Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir, HDP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında referandum sonuçlarını değerlendirdi.
“Baskı, tutuklama, OHAL, sıkıyönetim koşullarına rağmen milyonlar eşitlik, özgürlük, adalet ve birlikte yaşam iradesini ortaya koydu” diyen Baydemir anahatlarıyla şunları söyledi...
Antidemokratik süreç
“Muhalefetin elini ayağını bağlayarak, zindana atarak AKP-MHP ittifakı oluşturuldu. AKP-MHP ittifakı; ülkedeki mevcut anti demokratik sistemi faşizme taşıyarak kurumsallaştıracak, tekçiliğe dayalı bir anayasa değişikliğini ülkeye dayattı. Bu dayatmaya ve savaş politikalarına karşı HDP ve bileşenleri güçlü bir itiraz ortaya koydu.
“Temmuz 2015’ten bugüne 11 bin üyemiz ve aktivist gözaltına alındı, 5 bin üye tutuklandı ve gözaltında. Eş genel başkanlar dahil 13 milletvekili tutuklu, 84 belediye eş başkanı tutuklu. Referanduma işte böyle bir atmosfer içinde girdik. Sadece bu durum bile bu paketin demokratik meşruiyetinin olmadığının net bir göstergesidir. Referanduma giden atmosfer ve yaşadıklarımız bu paketin, cebirle, hileyle getirilen bu paketin meşruiyeti ortadan kalkmıştır.
“Kamu kaynakları kullanılarak, toplum tehdit edilerek bir kez daha anayasa sürecinin demokratik meşruiyeti bu uygulamalarla ortadan kaldırıldı. OHAL gerekçe gösterilerek halkımızla buluşmamız engellendi. Eş genel başkanlarımızın cezaevinde olması bir yana, var olan arkadaşlarımız halkımızla buluşamadı.
“Medya ambargosu 1-31 mart arasında 17 ulusal kanalda cumhurbaşkanı, danışmanlar, hükümet üyeleri sürekli ekrandayken; biz neredeyse hiç ekranlara çıkmadık.
"YSK darbesi"
“16 Nisan Referandumu 16 Nisan günü gerçekleşen pek çok olay ve olguyla demokratik meşruiyet olmayan zeminin yanı sıra YSK kararlarıyla ayrıca şaibeli hale gelmiştir. Sonuç şaibelidir. Ayrıca genel merkezimizde kurduğumuz sandık takip sistemine gelen verilerle YSK verileri arasında büyük bir fark vardır. Bunlara dair itirazlarımız devam edecek.
“Mühürsüz oy pusulalarının kabul edilmesi YSK’nın darbesidir. Dün YSK’nın açıklaması şaibeye bir başka şaibe katmıştır. Anayasal olması gereken bu kurum bu referandumda taraf tutarak seçim öncesi yaşadığımız tüm süreçlerin seçim günü de yaşanılarak devam ettiğini ortaya koymuştur.
İtirazlar ve nedenleri
ATO başta olmak üzere pek çok oy sayımı gerçekleşen mahalde sandık kurulu üyelerimi, müşahitleriniz sayım bölgesi dışına çıkarılmıştır. Yüzlerce delilimiz var, itirazlarımız var. Örneğin Muş’ta bir muhtar sandık başında onlarca oy pusulasına evet mührüne takır takır basmaktadır. Bunun gibi onlarca örnek var. Gene Muş’ta bir bölgede 32 sandıkta geçersiz oy 0, hayır 0, evet 100’dür.
Baskıya rağmen 24 milyon hayır
“AKP - MHP ittifakı böylesi ortamda yüzde 50 - 51 ile ancak sonuçlandırabildi. Sandığa hayır girdi, ajanslardan ve YSK’dan evet çıkarıldı. Ortada zafer yok. Ortada hayır’ın mağlubiyeti asla yoktur. Bunca baskıya rağmen hayır’ı savunanlar büyük bir iradi feraset ortaya koymuştur.
“Büyük baskı ve şantaja rağmen 24 milyon yurttaş hayır’da buluşmuştur.
“İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana, Mardin, Van gibi 17 büyük yerleşim yerinde halk hayır dedi.
“80 milyonun ortak paydada buluştuğu bir sözleşme niteliğini bu metin taşımamaktadır.
“Kürt halkı OHAL rejimi koşullarında sandığa gitmedi, Sıkıyönetim koşullarında ve ölümü göze alarak sandığa gitti.
“Bölgede 11 il ortalama yüzde 62 oranında hayır dedi. Ve büyük bir hayır kapısı açtı. Bölgede 16 Kürt şehrinin ortalamasına baktığımızda yüzde 53 oranında hayır dedi.
Çağrı
“Herkese çağrımızdır. HDP ve Kürtler HDP’nin bütün bileşenleri değişimi savunmaktadır. Deli gömleği giydirilmeye rıza vermemiştir, vermeyecektir. Kürtlerin hayır’ı son iki yıldır vücut bulan Kürt düşmanlığı politikalarınadır. Bunun çok iyi anlaşılması ve bu politikalardan vazgeçilmesi 80 milyonun menfaatinedir. Bu referandum süreci faşizme giden yolu tıkamıştır.
“65 sayfalık ihlal raporunu daha sonra sizlerle paylaşacağız. Ama tabloya baktığımızda açığa çıkan şudur. Kürtlersiz ve HDP’siz yeni demokratik bir rejim inşa edilemez.
“Ben AKP tabanına bir çağrıda bulunmak istiyorum; sizin genel başkanınız cezaevinde olsaydı, bizim karşı karşıya kaldığımız muamelelerin çeyreğine sahip olsaydınız kabul eder miydiniz? Ortada zafer yoktur mağlup sayılır bu yolda galip. Bu tablo umudumuzu arttırmıştır.
“Toplum 2013-2015 çatışmasızlık dönemine özlem duyduğunu bir kez daha ortaya koymuş, şer koalisyonu çökmüştür. Şer koalisyonu yüzde 67’den yüzde 50’lerin altına düşmüştür.
“Kayyum politikası iflas etti”
“Kayyum politikası da iflas etmiştir. Bir yerde 24 milyon diğer yerde 25 milyonluk nüfus var 600 binlik fark seçimin kaderini değiştiriyor. Sadece ve sadece mühürsüz pusula ve zarflar neredeyse 3 milyonluk bir seçmene tekabül ediyor. Sur, Şırnak, Nusaybin gibi yıkımın yaşandığı kentlerde 1 milyon insan göçertildi. Bunun 500 bini seçmendi. İşte bu OHAL rejiminin ne amaçla kurgulandığının da aynı zamanda göstergesidir. Bizim liderlerimizin neden gözaltına olduğunun da iyi okunması gerekiyor.
Toplumun ihtiyacı
“Aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümete büyük vebal yüklendi Sayın Cumhurbaşkanı, atı alan Üsküdar’ı geçmedi. Hiçbir at böyle bir yükü, böyle bir vebali taşıyamaz. Toplumun çok acilen huzura, barışa, özgürlüğe, adalete ihtiyacı var. OHAL’in kaldırılmasına ihtiyaç var. Bu yıkım politikaları içinde yakılan yıkılan şehirlerin yaralarının sarılmasına ihtiyaç var. Tüm bunlar HDP’nin var gücüyle çabasını yükseltecektir.
“OHAL rejimine son verin, karşı darbe politikalarına son verin, çatışma yaratarak toplumu yönetme politikasından vazgeçin. Tutuklamalara son verin. Zira bu sonuç Selahattin Demirtaşların, Figen Yüksekdağların tutukluluğunun gayrmeşru olduğunun millet tarafından ilanıdır.
“Son olarak Kürt karşıtlığı politikasından vazgeçin. Bu toplum ortak paydalarda buluşabilir. Bu toplum düne göre adalet, özgürlük, eşitlik ortamına çok daha yaklaşmıştır. Toplumun 24 milyon ile 25 milyonunu ortak paydada buluşturacak yeni bir bakış açısına ihtiyaç var.” (YY)