“Türkiye’nin tüm muhalif, demokratik güçlerinin farkında olduğu bir gerçeklik var: Önümüzdeki seçimin kaybedilmesi demokrasimiz açısından bir “beka” sorunu yaratabilir.
"Ya demokratik parlamenter bir rejime doğru bu kritik kavşaktan dönüp yol alacağız ya da “seçimli otoriter rejim”e dönüşecek bir sürece savrulacağız.
"Bu sorun herkesi etkileyecek,Türk, Laz, Çerkez, Kürt, Alevi, Sünni, Ermeni vd. tüm yurttaşlarımız için, demokrasiye inanan tüm siyasi partilerimiz için de böyle. Örneğin adayın kampanya iletişiminde güçlü aday, vaatler ve kadro kadar bu yön de vurgulanmalı.”
SİTA Politik Danışmanlık A.Ş. Genel Müdürü Siyasal O. Suat Özçelebi, Türkiye için seçimlerin önemini bu sözlerle anlatıyor. Toplumun hemen her kesimine de seçimin sonuçlarının ne anlama geldiğini hatırlatarak bir nevi seçimlere, sandıklara sahip çıkılmasını demokrasi adına istiyor.
Aynı zamanda İletişim Danışmanı / Siyasal Analist olan Özçelebi, seçim denklerimini nasıl yorumluyor? Özellikle HDP’nin “aday çıkarırız” açıklamasını nasıl değerlendiriyor?
bianet’e konuşan Özçelebi, “Hukuksuz biçimde Anayasa Mahkemesi tarafından kesilen para yardımı konusunda bile 6’lı Masa tarafından sürdürülen sessizlik de bardağı taşıran damla gibi duruyor” diyor.
“HDP demokrasi için işbirliği trenini kaçırabilirsiniz dedi”
HDP’nin kendi adayını çıkaracağı yönündeki Pervin Buldan açıklaması, öncelikle HDP açısından ne ifade ediyor? Nasıl bir anlamı var?
HDP, seçimin önemli ve anahtar partilerinden biri olduğunun altını daha kalın bir şekilde çizdi. Israrla kendini görmezden gelen, birlikte görünmekten adeta korkan muhalefete tren kalkıyor, bu kayıtsızlığınızla seçim için demokratik işbirliği trenini kaçırabilirsiniz. HDP milyonlarca seçmenin desteklediği, kendi İttifakını kurmuş en az sizler kadar bu ülkenin seçmenlerini temsil gücüne sahip bir partisidir, dedi.
“Altılı Masa’nın sessizliği bardağı taşıran son damla”
Ayrıca, Altılı Masa açısından HDP’nin bu açıklaması neye karşılık geliyor?
Daha önce vurguladıkları kendi adaylarını Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri ile birlikte belirleme konusunda tutumlarını netleştirmek kadar 6’lı Masa’nın adayını iktidar karşısında destekleme, işbirliği ve HDP’ye yönelik antidemokratik hamlelere yönelik kayıtsızlık karşısında kendilerini hatırlattılar, “biz buradayız” hatırlatması yaptılar.
Eğer birinci turda bu seçimi kazanmak istiyorsanız, ikinci turdan adayınız önde çıksın istiyorsanız, Türkiye’nin sürüklendiği tek adam rejimine alternatif parlamenter bir rejim kurmak istiyorsanız, unuttuğunuz önemli bir şey var, ortak aday ve HDP, dediler. Hukuksuz biçimde Anayasa Mahkemesi tarafından kesilen para yardımı konusunda bile 6’lı Masa tarafından sürdürülen sessizlik de bardağı taşıran damla gibi duruyor.
Birçok kişi bu açıklamanın AKP’nin işine yarayacağını iddia ediyor. Sizce de öyle mi?
6’lı Masa artık zamanın daraldığını, kendi takvimleri kadar destek istedikleri parti ve kişilerin de görüşleri, müzakere istekleri ve talepleri olduğu gerçeğini görmek istemeyenler, tarihi bir fırsatı kaçırabilir. Kendilerine doğal hak gördüklerini, HDP’ye kolaylıkla yakıştıramayanlar var.
