* Fotoğraf: Doğukan Keskinkılıç - Ankara / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye’nin en büyük barosu olan İstanbul Barosu’nun “İnsan Hakları Eylem Planı”nın hazırlık aşamasında davet alıp almadığını, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu’na sorduk. Durakoğlu, hükümetin bu tür açıklamalarında kastedilenin genellikle Türkiye Barolar Birliği (TBB) olduğunu, kendilerinden konuyla ilgili görüş alınmadığını, bir katkıda bulunmadıklarını ifade etti.
Oysa Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bugünkü konuşmasında, eylem planının hazırlık aşamasında ilgili tüm bakanlıklarla, kurumlarla, ekonomi ve iş dünyasıyla, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiğini söyledi.
“9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren” İnsan Hakları Eylem Planı çoğunlukla yargı konusundaki düzenlemelerden oluşuyor. Zaten Erdoğan da bugünkü konuşmasında, geçen yıllarda açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne atıfta bulundu.
"Temenni niteliğindeki vaatler bütünü"
İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu’na temel insan haklarından oluşan belgedeki başlıkları nasıl değerlendirdiğini sorduk.
Mehmet Durakoğlu, 2009, 2014 ve 2019’da da Yargı Reformu belgeleri açıklandığını, bu planın da “temenni niteliğindeki vaatler bütünü olduğunu” söyledi:
“Yeniye inanç beslememizi, güvenmemizi gerektirecek bir ortam sözkonusu değil. Bu plan da temenni niteliğindeki bir vaat planı gibi gözüküyor. Çünkü temel sorunumuz planda sıralanan cümlelerle ilgili değil, sorun uygulamada.
“Bugün ifade edilen tüm cümlelerle mutabıkız ama bunlar uygulamada hayatımıza yansımıyor. Çünkü demokratik hukuk devletinin gereklerini yerine getiremiyoruz.”
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden vazgeçilmeli”
Mehmet Durakoğlu, planın nihai amacının yeni Anayasa olduğunu açıklandığını, bunun da bir sistem sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu gösterdiğini belirtti:
“Türkiye’de evrensel insan haklarının uygulanması, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi içerisinde gerçekleşemez. Demokratik hukuk devletinin fiilen uygulanması için bu sistemden vazgeçilmeli.
“Yoksa bugün açıklanan hiçbir plana karşı değiliz ama uygulamaya dönüşeceğine dair ciddi kaygılarımız var.
“Hukuk reformu da, yakın zamanda açıklanacağı söylenen ekonomi reformu da Maliye Bakanı’nın istifasının ardından gündeme geldi. Bugün de başlıklarda biri mülkiyet hakkıyla ilgiliydi. OHAL dönemindeki KHK’larla mülkiyet hakkında ciddi sorunlar ortaya çıkmıştı. Bu planla, yabancı sermayeye güven verme sorunun giderilmesi amaçlanıyor gibi.
“Ancak o dönemki KHK’larla savunma hakkı da kısıtlanmıştı. Bugünkü açıklamada bu sorunun giderileceğine dair bir vaat yoktu.”
“Uluslararası hukuku Anayasa’da kabul ediyoruz”
Durakoğlu, sorunun, kanunların uygulamaya geçirilmesinde olduğunun altını çizdi:
“Yazılı metinlerde bir sıkıntımız yok. Zaten Anayasa’nın 90. Maddesinde uluslararası hukuka bağlı olduğumuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi evrensel hukuk kurallarını içeren hükümleri kabul ettiğimiz yazılı. Uygulamada sıkıntılar var.
“Özellikle son dönemde ifade özgürlüğü konusunda ciddi şekilde geriye düştük. Bu planda da bunu giderecek vaat ve temenni dışında bir mekanizma yok. Cumhurbaşkanı bu noktada yargıçlara ‘Benden gelecek talimatlara uymayın’ deseydi daha anlamlı olurdu. Şu anki haliyle bulunduğumuz noktadan daha ileriye götürecek bir açıklama göremedik.”
TIKLAYIN - Erdoğan İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladı
(AS)