Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün Bilecik’in Bozüyük ilçesindeki konuşmasında, ses kayıtlarından bahsetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında olduğu iddia edilen konuşmanın kaydıyla ilgili konuşan Bahçeli şunları söyledi:
“Tek gündem: Yolsuzluk”
“Türkiye'nin temel sorunları açlık, asayişsizlik, adaletsizlik ve ahlaksızlıktır. Buna paralel olarak yokluk vardır, yoksulluk vardır, yolsuzluk vardır. 11 yıllık AKP'nin bir fotoğrafıdır.”
“Türkiye'nin 71 günden beri tek bir gündemi bulunmaktadır. O da yolsuzlukla, rüşvetle ilgili olan gündemdir.”
“17 Aralık sabahı saat 06.30 ile 07.30 arasında bir savcının başlattığı yolsuzluk ve rüşvet sorgulaması 41 kişinin tutuklanmasına sebep olmuş. 70 günden bu yana Recep Tayyip Erdoğan savcıları sürerek, 8 bin polisi sürerek, telefon dinlemeleriyle halkı taciz ederek konuları başka yere çekmiştir.”
“Yolsuzluğun başı Başbakan”
“Ama bir gördük ki dün akşam yine bir olay patladı ve ülkenin gündemini oluşturuyor. Yani 71'inci günde çok büyük bir rüşvete baba-oğul karıştıkları anlaşılıyor. Sabahleyin bakan çocuklarıyla beraber bu gündeme gelir gelmez, bir telaşla oğlu Bilal'i arıyor, şimdi onların yapmış olduğu telefon konuşmalarında kardeşler var, oğullar var, yakın dostlar var.”
“Böyle bir durumda Türkiye'de yolsuzluğun başının Başbakan olduğuna dair işaretler var.”
“Savcılar gereğini yapsın”
“Bunlar ne kadar doğrudur? Başbakan diyor ki bu komplodur, reddediyor. Eğer reddediyorsan mesele yok. Ama bunu halka ispat et. Ama konuştuklarınız doğruysa sayın Başbakan bir saniye dahi Başbakanlık görevinde kalmaman lazım.”
“Ne kadar savcı kıyımı olursa olsun, ne kadar bu konuların yalan olduğu ifade edilirse edilsin, bazı belgeler ortaya çıkmış olsun, telefon konuşmaları yayılmış olursa olsun Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı sandalyesinde oturmamalıdır.”
“Bu Cumhuriyetin Başsavcısı bu kadar söz dolaşıyorsa, bu kadar belge ortadaysa yerinde duramaz, bunlara kulak tıkayamaz.”
“Başbakan ne kadar üstünü örterse örtsün, Cumhuriyet Başsavcısı diyecek ki 'Bu neyin nesidir?' Bunu ilgili savcılara iletecek, onlara diyecek ki 'yargı görevini yapsın' ve gereği neyse oraya kadar da gitsin.” (AS)