Halkların Demokratik Partisi, Siyasi Çözüm Deklarasyonu'nun açıklanmasının ardından hükümetten gelen açıklamalara ve soruşturmalara dair açıklama yayınladı.
HDP Merkez Yürütme Kurulu imzalı “Baskı, hakaret, tehdit ve yalanlarla demokratik siyaseti engelleyemezsiniz” başlıklı açıklamada deklarasyonun barışa bir fırsat daha vermek amacıyla hazırlandığı anlatıldı.
HDP, Deklarasyonun şiddet politikalarının terk edilmesi ve hızla bir çözüm hattına girilmesi yönünde önemli bir fırsat ve olanak olduğunu belirtti. Meclisi siyasi inisiyatif alması, sorunların Meclis’e taşınıp ve çözümlerinin tartışılması gerektiğini söyledi.
“Diyalog ve müzakere”
TIKLAYIN: DTK SONUÇ BİLDİRGESİ, TÜRKÇE VE KÜRTÇE TAM METİN
HDP açıklamasından öne çıkan ifadeler şöyle:
“Başta Kürt Sorunu olmak üzere Türkiye’nin temel sorunlarının çözümünü öngören ‘Siyasi Çözüm Deklarasyonu’ demokratik siyaset alanına bir çağrıdır. Sorunların diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi gerektiği anlayışından hareket etmektedir.
“Türkiye’de demokratik siyaset alanına yaptığımız bu çağrının Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz ve bileşen kurumlarımızın yöneticileri hakkında soruşturma açılmasıyla gündemden düşürmeye çalışılması asla kabul edilemez bir tutumdur. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bazı bakanlar, siyasi parti sözcüleri ve Cumhurbaşkanlığı sözcüsünün HDP’yi hedef gösteren mesajları ve ‘ihanet’ suçlamalarıyla demokratik siyaseti değil, çatışmayı, savaşı, ölümleri istedikleri bir kez açığa çıkmıştır.
"Yargı baskısı ve 'ihanet' suçlamalarıyla, Eş Genel Başkanlarımıza hakaretlerle, onları hedef gösteren yayınlarla ve ifadelerle bu tartışmayı engellemeye çalışmanın bir tek anlamı vardır, o da Anayasa tartışmalarını sadece siyasi iktidarın ve Saray'ın önerileri doğrultusunda yapmak istemektir.
TIKLAYIN: ERDOĞAN: ÖZYÖNETİME MÜSAADE ETMEYECEĞİZ
“Özyönetimi tartışmak Başkanlık tartışması kadar meşru”
“Kürt halkının kendi kendini yönetme talebi, demokratik statü talebi son derece meşru, evrensel ve demokratik bir haktır. Diyarbakır’da yapılan tartışmalar ve alınan kararlar Türkiye'yi dışlayan ve ilişkileri koparan bir yaklaşıma sahip değildir. Biz’ler, yeni bir anayasa ve Türkiye’nin yeni idari yapısı tartışmasını siyasi iktidarın ve onun emriyle hareket eden yargı mensuplarının çizdiği sınırlar içinde yapmak zorunda değiliz.
“Sivil ve demokratik siyaset alanını zayıflatarak, meşru ve demokratik tartışmaları engelleyerek Türkiye’de demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa yapılamaz. Başkanlık sistemi tartışmasını yapmak ne kadar meşru ise özerkliği, yerinden ve yerelden yönetim anlayışını, özyönetim yöntemini tartışmak da o kadar meşrudur. Merkezden yerele yetki devrini ‘bölücülük’ suçlamasıyla cevaplayanlar çağdaş demokrasilerden nasiplerini almamışlardır.
TIKLAYIN: ÖZYÖNETİM AÇIKLAMALARINA ANKARA VE DİYARBAKIR SAVCILIKLARINDAN SORUŞTURMA
“Fantezi’ demek AB’yi bilmemek”
TIKLAYIN: CUMHURBAŞKANLIĞI SÖZCÜSÜ: ÖZYÖNETİM, KANTON FANTEZİ
“Özerklik, özyönetim vb. kavramların bir ‘fantezi’ olduğunu ve ‘bunların demokratik olgunluk içerisinde hareket eden toplumlarda bir karşılığının olmadığını’ ifade etmek, üyelik müzakereleri yapılan Avrupa Birliği’ni ve o birlik içindeki İspanya, Fransa, Almanya gibi devletlerin idari yapılarını anlamamış veya bilmiyor olmak demektir.
“Özerklik, yani eski dildeki muhtariyet, bir fantezi değil, tarihsel ve güncel bir gerçekliktir. Müzakereye açık bir özerklik teklifini tartışmadan reddeden bir anlayışın Türkiye’de demokrasiyi bir adım bile ileri götürme imkanı da niyeti de yoktur.”
Kim ne demişti?
Diyarbakır’da 26-27 Aralık’ta gerçekleşen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Olağanüstü Konferansı sonunda Siyasi Çözüm Deklarasyonu’nda tüm ülkede demokratik özerk bölgelerin kurulmasının da yer aldığı 14 maddelik karar açıklandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Özyönetim, kanton yönetim gibi fantezilerin demokratik olgunluk içesinde hareket eden toplumlarda bir karşılığının olmadığını ifade etmek isteriz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın açıklamalarını “ihanet'' olarak niteledi, özyönetimle ilgili olarak “müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, özyönetim açıklamalarıyla ilgili soruşturma başlattı. (BK)
* Fotoğraf: Bekir Ömer Fansa / Diyarbakır / AA