Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyeleri, “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklaması nedeniyle açılan davanın ilk duruşması için 27 Aralık’ta Ankara Adliyesinde olacak.
Konuya dair açıklama yapan Merkez Konseyi üyeleri, “Tüm hekimleri, kitle örgütlerini, sendikaları ve barışın yanında yer alan halkımızı 27 Aralık Perşembe günü saat 09.00’da Ankara Adliyesi’ne bekliyoruz” dedi.
2016-2018 dönemi Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeleri 24 Ocak 2018’de gerçekleştirdikleri “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklaması nedeniyle 30 Ocak 2018 tarihinde gözaltına alınmış, yaklaşık bir haftalık gözaltıdan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılmışlardı.
Bu açıklama nedeniyle dönemin Merkez Konseyi üyeleri hakkında yürütülen soruşturma sonucunda açılan davanın görülmesine, 27 Aralık’ta, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.
“Barış iklimine sahip çıkmak, birincil görevimiz”
Basın toplantısı dün Ankara’da, TTB binasında düzenlendi.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Selma Güngör ve Prof. Dr. Gülriz Erişgen ile Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Karakoç'un katıldığı basın toplantısında, açıklamayı Adıyaman okudu.
Açıklama özetle şöyle:
“‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ basın açıklaması evrensel olarak hekimlerin savaşlara karşı duruşunu ifade eder ve tüm çatışmalı ortamların halk sağlığını tehdit ettiğini ifade eden kapsamı nedeniyle evrensel hekim tutumunu içerir.
“Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği’nin açıklaması başta Dünya Tabipler Birliği olmak üzere tüm tabip birlikleri ve uluslararası akademik çevreler tarafından büyük destek gördü.
“Türk Tabipleri Birliği yakın tarihimizde örneğine çok kez rastlandığı gibi, tüm politik baskılara karşın topluma karşı sorumluluklarından vazgeçmedi ve uluslararası hekimlik değerlerinin gereğini yerine getirdi.
“TTB’nin ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ açıklaması ve tespiti görev ve sorumluluklarından ayrı değerlendirilemez ve yargılanamaz.
“Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.”
Ne olmuştu?
TTB’nin Afrin harekatına karşı "Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur" başlıklı bildiri yayınlamasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 26 Ocak 2018’de, “Bu beyefendiler, bugüne kadar hiçbir zaman yerli ve milli olmadılar” dedi ve “terörist seviciler” ifadesini kullandı.
TIKLAYIN - Erdoğan TTB’ye “Terörist Seviciler” Dedi
Erdoğan’ın “terörist seviciler” dediği TTB, 7 maddelik bir açıklama yayımladı, “TTB Merkez Konseyi bu süreçte bir hekim birliği tutumu ve sorumluluğuyla görüşlerini ifade etmiştir” dedi.
28 Ocak Pazar günü de İçişleri Bakanlığı, TTB Merkez Konseyi üyeleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulacağını açıkladı.
29 Ocak'ta İçişleri Bakanlığı'nın suç duyurusu sonrası soruşturma başlatıldı. 30 Ocak'ta da doktorlar ev baskınlarıyla gözaltına alındı.
Yedi farklı kentten gözaltına alınan doktorlar, Ankara’ya götürüldü.
TTB Merkez Konseyi’nden Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Dr. Ayfer Horasan ve Dr. Şeyhmus Gökalp 2 Şubat’ta, Prof. Dr. Mehmet Raşit Tükel, Prof. Dr. Taner Gören, Dr. Hande Arpat, Dr. Mehmet Sezai Berber, Dr. Selma Güngör, Dr. Bülent Nazım Yılmaz, Dr. Funda Barlık Obuz ve Dr. Dursun Yaşar Ulutaş da 5 Şubat’ta Sulh Ceza Hakimliğince serbest bırakıldı. Doktorlar adli kontrol uyarınca ayda bir gün karakola imza veriyor. (AS)