Hollanda'da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında bazı yapılar turuncu renge bürünecek.
"Orange the World" girişiminin çağrısıyla düzenlenen kampanya, Birleşmiş Milletler'in ilan ettiği Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü 25 Kasım'dan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'ne kadar devam ediyor.
Uluslararası kampanya için tercih edilen turuncu renk, gün doğumunun rengi olduğu için seçildi ve kadına yönelik şiddetin olmadığı bir dünyanın doğuşunu simgeliyor.
Hollanda'da ilk kez 2015 yılında bir bina turuncu renkle aydınlatıldı. Lahey'deki Barış Sarayı (Peace Palace) o yıl birkaç saatliğine, 2016 yılında da Amsterdam'daki şu anda film müzesi olan EYE binası turuncu oldu. Daha sonraki yıllarda bu eyleme diğer belediyeler de katılmaya başladı. 2019 yılından itibaren bu farkındalık yaratma eylemine Hollanda'daki tüm belediyeler ve iller katılmaya başladı. Geçen yıl 200'den fazla belediye kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için bina ve nesneleri turuncu renge büründürdü.
Ana tema: Şiddeti önleme
Orange the World'ün aktardığına göre Hollanda'da her 8 günde bir kadın şiddet sonucu ölüyor, kadınların yüzde 53'ü ve erkeklerin yüzde 19'u cinsel açıdan saldırgan davranışlarla karşılaşıyor, Hollanda'da her 5 kadından 1'i partner şiddeti yaşıyor ve kadınların yüzde 73'ü cinsel tacize maruz kalıyor.
Bu güncel veriler ışığında 2022'de Hollanda'daki kampanyanın teması "şiddeti önleme" olarak belirlendi. Bu kapsamda şiddet ortaya çıkmadan yapılması gerekenler öne çıkartılıyor. Şiddetle mücadelede vurgu genellikle tanımlama, raporlama ve yardım üzerine.
2022 yılının eylem planı ile ilgili yapılan açıklamada şöyle deniyor:
"Bu sorunlar kritik öneme sahip, ancak aynı zamanda şiddeti kökünden ele alarak önlemeye daha fazla yatırım yapmalıyız. Herkes buna katkıda bulunabilir: Bireyler, profesyoneller, kuruluşlar, şirketler ve hükümetler. Sadece kadınları ve kızları değil, aynı zamanda erkekleri ve oğlan çocukları da dahil etmek özellikle önemlidir."
"Hiçbir çocuk fail olarak doğmaz"
Açıklamda öne çıkan en önemli konular ise şöyle:
"Geçmişte kadına yönelik şiddet, kadın ve kız çocuklarına yönelik çözümleri olan, temelde bir 'kadın sorunu' idi. Kadınlar savunma eğitimi aldılar, tecavüz düdükleri taktılar, karanlıkta sokağa tek başlarına çıkmamaları söylendi ve kıyafet seçimlerine dikkat ettiler. Ev içindeki şiddete yaklaşım da ağırlıklı olarak kadınlara odaklandı. Kadınlar sığınma evlerinde korunmaya alındılar ve psikolojik yardım ve destek programlarına katıldılar. Bütün bunlar olurken erkeklere dikkat edilmedi. Kadına yönelik şiddetle mücadele ve önlemede erkeklerin ve oğlan çocuklarının rolüne artık daha fazla dikkat ediliyor. Hiçbir çocuk fail olarak doğmaz ama sonunun böyle olmayacağından nasıl emin olabiliriz?
"Kadına şiddet uygulayanların büyük çoğunluğu erkek ama neyse ki erkeklerin büyük çoğunluğu fail değil. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye dahil etmek istediğimiz tam da bu son büyük erkek grubudur. Kadına yönelik şiddeti durdurmak için çözümün bir parçası olmak isteyen erkekler ile müttefik olmak gerektiği
"Orange the World kampanyası sırasında herkesi çözümün bir parçası olmaya ve şiddetle mücadelede müttefiklerini ilan etmeye davet etmek istiyoruz. Uluslararası olarak, bunu yapmak için öğrenebileceğimiz daha fazla girişim var; farkındalık yaratarak, değerler ve normlar hakkında bilgi vererek ve herkesin kendi rolü ve işlevinden yola çıkarak katkıda bulunduğu somut eylemler yapılması gerekiyor."
Erkeklere çağrı
Açıklamda erkeklere şu çağrı yapılıyor:
"Hep birlikte olursak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti birlikte durdurabiliriz. Çağrımızı imzalayarak, bir kadın, erkek ya da insan olarak, bir profesyonel ya da görgü tanığı olarak, bir arkadaş, komşu ya da meslektaş olarak kendinizi de kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadele etmeye adamak istediğinizi belirtmiş olursunuz.
"Siz erkeklerden şunları demenizi ve hayata geçirmenizi bekliyoruz.
-Kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddet uygulamıyorum.
-Şiddeti bildiren kadınları ve kız çocuklarını ciddiye alıyorum ve yardım bulmaları için destek oluyorum.
-Kadınların ve kızların kendilerini güvende hissetmeleri için elimden geleni yapıyorum.
-Kadına yönelik şiddetle ilgili konuşma tabusunun yıkılmasına katkıda bulunuyorum.
- Çevremde tanık olduğum şiddete karşı duyarlılık gösteriyor ve kınıyorum."
(SM/AÖ)