Halkların Demokratik Kongresi (HDK)'nin 9. Genel Kurulu bugün Ankara'da yapılıyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, genel kurulda yaptığı konuşmada Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde başlayan açlık grevlerini hatırlattı.
Türkdoğan, "İnsan hakları savunucuları olarak bu süreci takip etmek için merkezi bir koordinasyon oluşturduk. Taleplerini dinledik. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin tamamen kalkması gerekir" ifadelerini kullandı.
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski Dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da bulunduğu Kandıra Cezaevi'nden haftalık telefon görüşü aracılığı ile Genel Kurul katılımcılarına seslendi.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, kongrede yaptığı konuşmaya "7-8 yıl önce büyük bir heyecanla yan yana geldik. O gün o büyük heyecanın en önünde koşan arkadaşım Sebahat Tuncel'i sevgiyle selamlıyorum" sözleriyle başladı.
"7-8 yıl önce oluşturduğumuz bu heyecan dünden çok daha güçlü. Dünden çok daha fazla bugün HDK'ye ihtiyacımız var" diyen Temelli, "Siyasetin toplumsallaşması, toplumun siyasallaşması dediğimiz meseleyi ete kemiğe dönüştürdüğümüz yerdir HDK" ifadelerini kullandı ve ekledi:
"Uzun bir mücadele tarihinden geldik"
"Çok uzun bir mücadele tarihinden süzülüp geldik, bir fikriyat etrafında örgütlendik. Bu fikriyat olmasaydı güçlü bir örgütlülüğü hayata geçiremezdik. O yüzden bu fikriyata sımsıkı sarılmak gerekiyor. Çünkü yeni bir paradigmadır.
"Kapitalist köhne sisteme ve bu ceberrut devlete karşı halkların iktidarının nasıl var edilebileceğine dair bir fikriyattır bu. Demokratik ulus anlayışıdır, demokratik cumhuriyetin inşasıdır. Bir fikriyatınız varsa güçlü bir örgütlülüğü var edebilirsiniz, güçlü bir örgütlülüğünüz varsa yaşamı dönüştürebilirsiniz. Bu fikriyatın sahibini, İmralı'yı, Sayın Öcalan'ı bir kez daha selamlıyorum.
"Tecrit demokrasiye ve barışa uygulanmaktadır Tecrit, bu fikriyatadır, tecrit bu anlayışadır. Tam 20 yaşındadır tecrit. Bu 20 yıllık tecridin son 3 buçuk yılı ağırlaştırılmış koşullarda geçmektedir.
"Tecrite karşı mücadele barış mücadelesidir"
"Bu ağırlaştırılmış tecrit koşullarında sadece 11 Eylül 2016'da, bir de dün Sayın Mehmet Öcalan görüşe gidebilmiştir. Oysa 15 günde bir aile görüş hakkı var Sayın Öcalan'ın. Devlet bu hakkı gasp etmiştir.
TIKLAYIN - Mehmet Öcalan Abdullah Öcalan ile 28 Ay Sonra Görüştü
"Sayın Öcalan'ın avukatlarının başvurusu 780. kez reddedilmiştir. Bu tecrit aslında barışa, demokrasiye uygulanan bir tecrittir. Bu tecrit nedeniyle bu ülke içinden çıkılmaz bir hale girmiştir. Savaş koşulları, şiddet, talan neredeyse olağanlaşmıştır. Bu tecrit koşulları tam da faşizmin kurumsallaşmasından başka bir şey değildir.
"O yüzden tecride karşı mücadele bir demokrasi, bir barış mücadelesidir. Eğer bu bağı kopartırsak bilin ki demokrasi ve barış mücadelesinde yol kat etmemiz mümkün değildir. Bizi bir araya getiren fikriyatı örgütlemek tam da demokrasi mücadelesini örgütlemektir.
"Diktatörlük sistemini durdurabiliriz"
"Faşizmin her türlü saldırısına rağmen, bugün belki de tarihimizin en güçlü haliyle faşizmin karşısına dikiliyoruz. Korkuyorlar, o korkuyla saldırılarını artırıyorlar. Ama onlar saldırdıkça biz daha da güçleniyoruz.
"İşte cezaevlerindeki arkadaşlarımızın gücü bu dimdik duruşlarından gelir. Tıpkı Selahattin Demirtaş'ın duruşu gibi, tıpkı Figen Yüksekdağ'ın duruşu gibi, tıpkı İdris Baluken'in duruşu gibi. Tıpkı Leyla Güven gibi. 67 gündür açlık grevinde faşizme karşı direndiği gibi.
