Fotoğraf: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, haftalık Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi:
Çalışan Gazeteciler Günü: Basın özgürlüğünün olmadığı, sesin sözün her açıdan kısıldığı bir ortamda görevlerini hakkıyla yerine getirmeye çalışan bütün basın emekçilerini yürekten kutluyorum. Bugün basın özgürlüğü için mücadele günü olarak görülmelidir. Hep bu duygu ve düşünce ile bu yılı geçirmek hepimizin görevidir. Sizlere de bu mücadelede verdiğiniz katkılar için partim adına teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
HDP’ye yönelik baskılar: Bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Anayasa Mahkemesi’nde sözlü mütalaası vardı. Birkaç gün önce Hazine yardımının yatırılacağı hesaplarımıza bloke konulmuştu. Bütün bu gelişmeler Türkiye’de sadece HDP’ye yönelik baskılar olarak görüldüğünde büyük yanılgılar yaşanıyor, büyük tahribatlar ortaya çıkıyor. HDP, Saray’ın, yalanın, talanın, savaşın, sömürünün karşısında dimdik durup halkın ve hakikatin mücadelesini yürüttü. İşte bu yüzden iktidar, siyasetinde büyük kırılmalar yaşadı. İktidarın özgüveni çöktü, geleceği belirleme konusunda hazırladığı planlar bozuldu. Bunu başaran güç HDP’dir, HDP’nin fikriyatıdır. HDP’nin toplumsal ve siyasal mücadelesidir. O nedenle saldırılar artıyor, her geçen gün daha fazla saldırıya maruz kalıyor HDP. Çünkü otoriter, tekçi, sömürücü, talancı rejimin kalıcı hale getirilmesinin önündeki en büyük engel HDP’dir. Bunu en iyi bilen şimdiki iktidar blokudur. Bunu en iyi bilen iktidarı besleyen düzen ve sistem güçleridir. O yüzden el birliği ettiler. Birbiriyle benzemez olanlar, birbirinin boğazına sarılmak için geçmişte fırsat arayan güçler birleşti. Birleştiler ve yeni bir devlet koalisyonu kurdular. Bu koalisyonun temel harcını da Kürt karşıtlığı ve Kürt düşmanlığından kardılar.
Kapatma davası: AYM geçen hafta bir karar aldı. Bizim, Türkiye’nin 3’üncü büyük partisi olan HDP’nin anayasal hakkı olan Hazine yardımını gasp etme kararı aldı. Bu dava, MHP’nin ve karanlık güçlerin uzun süredir kampanyası ve siyasi baskısı sonucu açılmıştır. Bu dava, o kampanya sonucunda 17 Mart’ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının AYM’ye verdiği iddianame ile açıldı. Peki, 18 Mart’ta ne vardı? MHP’nin kongresi vardı. Büyük ortak, küçük ortağa kongre hediyesi verdi. Bu kadar açık bir siyasi operasyonla karşı karşıyayız. Yargıyı bu siyasi operasyonun aracı haline getirmeye yönelikti bu hamle. Ardından AYM, iddianamenin çöp olduğu anlamına gelen gerekçeleriyle bu iddianameyi iade etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yeniden bir iddianame hazırladığını iddia ederek AYM’ye bir metin verdi. Bunu ne zaman verdi? 7 Haziran. Tesadüf olabilir mi? Hayır, bu kuyruk acısı. HDP’yi siyasetle yenemeyenlerin, HDP’ye baskılarla ve zulümle baş eğdiremeyenlerin siyasi kumpasıdır. Oturuyorlar, Saray’dan gelen emri uygulayan üyelerle, bizim anayasal hakkımız olan Hazine yardımına bloke koyma kararını alıyorlar. Bütün bunların siyasi operasyon olduğu açıktır. Türkiye’de Anayasayı ayaklar altına pek çok karar gibi bu da Anayasaya aykırıdır.
Seçim: Bu ülkenin en büyük hakikati, şu gördüğünüz büyük tarihsel birikim üzerinden, tarihsel miras üzerinden geleceği inşa etmek isteyen HDP, Emek ve Özgürlük İttifakı ve en geniş demokrasi blokudur. Bu ülkenin en büyük hakikati budur. Bu hakikati görmeden, tanımadan bu ülkede yalanı sona erdirmek; bu yalan, talan, soygun, savaş, sömürü düzenini değiştirmek mümkün değildir. Bu hakikati gördüğümüz için herkesin bu hakikatle yüzleşmesini sağlayacak politikalar üretiyoruz. Herkes bu hakikati görsün. Kendimizi kandırmayalım. Yalancı masalar üreterek geleceği demokratik bir temelde kurabileceğimiz rüyasından uyanalım. Bu ülkenin geleceğinin kuruluşunda, demokratik cumhuriyete giden yolun açılışında, eşit yurttaşlığa ve özgürlüğe dayanan bir düzenin inşasında ne yapılması gerektiğini gösteriyoruz. Oraya doğru yürüyoruz ve o inşayı yapacak en büyük gücü ortaya çıkarıyoruz. Seçimler de bunu gösterecektir. (AS)