Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi’nde dün "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararlarının Uygulanması" raporu tartışıldı.
Fransa’dan Pierre-Yves Le Borgn’un hazırladığı raporda, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 10 ülkede AİHM kararlarının uygulanmamasının ülkelerde ciddi yapısal sorunlara neden olduğu belirtildi.
Rapora göre AİHM’den en çok aleyhine karar çıkan ülkeleri İtalya, Rusya, Türkiye, Ukrayna, Romanya, Macaristan, Yunanistan, Bulgaristan, Moldova ve Polonya oluşturuyor. Raporda uygulanmamış 10 bin AİHM kararı olduğu belirtiliyor.
Raporda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kararların bağlayıcılığı ve infazı” başlıklı 46. Maddesinin 3,4 ve 5. Paragraflarının, sivil toplumla işbirliği ve şeffaflık çerçevesinde gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi.
Oturumda söz alan HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, AİHM’in tutuklu milletvekilleri konusundaki sessizliğinin hükümetin baskılarını artırdığını söyledi.
AİHM Kararlarının Uygulanması raporunun İngilizce tam metni için tıklayın.
Kerestecioğlu’nun ardından söz alan AKP İstanbul milletvekili Serap Yaşar da rapordaki bulguların çok önemli olduğun söylerken, “Parlamenterler olarak konuyu gündemde tutmalıyız” dedi.
Oturumda Litvanya, İspanya, Ukrayna, İngiltere, Romanya, Gürcistan, İzlanda, Almanya ve Polonya’dan da konuşmacılar söz aldı.
Oturumun videosunu izlemek için tıklayın.
“AİHM’in sessizliği hükümetin baskılarını arttırıyor”
Kerestecioğlu AKPM’de yaptığı konuşmada AİHM’in sessizliğinin Türkiye’de hükümetin baskılarını artırdığını söylerken, şu ifadelere yer verdi:
“AİHM, Türkiye gibi, vatandaşlarının birçoğunun insan hakları mücadelesi vermek zorunda olduğu ülkeler için çok önemlidir. Bu nedenle AİHM'in itibarını korumak, AİHM kararlarının etkin ve kısa sürede uygulanmasını sağlamak büyük önem taşımaktadır.
“Fakat ne yazık ki, AİHM'nin son zamanlarda yaşanan insan hakları ihlalleri karşısında bu ihlalleri önlemek için gerekli önlemleri almadığını itiraf etmek zorundayım. Tutuklu olan vekillerimiz için öncelikli olarak karar vermesini talep etmemize rağmen Mahkeme halen başvurularımızı işleme almadı ve Türkiye'den savunma istemedi. Ve AKP hükümeti tek tek tutuklu vekillerin vekilliklerini düşürmeye başladı. Bu sessizlik hükümetin baskılarını artırdı ve geçtiğimiz hafta bir ana muhalefet partisi milletvekili de hapse atıldı.
“AİHM geçtiğimiz günlerde bir KHK mağdurunun başvurusunu da reddederek Türkiye demokratik kamuoyunda büyük bir tepki yarattı. AİHM, verdiği kararın gerekçesinde Türkiye'de halen çalışmaya başlamayan Olağanüstü Hal Komisyonunu tüketilmesi gereken iç hukuk yolu olarak işaret ediyordu. Fakat görünüşe göre Mahkeme birçok kurumun, özellikle de Venedik Komisyonu'nun bu Komisyon hakkındaki eleştirilerini dikkate almamıştı. Venedik Komisyonu, kurulacak bir mekanizmanın tüm davalara bireysel muamele edebilecek durumda olması gerektiğinin altını çizmişti. Ne Olağanüstü Hal Komisyonunun ne de İdare Mahkemelerinin bu teminatları sağlayamayacağı açıktır.
“Geciken adalet adalet değildir”
“Aslında, geri adım atarak başvuruculara OHAL Komisyonunu işaret etmeden önce Konseyin alması gereken birçok önlem vardı. Her şeyden önce, Türkiye'deki Komisyonun etkili bir organ olmasını sağlamış olmalıydı.
“Bir diğer önemli sorun ise, Türkiye'de mahkeme işlemlerinin uzun süre devam etmesidir. Bu sorun, insan hakları koruma mekanizmasının etkinliğini olumsuz yönde etkiler. Dahası, AİHM’deki yargılamalar da kabul edilemez uzunluktaki süreler boyunca devam etmektedir.
“Dolayısıyla, bireyler, etkililiği şüpheli bir Komisyona başvurmak zorunda kalacaklar. Ardından, uzun süren yerel mahkeme süreçlerini tüketmeleri gerekecek. Ve ancak o zaman, AİHM’e başvurup daha da uzun yıllar bekleyecekler. Bu durum, mağdurlara çözüm olmayacak. Klişe gibi gelebilir ama şunu ifade etmeliyim: Geciken adalet, adalet değildir.”
AKP’li Yaşar: Kararların uygulanması konusunu gündemde tutmalıyız
AKP İstanbul milletvekili Serap Şahin de “Raporda bulunan hususlar dikkat çekmektedir. Üye ülkeler sözleşmeden doğan yükümlülüklerde kamuoyunun farkındalığını arttırmalıdır. Avrupa Konseyi üyesi ülkelerinin vatandaşlarının haklarını daha iyi bilmesi lazımdır. Avukatlar mesleklerini icra ederken AİHM kararlarını kullanmalıdır” diye konuşurken, kararlarının uygulanmasını parlamenterler olarak gündemde tutmaları gerektiğini ifade etti.
Şahin, başörtüsü yasağı nedeniyle AİHM’e başvuran üniversite öğrencisi Leyla Şahin’in başvurusunun 2005’te AHİM tarafından reddedildiğine de değinirken “Mahkemenin kararlarının siyasi sonuçları oluyor. Bu nedenle Şahin’in başvurusunu hatırlatmak istedim” dedi. (ÇT)