"Ne yapmalı? Şimdi önümüzde yeni bir dönem var. Artık faşizmin kurumsallaşması dediğimiz meselenin adını net koymalı. Diktatörlük heveslisi Erdoğan, bir diktatörlük sistemini inşa etme peşinde. Bunu durdurabiliriz.
"Daha güçlü bir örgütlülüğü, bir taban demokrasisi anlayışı ile var etmek zorundayız. HDP eğer bir iktidar seçeneği ise, HDP Türkiye toplumunun geleceği ise, bunu başarabilmenin yegane yolu HDK'nin örgütlenmesinden geçiyor.
"Taban örgütemesinden geçiyor. Çünkü biz radikal demokrasiyi, demokratik bir cumhuriyeti inşa etmek istiyorsak, bu ancak halkların her yerde söz, yetki ve karar sahibi olabileceği meclisleri var etmesi ile mümkün olur. İşte kongremiz önümüzdeki süreçte bu meclisleri örgütleyecektir.
"Parti henüz 6 yaşında, 7. seçimine giriyor. Sürekli bir seçim atmosferinde olmanın örgütsel anlamda çalışmaları zayıflattığı ya da amaçlandığı yere kavuşturamadığı bir gerçek. Ama bugün hem seçim faaliyetleri sürecinde hem de seçimden sonra; hem partimizin hem kongremizin örgütlenmesini bir arada sağlıklı şekilde var etmeliyiz.
"31 Mart karanlık gidişin sonu olacak"
"Taban demokrasisi dediğimiz halkın bizatihi meclisler yoluyla siyasete katıldığı, toplumun siyasallaşması sürecinin tamamlandığı bir süreci hep birlikte var etmeliyiz. Radikal demokrasi ancak bu yolla iktidara gelir. Hedefimiz iktidara gelmek. Ama önce yerellerde iktidara geleceğiz.
"Yerellerde iktidara gelerek yerel demokrasiyi inşa edeceğiz. Bu da tüm Türkiye ve Ortadoğu için karanlık gidişin sonu olacaktır. Bu iktidar için sonun başlangıcı olacaktır.
"Yerel demokrasi ile öreceğimiz bu mücadele hattı hem Türkiye hem Ortadoğu'da büyük bir dönüşüme vesile olacaktır."
Yüksekdağ: Mecburi görev yerimizdeyiz
4 Kasım 2016'dan beri tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, telefon hakkını kongreye mesajını iletmek için kullandı. "Biz burada mecburi görev yerimizdeyiz. Ama yine görevdeyiz, emin olun" diyen Yüksekdağ özetle şunları söyledi:
"HDK bizim özgücümüzdür, özgüvenimizdir, haklılığımızdır. Kadınların, gençlerin, işçilerin, tüm ezilenlerin varlığıyla büyüttüğümüz örgütlülüğümüzdür. Buna daha fazla sarılmamız gerekiyor.
"Leyla Güven direniş örneği sergiliyor"
TIKLAYIN - Leyla Güven Süresiz-Dönüşümsüz Açlık Grevi Başlattı
"Zor, meşakkatli günlerden geçiyoruz. Zorlu engeller çıkıyor karşımıza. Sayın Leyla Güven uzun bir süredir açlık grevinde. Demokrasi ve barışın tesisi ve bunun için de İmralı'daki tecridin kaldırılması talebiyle güçlü bir direniş örneği sergiliyor. Bir kadın öncülüğü sergiliyor.
"Onunla birlikte tüm zindanlarda özgürlük isteyenler, barış isteyenler, asla esir edilemeyenler bu özgürlük yolunun kapısını açmak için bu direnişe ortak oldular. Çok daha zorlu bir yola gidiyoruz evet bunu biliyoruz ama bu yolun sonu aydınlık olacak.
"Dışarıda mücadele eden, dışarıda bu hayatla baş etmeye çalışan tüm Türkiye halklarının bu onurlu yolculukta tutsakları yalnız bırakmayacağına inanıyoruz. Buna davet ediyoruz tüm Türkiye halklarını. Batıdan doğuya tüm halklar ve inançlar barış için bir araya gelmeli.
"Kapı açmak için bir araya gelmeli. İmralı'nın kapısını hep birlikte açarsak Türkiye'de barışın, demokrasinin yolunu açmış oluruz. Umarım bu kongre de yeni kapıların açıldığı bir yol olur." (PT)