*Fotoğraflar: HDP
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve beraberindeki heyet "HDP'liyiz, her yerdeyiz" programı kapsamında Aydın'da ziyaretler gerçekleştirdi.
Sabah saatlerinde Kuşadası'ndaki STK temsilcileriyle bir araya gelen Sancar, daha sonra Aydın’a geçti.
TIKLAYIN-"AKP ile uzlaşma anlamına gelecek bir girişimde olmayız"
Aydın'da basın ve kurum temsilcileriyle toplantı düzenleyen Sancar'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Saldırılar münferit değil"
Biliyorsunuz, HDP yoğun bir saldırı altında. Bir yandan kapatma davası devam ediyor, fiziki saldırılar da yapılıyor. Geçtiğimiz haftalarda İzmir İl Binamızda Deniz Poyraz kardeşimize saldırı yapıldı ve aramızdan canice alındı.
Bu saldırılar devam ediyor, edebilir bunun farkındayız. Birkaç gün önce Marmaris İlçe Binamıza bir saldırı gerçekleştirildi. İlçe binamız tarandı, tahrip edildi. Bu saldırıların temelinde iktidarın nefret siyaseti, ayrıştırma politikası, düşmanlaştırma anlayışı yatıyor bunu biliyoruz.
Kim ki bu saldırıların münferit olduğunu iddia ediyorsa bilin ki saldırıların sorumlusudur ya da sorumluluğunun ortağıdır. Bu tür saldırıların hiçbir dönemde münferit olmadığını, olamayacağını aksine belli amaçlar için örgütlü bir şekilde gerçekleştirildiğini biliyoruz.
"Partimizi savunacağız"
Bu saldırılara nasıl göğüs gerileceğini ve nasıl mücadele edileceğini gayet iyi biliyoruz. Bizim meselemiz sadece HDP’yi korumak ve partiyi savunmak değil; Türkiye’de işleyen bu cinayet, talan ve soygun düzenini birlikte durdurmak, değiştirmektir. Dediğimiz gibi esas olarak partiyi savunma hedefimiz ortada duruyor. Kapatma davası açıldığı andan itibaren bunu bütün Türkiye’ye ilan ettik.
Fakat HDP’ye yapılan saldırıların hiçbiri sadece HDP’yi hedef almıyor. Bizim inancımız bunun Türkiye’de bütün demokrasi güçlerine yönelik bir planının sistemli uygulaması olduğudur.
Şu anki iktidarın amacına ulaşabilmesi için belki de bulduğu tek çare halkları birbirinden koparmaktır, halkları düşmanlaştırmaktır, ezilenleri ayrıştırmak ve her birini kendi küçük dünyasına hapsetmektir. Oysa biliyoruz ki Türkiye’de büyük bir çoğunluğu oluşturuyoruz.
"Hazırlıklarımız var"
Bütün ötekileştirilenler, en başta kimliklerinden dolayı baskıya uğrayan Kürtler, inançlarından dolayı baskıya uğrayan Aleviler, Ermeniler, Süryaniler, bütün diğer kimliklerden topluluklar hepsi ancak bir araya gelirse bu baskı, inkar ve sömürü düzenini sona erdirebilir.
'Parti kapatılırsa ne yapacaksanız?' sorusu sürekli soruluyor. Sizler de bunu konuşuyorsunuz. Bizim Türkiye’de siyasi gücü etkili kullanma imkanlarımız var, bu konuda hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Önümüzde seçimler olacak öyle ya da böyle erken ya da zamanında.
"Çözümü iktidarlarda değil"
Biz seçimlerin erken yapılmasını istiyoruz. 'HDP seçimlerde nasıl bir yol izleyecek?' diye sorular soruluyor. Partiyi kapattırmamak için her türlü mücadeleyi sürdüreceğiz, hukuki alanda da siyasi alanda da mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Parti kapatılsa bile Türkiye’de siyasi dengeleri belirleyen, geleceğin inşasında aktör olan konumumuzu yine ortaya koyacağız.
Biz Kürt meselesinin mutlaka çözülmesi gerektiğini söylüyoruz. Bunun da bir tek yolu var o da demokratik çözüm, demokratik siyaset, diyalog, müzakere ve toplumsal meşruiyettir. Bu dört unsuru bir araya getirdiğimizde, Kürt sorununun çözümünü iktidarlardan beklemek gibi bir yanlışa düşmekten kurtuluruz." (RT)