmek istiyorsanız, konuyu emekli askerlerden muvazzaf askerlere de yansıtmak istiyorsanız bu davanın bambaşka bir siyasi amacı olduğu ortaya çıkar."
Gözaltına alınış saatine ilişkin "Belli bir amaca ulaşmak için, evdeki mektuplar ve kitaplar arasında suç delili arıyorlar. Bu amaca ulaşmak için baskın gece yapılıyor" yorumunu yapan Selçuk şöyle devam etti:
"Basın çarpıtıyor"
"Öyleyse bize düşen doğruları ifade etmek. Ergenekon soruşturmasının götürülmek istendiği nokta deli saçması. Hukuka saygı içinde kalmak istiyoruz. Yazık etmeyin, çete davası dediğimiz konuyu siyasi emellere hizmet eder boyutlara getirmeyin."
"Avukatım, 'Selçuk'un alınma sebebini açıklayamıyoruz. İlhan Bey'in alınmasıyla ilgili gösterilen delillerin hiçbiri somut değil. Tam tersi gösterdikleri delillerde İlhan Selçuk çetenin amaçlarına engel olarak gösteriliyor. Davanın niteliği ya da bir çete varsa, bu örgüt başkalarını vurmak için kullanılıyor' diyor.
"Telefonumun dinlendiğini biliyorum. Biz istedik"
"Telefonların dinlendiğini biliyordum. Gazeteye bomba atıldıktan sonra, telefonlarımızın dinlenmesini talep eden zaten biziz. Her gün telefonla konuşuyoruz. İbrahim Yıldız' la, Alev Coşkun' la, Emre Kongar' la. Aramızda gelişigüzel laflıyoruz; 'Bu memleket düzelir mi? Bozulmazsa düzelmez.
"Bu gidişle ordu gelecek tepelerine binecek' falan gibi laflar ediyoruz. ABD egemenliğindeki Türkiye'de Amerikan yörüngesinde bir darbe olursa felaket olur. Laik ordu, ılımlı İslam devletine uygun bir tasfiyeye uğrarsa Amerikan planlaması da uygulanmış olur. Çözüm şudur: AKP'nin ve Başbakan'ın bir an önce normale dönmesi ve muhalefetle uzlaşmasıdır. Bu laflar bütün piyasalarda her gün konuşuluyor." (EÖ/GG)