AK Parti’nin işine yarama olasılığı elbette var. Seçim ilk turda sonuçlanmaz ve parlamentodaki çoğunluk iktidarın lehine biçimlenirse, ikinci turda Cumhurbaşkanı Erdoğan Kürt oylarına rağmen (hatta bir kısmını da alarak) yüzde 50+1’i sağlayabilir. İkinci tur için geçecek 15 günlük süre çok hassas olaylara, pazarlıklara ve dengelerin yer değiştirmesine yol açabilir. Toplum üzerinde oluşacak psikolojik baskı ve güvenlik ihtiyacı, muhalefet adayının seçmenin beklentileri, güven ve inandırıcılık konusunda güçlü bir kampanya çerçevesi ve iletişimi oluşturamaması, dış politik gelişmeler gibi sayısız etken bu süreçte gündeme gelebilir.
"İyi bir manevradan çok, zamanlaması iyi bir hamle diyebiliriz"
HDP’nin açıklamalarını sürekli olarak AKP ile ilişkilendirmeye çalışmak ne kadar doğru bir yaklaşım ve siyaseti anlama biçimi sizce?
AK Parti ve HDP arasında daha önce yaşanan çözüm süreci ve ayrışma, terör örgütü PKK ile yapılan pazarlıklar, kopuş ve sonrasındaki terör örgütü liderinin mektuplarının seçim sürecinin bir parçası kılınması…
Bunları Kürt halkı üzerinde siyasal baskı aracına dönüştürme girişimleri ve elbette iktidarın “siyasal iletişim” çalışmaları, HDP’yi sürekli birtakım pazarlıklar içinde gösterme, Demirtaş olmazsa İmralı üzerinden tıkanıkları çözeriz propagandası ve bazı açık girişimler, HDP üzerinde terör örgütünün bir siyasal ipotek algısı yarattı.
Bu adeta hep geçerli bir opsiyon gibi bir köşede tutuldu. “Seni Başkan yaptırmayacağız” kampanyası olarak niteleyebileceğimiz Selahattin Demirtaş’ın önderliğinde başlayan secim süreci de, 6 yıldır adeta bunun ağır bedelinin ödettirildiği hapishane süreci de bu algıyı yıkmaya yetmedi. Çünkü Kürt hareketi ve HDP de tek bir bütün ve yekpare değil, öyle de algılanmıyor. Aktörlerin farklı ağırlıkları, kimi çelişkili açıklamaları ve etki alanları, kamuoyunda bu algıyı daha çok besliyor.
Yani bu tek taraflı bir durum değil. Söylemeye çalıştığım şey her açıklamanın AK Parti ya da iktidar ile bir biçimde ilişkili (pazarlık) olabileceği algısından kolay kolay kurtuluş yok.
Ayrıca, HDP’nin bu kararını iyi bir manevra olarak düşünebilir miyiz? Özellikle kapatma sürecinin de hızlandığı böylesi bir dönemde.
İyi bir manevradan çok, zamanlaması iyi bir hamle diyebiliriz. Üstelik sonuç yaratma olasılığı da yüksek. Temek bir uyaran olarak 6’lı Masa’nın ilgili liderleri ve tarafları tarafından bu net mesaj “sonuçlarıyla” birlikte dikkate alınacaktır. Müzakere havası yaratılmadan “ittifaklar arası bir işbirliği, ortak aday” formülü ile rahatlıkla mesafe alınabilir. İYİ Parti’nin bu konudaki kendi açısından “haklı” gerekçeleri de göz ardı edilmeden, HDP daha fazla küstürülmeden.
HDP kapatılırsa ortaya çıkacak yeni parti, yeni yasak gelecek olan parti yönetici ve milletvekilleri gibi bağımsızlarla seçime gitme seçenekleri de dahil çok fazla senaryo ya çalışılıyor ya da çalışılacak. Yaratılacak belirsizlik ortamının aşılması sadece HDP’nin değil 6’lı Masa’nın da sorunu.
Burada naif baktığım söylenebilir ancak ben gerçekçi olduğumu düşünüyorum. 6’lı Masa, Emek ve Özgürlük İttifakı, diğer tüm muhalif partiler bunu unutmadan, siyasal çıkar ve beklentilerini bu gerçekliği veri alarak hareket etmek zorundalar. Mesele hayati, demokrasimiz tümüyle bir “tek adam rejimi”ne evrilebilir.
HDP ile Masa’nın yapacağı “ortak aday işbirliği”nin ana zemini de benim için budur, diğer her şey (tüm pazarlıklar, kaygılar, kuşkular dahil) sonraya ertelenebilecek ayrıntılardır.
TIKLAYIN - "HDP kendi ittifaklarıyla birlikte adayını çıkaracak"
TIKLAYIN - Buldan: Emek ve Özgürlük İttifakı neden aday çıkarmasın?
TIKLAYIN - HDP'den "ittifak" açıklaması
(EMK)