Haberin İngilizcesi için tıklayın
HDP Ekonomi Komisyonu’nun hazırladığı Yoksulları Raporu, komisyondan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan ve milletvekilleri Erol Katırcıoğlu, Necdet İpekyüz ve Serpil Kemalbay'ın katıldığı basın toplantısıyla Meclis’te açıklandı.
“Bölgesel yoksulluk uçurumu artıyor”
Toplantıda ilk olarak konuşan “İktidara göre yoksulluk kalmamış. Türkiye’de açlık sınırı kavramı altında bir değerlendirme yaptığımızda, Türkiye’de çalışan nüfusun yüzde 60’ı asgari ücrete veya altında gelir alıyor. En azından 20 milyon insan aslında açlık sınırını altında yaşıyor. İşini kaybedenleri de eklediğimizde 30 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyor” dedi.
Raporda şöyle denildi:
Bölgesel yoksulluk: Türkiye’nin kronik sorunu olan işsizlik rekor seviyede artmış, reel ücretler hızla erimeye devam etmiştir. Ayrıca alım gücü düşmüş, en temel ihtiyaçlar dahi karşılanamaz hale gelmiştir. Türkiye’de sigortalı çalışanların istatistiklerine göre (Ağustos 2020) 8 milyon 37 bin kişi kendi Genel Sağlık Sigortası primini ödeyemeyecek kadar yoksuldur. Bu verinin ifade ettiği anlam; bu kişilerin asgari ücretin üçte biri kadar bile gelirinin olmadığı ve adlarına kayıtlı herhangi bir taşınmazın bulunmadığıdır.
Esnaflar: 2015’ten sonra en az 50 bin esnaf kepenk indirdi. TESK Kasım 2020 verilerine göre, Türkiye’de bir milyon 984 bin 257 esnaf bulunuyor. Bölgedeki 23 ilde 303 bin 628 esnaf var ve bu toplam esnaf sayısının yalnızca yüzde 15,3’üne tekabül etmektedir. Esnaf sayısının nüfusa oranı en düşük il 1,01 ile Şırnak’tır. Sadece bu rakamlar dahi üretim altyapısının yetersiz olduğu bölgede iktisadi etkinliğin ne kadar kısıtlı olduğunu bize göstermektedir. İller arası yaşam endeksi sıralamasında bölge kentleri genellikle sosıralardadır. İlk otuz gelişmiş kent arasında Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı herhangi bir kent yoktur
Kadın yoksulluğu: Kadınlara yoksulluk ve güvencesizlik dayatılıyor. Görünmeyen ve ücretlendirilmeyen ev içi emek, kadınların ekonomik ve sosyal bağımlılığına, eş ya da baba üzerinden sosyal sigortalı olmaya zorlanmasına, kadının statüsünün aileye ve aile üzerinden erkeğe bağlı kalmasına zemin hazırlamaktadır. Nitekim emeklilik oranları da bunu ispatlayan bir gösterge olarak okunabilir: Kadınların sadece yüzde 17’si emekli olurken, bu oran erkeklerde yüzde 81’dir. Oranlar arasındaki uçurum, kadınların kemikleşmiş bir ‘sosyal güvencesizlik’ politikasına maruz bırakıldıklarının ispatıdır.
Emekliler: Emeklilerin geçim derdi yaşıyor. 2002 yılında emeklilerin yüzde 37’si çalışıyor veya iş arıyorken, bu oran 2020 itibariyle yüzde 47’ye çıkmıştır. Emekliler arası gelir dağılımı adaletsizliği ise tüm Avrupa Birliği ülkelerinden daha yüksektir. Emeklilerin ve hak sahiplerinin yüzde 60'ının asgari ücretin altındadır. Emeklilere bin 500 TL aylık vermek hiçbir hükümetin gurur duyabileceği bir hizmet değil, aksine enflasyonun çift hanelerde olduğu, mutfak enflasyonunun yüzde 20’yi aştığı bir ortamda aksine bu durum büyük bir utanç kaynağıdır. HDP, emeklilerin hayat standartlarının artırılması amacıyla en düşük emekli aylığının hemen bin 500 TL’ye yükseltilmesi gerektiğini düşünüyor
Öneriler
HDP yoksulluğa karşı önerileri şöyle sıraladı:
* Temel Yurttaşlık Geliri sağlanmalı,
* 2021 yılı için asgari ücret vergiden muaf, net 4 bin TL olmalı,
* Elektrik, su, doğalgaz, internet ihtiyaca göre ücretsiz olmalı,
* Genç ve kadın istihdamını arttıracak düzenlemeler yapılmalıdır. (EMK)
Manşet görseli: Derin Yoksulluk Ağı/Özge Ergin