“('idam isteriz' sloganları üzerine) Yakın, İnşallah yakın... Öyle inanıyorum yakında bu konu parlamentoya gelir, geçerse ben de onaylarım.” (Erdoğan, 29 Ekim 2016, Cumartesi, Ankara)
“Bazı Avrupalı liderler bize diyorlar ki 'Ama siz idamı savunuyorsunuz'. Kusura bakmayın, bunun kararını verecek olan Avrupa Birliği değildir, bunun kararını verecek olan Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentosudur, milletidir.” (Erdoğan, 13 Eylül 2016, Salı, İstanbul)
“(İdam isteriz sloganları üzerine) Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna, sizler idam talebinde bulunduğunuza göre bunun kararını verecek merci TBMM’dir. Meclisimiz böyle bir kararı verdikten sonra atılacak adım bellidir. Onamaksa, meclisten gelen böyle bir kararı ben onarım.” (Erdoğan, 8 Ağustos 2016, Pazartesi, Yenikapı, İstanbul)
“İdam geri getirilsin sloganlarına cevaben) Her talebin değerlendirilmesi demokratik ülkelerde bir haktır. Bu da Meclis'te değerlendirilir”. (Erdoğan, 16 Temmuz 2016, Cumartesi, Kısıklı’da evinin önünde)
Erdoğan 15 Temmuz darbe girişimi sonrası sıklıkla idamın yeniden uygulanmaya başlamasına onay vereceğini söyledi. Aslında idamı yeniden getirme isteği yeni değil.
2012 yılında “Bugün bakın ABD'de idam var, Rusya'da var, Çin'de var, Japonya'da var. Dünyanın birçok yerinde var. Bunlar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ağırlıklı üyeleri. Yani Fransa, İngiltere hariç diğerlerinde var. O zaman durumumuzu gözden geçirmemiz lazım" demişti.
MHP ile idam tartışması
Filmi biraz geri saralım. Yıl 2009, Çözüm Süreci söylemsel düzeyde konuşulmaya başlandığı günler. Devlet Bahçeli yeniden “idam” konuşmalarına başladı. AKP’den gelen “Kürt sorunun” çözüme ulaştırılması gerektiğine dair açıklamalara yanıt olarak çözümün Abdullah Öcalan’a idam cezası verilmesiyle olabileceğini söylüyordu. Bu tartışmanın başlangıca 2007’ye dayanıyor. Temmuz ayı. Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli, Erzurum’da miting alanında “yağlı urgan” sallayıp “Niye asamadınız, demeyin, bulamıyorsan işte ip” diyordu.
O günlerde Başbakan olan Erdoğan ise “Erdoğan'ın yanıtı "Bu kadar mahirdin de sana teslim ettikleri zaman iktidardaydın ip yoksa millet sana ip gönderirdi, bu işi halletseydin ya" olmuştu.
İdam cezası nasıl kaldırıldı?Fikret ilkiz 1 Ağustos 2016 günü bianet'te yayınlanan "Ölüm Cezası Ölmüştür, Ölü Dirilmez" başlıklı makalesinde adım adım idam cezasının nasıl kaldırıldığını yazmıştı: 3.10.2001 kabul tarihli 4709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’la Anayasa’nın 38. maddesinde değişiklik yapılarak; savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilmemesi öngörülmüştür. İstisnai haller dışında ölüm cezası kaldırılmıştır. 28 Nisan 1983 tarihinde imzaya açılan, l Mart 1985’de yürürlüğe giren barış zamanında ölüm cezası verilmemesini öngören İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair 6 Sayılı Protokol 15.1.2003’de Türkiye tarafından imzalandı. 26.6.2003 kabul tarihli ve 4913 sayılı Kanunla onaylandı. İkinci adım atıldı. Türkiye ve Avrupa Konseyi üyesi devletler, ölüm cezasının her durumda kaldırılması için İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek Ölüm Cezasının Her Durumda Kaldırılmasına Dair 13 Sayılı Protokol’ü imzaladılar. Protokol Avrupa Konseyine üye on devlet tarafından onaylanarak 01.07.2003 tarihinde yürürlüğe girdi. 13 sayılı Protokole göre; ölüm cezası kaldırılmıştır. Hiç kimse bu cezaya çarptırılamaz ve idam edilemez. İstisnası yoktur.Sözleşmenin 15. maddesine dayanılarak, yani olağanüstü hallerde Devletlere temel hakları askıya alma hakkı tanıyan ve yükümlülüklerine aykırı tedbirler alma hakkı veren düzenleme dâhil, bu Protokolün hükümlerine istisna getirilmeyecektir. Bu Protokolün hükümleriyle ilgili hiçbir çekince konulamaz, yasaktır. Daha sonra, 7.05.2004 kabul tarihli ve 5170 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunla, Anayasanın 15, 17, 38 ve 87. maddelerini değiştirilerek ölüm cezası Anayasadan tamamen çıkarıldı. Anayasa bu cezadan temizlendi. Anayasa’dan sonra sıra kanunlara geldi. 14.7.2004 kabul tarihli ve 5218 sayılı Ölüm Cezasının Kaldırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kabul edildi. Bu kanunla bütün kanunlarımızdan ölüm cezaları temizlendi. İdam cezasını gerektiren fiillerin karşılığında verilecek cezalar ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi. Bir başka deyişle; kişinin her gün ölmeye yattığı ölüm cezasından beter bir ceza… Son adım… Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca 18.11.2004 tarihinde kararlaştırılan “İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Sözleşmesine Ek Ölüm Cezasının Her Koşulda Kaldırılmasına Dair 13 No.lu Protokolün” Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı, 20.12.2004 tarihli Recep Tayyip Erdoğan (Başbakan) imzalı yazıylaTBMM Başkanlığına gönderildi(T.B.M.M. Dönem: 22,Yasama Yılı: 3,S. Sayısı: 793). |
2002'de Meclis'te kaldırıldı
Filmi biraz daha geriye saralım. Yıl 2002. 2 Ağustos günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “idam cezasının kaldırılması tartışılıyor”.
