Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kriz Koordinasyon Merkezi adına Örgütlenme Komisyonu HDP Eş Sözcüsü Mahfuz Güleryüz Genel merkezde basın toplantısı düzenledi.
"Çalışmalar yetersiz"
Kriz Koordinasyon Merkezinin çalışmaları ve alanda yaşanan eksiklikler konusunda bilgi veren Güleryüz, şunları söyledi:
*Maraş, Hatay, Antep, Osmaniye, Malatya, Adıyaman, Urfa, Diyarbakır, Adana ve Kilis ve Kuzey Doğu Suriye halkları başta olmak üzere tüm Suriye halkının etkilendiği deprem can yakmaya devam ediyor. Yüreğimiz ve aklımız depremzedelerle beraberdir. Yıkılmış binlerce binanın altında kurtarılmayı bekleyen yurttaşlarımız var.
*Oluşturmuş olduğumuz kriz koordinasyon birimlerimiz soluksuz bir biçimde çalışıyor. Arkadaşlarımız 24 saat telefon başında. Deprem bölgelerinde kim nerede yardıma ihtiyaç duyuyorsa, onlara ulaşmaya çalışıyoruz. Kurtarılma talebinde bulunan yurttaşlarımızı ve yakınlarını anında AFAD’a bildiriyoruz. Bize ulaşıp ses vermek isteyen yurttaşlarımızın sesi olmaya çalıştık ve çalışmalarımız devam ediyor.
*Deprem bölgesinde yaşananlar AKP-MHP iktidarının söyledikleriyle bütünüyle terstir. Gerçek çok daha farklı, endişe verici ve korkunç düzeydedir. Henüz ulaşılamayan, en ufak bir yardımın bile gitmediği ilçeler, köyler, yerleşim birimleri var. Kriz koordinasyon birimlerimize çok ama çok sayıda telefon geliyor. Arkadaşlarımız sürekli telefon başındalar. Bize gelen bilgiler binlerce insanın enkaz altında olduğu yönündedir. Ne yazık ki kaybettiğimiz canların sayısı her geçen dakika artıyor. Maalesef müdahaleler oldukça yetersiz. Ne yazık ki insanlar yıkılmış enkazların altında kelimenin tam anlamıyla kendi başlarına kaderlerine terk edilmiş durumdadır.
*Açık ve net bir hakikati dile getirmek zorundayız: İktidar enkazın altında kalmıştır. Ölümleri kader olarak gören, açıklamalarıyla halkı tehdit eden bir iktidar var karşımızda. Dünya deneyimlerinin bize gösterdiği şudur; doğal afetler kader değildir. Afetler sonrası gerçekleşen ölümler, yanlış kentleşme ve rant düzeninin sonucudur. Şimdi çıkıp ne yapalım kader böyleymiş demelerini kabul etmiyoruz.
*Deprem oldu, oluyor ve olacak. Ancak depremde ölmek bir kader değildir. Depremde binalar altında kalarak ölmek bu ülke yurttaşlarının kaderi olamaz. Bunu kabul etmiyoruz. Tüm çabamız yeni kayıpların olmasını engellemek ve dayanışmayı büyüterek bu karanlık günleri birlikte aşmaktır. Bu yarayı hep birlikte sarabiliriz.
“OHAL ilanı, devletin enkaz altında kaldığının açık bir itirafıdır”
*OHAL ilan ediliyor. Soruyoruz; devletin, iktidarın yapmak isteyip de yapamadığı ne var? Tüm yetkiler ellerinde. OHAL ilan edilmesinin tek nedeni gerçekleri gizlemektir. Ortaya çıkan yıkımı gizlemek, halkı bilgiden mahrum bırakmaktır. OHAL ilanı, devletin enkaz altında kaldığının açık bir itirafıdır. Depremler devletin üzerindeki tozu, örtüyü kaldırır.
*Bu deprem bize yerel demokrasi ve yerinden yönetimin önemini göstermiştir. Merkeziyetçi devlet yapısı çökmüştür. Tüm yetkileri merkezde toplayan bir devlet yapılanması hantal bir mekanizmaya dönüşmekte, halka yarar değil zarar vermektedir. Yerinden yönetimi ve yerel yönetimlerin güçlü olmasını bu yüzden savunduk, savunmaya devam edeceğiz.
*Şimdi merkeziyetçi devletin hantallığı ortaya çıktı. Fuat Oktay çıkmış diyor ki; “Devletin yapamadığını belediye mi yapacak, siz kimsiniz?”. Cevap veriyoruz; biz halkız, biz rant ve hırsızlık için kayyım atadığınız belediyeleriz. Sizin beceriksizliğini her fırsatta görüyoruz. Hantal, yavaş, duyarsız vurdumduymazsınız! Devletin imkanlarını halk için değil kendi bekanız için, yandaşlarınız içiniz kullanıyorsunuz. İtirazımız bunadır. İtirazımız, aradan 4 gün geçtiği halde hala bir iş makinası götüremeyen beceriksizliğinizedir. Şimdi Dayanışma Zamanı! Çıplak ellerimizle, var olan insan gücümüzle başa çıkmaya çalışıyoruz.
(EMK)