Demokrasi İçin Birlik (DİB), AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı'na dair açıklama yaptı.
İnsan haklarının 19 yıldır çiğnendiği ifade edilen açıklamada, "Planın, uluslararası sermayeye bir ödün amacıyla ortaya atıldığı, tek adam rejiminin, ayakta kalmak için bütün temel hak ve özgürlükleri baskı altında tutmak zorunda olduğu gün gibi ortada" denildi.
TIKLAYIN - Erdoğan İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladı
Açıklamada Meclis'teki fezlekelere de değinildi. Bunların sadece HDP için değil tüm muhalefet için olduğu belirtilirken, “Cumhur İttifakı'nın muhalefeti etkisizleştirmek istediği” ifade edildi.
TIKLAYIN - HDP milletvekilleri hakkındaki 955 fezleke Meclis'te
DİB’in açıklaması şöyle:
“Oltanın ucuna yeni yem taktı”
“Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımadığını açıklayan, ‘AİHM kararları bizi bağlamaz’ diyen Saray Rejimi, insan haklarının 19 yıldır görülmemiş bir biçimde çiğnendiği ortadayken oltanın ucuna yeni bir yem taktı. Ancak bu yeme takılacak balık bulmak artık zor.
“Meclis içi ve dışı muhalefet, rejimi tahkim etmek için kurulan bu tuzağı ikirciksiz bir biçimde reddetmeli. Kaldı ki, bütün yetkileri elinde tutan iktidarın ilan ettiği planı uygulamak için anayasayı ve yasaları çiğnemekten vazgeçmesi yetiyor.
“Fezlekeler tüm muhalefete geliyor”
“Yirmi biri Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) olmak üzere, yirmi beş milletvekili için hazırlanan fezlekeler ara seçim ve erken seçim tartışmalarına neden oldu. Oysa ortada açık bir hukuksuzluk var. Halkın iradesi çiğneniyor. İktidarın hedefi, ağır ekonomik kriz ve salgın koşullarında kaybedeceği bir seçime girmek değil.
“Olası bir seçimde ise AKP-MHP iktidarının tek şansı var; muhalefeti etkisizleştirmek, bölmek, iktidar alternatifi olmaktan çıkarmak. Fezlekeleri birbiri ardına Meclise gönderirken, yalnızca HDP’yi çalışamayacak hale getirmeyi değil, muhalefeti de zayıflatmayı hesaplıyor.
“Milliyetçiliği kışkırtıyor”
“Fezlekelerin hiçbir hukuki gerekçesi olmadığı ve bağımsız bir yargılamanın olmayacağı ortadayken, Meclis içi muhalefet tarafından yapılan; fezlekelerin ‘Meclis Karma Komisyonu’na gelmesinin beklendiği, fezlekelerin içeriğine bakılacağı’ yönündeki açıklamalar, tam da muhalefetin bu zayıf noktasına saldırının hedefini bulması demek.
“Ayakta duramayan, ülkeyi soyup soğana çeviren iktidarın en büyük silahı, milliyetçiliği kışkırtmak ve bu yolla muhalefeti bölmek.
“‘Milliyetçilik silahı’ etkisizleştirilmeli”
“Saray rejiminin muhalefeti bölmek ve etkisizleştirmek için kurduğu tuzaklara düşmekten kurtulmak, iktidara karşı gerçek bir alternatif haline gelebilmek için, milliyetçilik yarışına girmekten vazgeçmek gerekiyor. Oyunu bozmanın tek yolu, barış ve demokrasi konusunda ikirciksiz bir tutum takınmak.
“Bu koşullarda demokrasi güçlerine, bütün muhalefet üzerinde de bir hegemonya yaratacak şekilde, halkın yakıcı sorunlarına dayanan, barış, demokrasi ve emek taleplerinin ayrılmaz olduğunu ortaya koyan bir seçeneği yaratmak görevi düşüyor.”
(TP)