Oturum 14 maddelik Avrupa Birliği'ne (AB) uyum paketi içindeki birinci madde idam cezasının kaldırılmasıyla ilgiliydi.
“İdam cezaları savaş ve çok yakın savaş tehdidi hallerinde işlenmiş suçlar dışında tümüyle kaldırılarak müebbet hapis cezasına dönüştürülecek.”
O günlerde “Demokrasi Paketi” olarak adlandırılan düzenleme 1 Ağustos günü tamamlanmıştı. Oturumda aleyhte konuşma yapan MHP Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin söylediği gibi üzerinden 48 saat geçmeden hızla genel kurula getirilmişti. Teklifin altında Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Beyhan Aslan’ın imzası vardı.
Başbakan Demokratik Sol Parti lideri Bülent Ecevit’ti. İktidarda üçlü koalisyon bulunuyordu. DSP’nin iktidar ortakları Anavatan Partisi (ANAP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) idi. ANAP’ın başında Mesut Yılmaz, MHP’nin başında ise Devlet Bahçeli bulunuyordu.
AKP Grubu adına Mehmet Ali Şahin konuştu
O gün Adalet ve Kalkınma Partisi adına konuşmayı Mehmet Ali Şahin yapmıştı.
Ve AKP grubu adına lehte yapılan konuşma şöyleydi:
"AK Parti grubu adına Mehmet Ali Şahin (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; görüşmekte olduğumuz bazı kanunlarda değişiklik öngören kanun teklifinin çerçeve 1 inci maddesi üzerinde Grubum adına söz aldım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Biraz önce de ifade edildiği gibi, bu madde, savaş ve çok yakın savaş halleri dışında, mevzuatımızdan ölüm cezasını kaldıran ve yerine müebbet ağır hapis cezasını getiren bir maddedir, bir tekliftir.
Bugün, bu teklifin geneli üzerinde yapılan konuşmalarda da ifade edildiği gibi, Avrupa Birliğine girme hedefi, siyasî partileri de aşmış; devletimizin, ülkemizin bir ulusal projesi haline gelmiştir. Nasıl ki, 15 üye ülke ve aday ülkeler, birtakım kriterleri kabul ederek girmişler ve aday olmuşlarsa, Türkiye de, eğer, Avrupa Birliğine girmek istiyorsa, bu kriterleri ülkesine taşımak durumundadır. (...)
Halkımızın, bu yüzden, adalete ve adalet duygusuna karşı bir güvensizliği söz konusudur. O bakımdan, biz, idamın; yani, ölüm cezasının kaldırılması halinde yerine getirilecek olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının mutlaka anayasal güvenceye kavuşturulmuş şekilde getirilmesini istiyoruz ki, bu, kamu vicdanını da rahatlatacaktır ve bu, ileride çok kolay şekilde değiştirilemeyecek bir düzenleme olacaktır; o bakımdan bunu önerdik. (...)
Birçok kriter içerisinden bir tanesi de ölüm cezasının kaldırılmasıdır. Ölüm cezasının kaldırılmasını Parti olarak, Grup olarak biz de istiyoruz.”
Şahin’in konuşması devam ediyor ve ağırlaştırılmış müebbet hapsin genel af dışında bırakılması gerektiğine dair şerhlerini koyuyor. Konuşma AKP sıralarından alkışlarla karşılanıyor.
Hangi parti ne oy verdi?
O gün yapılan oylama sonucunda Meclisteki 7 partiden sadece MHP idamın kaldırılmasına hayır oyu verdi. MHP’nin 113 sandalyesi vardı.
Geri kalan partiler ve bağımsızlar evet oyu kullandı. Dağılım şöyleydi:
AKP 53 evet, ANAP 76 evet, DSP 55 evet, DYP 65 evet, SP 22 evet, YTP 50 evet, Bağımsızlar 11 evet.
Son sözü Erdoğan’a bırakalım. Oylamanın yapıldığı genel kurulda locadaydı; çünkü siyasi yasaklıydı ama partinin başkanıydı. Sonucu memnuniyetle karşıladı. Meclis’ten çıkarken gazetecilere şöyle diyecekti:
O dönem mecliste olmayan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan:
“Bu, çok büyük bir başarıdır. Özellikle TBMM'yi takdir ediyorum, alkışlıyorum. 'Bu kadar kısa sürede olmaz, bu araya sıkıştırılmaz' diyenler cevabı aldılar. Top artık AB'de. Atacakları adımlarla ne derece samimi olduklarını göreceğiz.” (HK)