Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu dünkü toplantısında son siyasi gelişmeleri değerlendirdi.
AKP hükümetinin meşruiyetini yitirdiği ve siyasal ömrünü tamamladığı tespitinin yapıldığı toplantıdan çıkan sonuçlar ana hatlarıyla şöyle:
* “Erdoğan Hükümeti, keyfi, baskıcı ve mezhepçi yönetimine yönelik halk muhalefetine karşı “Gezi İsyanı” günlerinde sınırsızca uyguladığı polis şiddetiyle yedi gencimizin hayatını almak, yüzlercesini sakatlamak ve yüzbinlercesini gaza boğmakla kalmamış, Başbakan ve ailesi ile bakanlarının karıştığına şüphe olmayan yolsuzluklarla halkın güvenini yitirmiş, halklarımızın barış ve çözüm umutlarını çökmekte olan iktidarını sürdürmek için istismar ederek çürütmüş ve yolun sonuna gelmiştir.”
Gayrımeşru para trafiği
* “Erdoğan Hükümeti ile ülkeyi 2002'den beri ittifak halinde yönettikleri Gülen Cemaati arasında baş gösteren iktidar kavgasından ortaya saçılan gerçekler, başbakan ve ailesi, bakanları ve onların yakınlarının halklarımızın alın teri ve emeğinden sağlanan kamu kaynaklarını hiçbir ahlaki kayıt tanımaksızın zimmetlerine geçirdiklerini ve paylaştıklarını ortaya koyuyor.
“Erdoğan'ın, varlığını tevil yoluyla kabul ettiği son bant kayıtları, başbakan ve ailesinin, dört bakanın istifa ettirilmesine kadar giden 17 Aralık soruşturmasına konu olandan çok daha vahim bir gayrimeşru para trafiği içinde olduğuna kuşku bırakmıyor.
“Yalnızca bu kayıtlarda ağızdan kaçırılan nakit para miktarı Başbakan’ın resmi servet beyanının 30 katıdır.”
Diktatörlük
* “Gülen Cemaati’yle devlet aygıtları ve kamu kaynaklarının kontrolü üzerinde yoğunlaşan iktidar kavgası kadar, halkın kabaran muhalefetinden de kapıldığı korku ve vehimler hükümeti yurttaşların hak ve özgürlüklerini ağır bir baskı altına sokan bir tek adam diktatörlüğüne yöneltiyor.”
Barış süreci
* Kürt halkının büyük fedakarlıklarıyla sağlanan çatışmasızlık, halkın iradesi üzerinde bir Demokles kılıcı olarak istismar edilirken, cezaevlerindeki 600'den fazlası ağır hasta yaklaşık on bin tutsağın koşulları daha da ağırlaşıyor; Kürt halkının dili, kültürü, seçme, seçilme ve özyönetim hakkı üzerindeki baskı ve yasaklar yerli yerinde duruyor.
* Erdoğan Hükümeti, Türkiye'nin iç barışını sağlayamadığı gibi, komşu halklar, bölge ve dünya barışı için de bir savaş riski oluşturan dış politikasıyla dünyanın da güvenini yitiriyor.
Halkın güveni kalmadı
* “Başbakan ve aile fertleri başta olmak üzere AKP Hükümeti’nin, yolsuzluğa adları karışan bakan ve yöneticilerinin haklarındaki soruşturmalardan aklanıncaya kadar kamu görevlerinden çekilmeleri bir zorunluluk halini almıştır. Hükümetle birlikte başbakan ve yakın çevresinin çıkarlarını korumak ve onları yargı süreçlerinden korumak için çıkarılan antidemokratik ve baskıcı yasalara destek veren AKP Parlamento çoğunluğu da hükümetle birlikte halkın güvenini kaybetmiştir.”
Demokratik çıkış yolu
* “Türkiye çözümsüz değildir. Demokratik çıkış yolu, hükümetin istifası, Seçim ve Siyasi Partiler Yasalarının demokratikleştirilmesi ve barajsız şekilde seçime gidilmesidir.
“Halkların Demokratik Partisi, hükümeti, Türkiye'yi kendisiyle birlikte çıkmaza sürüklemek yerine, halkın vicdanına kulak vererek istifaya ve Parlamento’yu erken seçim kararı almaya çağırıyor.” (YY)