* Fotoğraf: Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Sağlık ve çevre alanında faaliyet gösteren 16 kurumun oluşturduğu Temiz Hava Hakkı Platformu, hava kirliliğin sağlık sorunlarını ciddi boyutlara taşıdığına dikkat çekerek koronavirüsün şiddetini ve ölüm riskini arttırdığını söyledi.
Konuyla ilgili uzmanların da görüşlerini alan platform, 10 maddeden oluşan çözüm önerilerini sundu.
Prof. Dr. Etiler: Kirlilik virüsün şiddetini arttırıyor
Temiz Hava Hakkı Platformu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Temsilcisi Prof. Dr. Nilay Etiler:
“Hava kirliliği, kronik solunum yolu hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, felç ve özellikle akciğer kanseri gibi Covid-19’un şiddetini ve ölüm riskini artıran önemli bir risk faktörü.
"Havası kirli olan bir yerde yaşamak Covid-19 virüsünün yol açtığı hastalıklar gibi solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlıyor. Bu nedenle pandemi ile mücadele edebilmek için hava kirliliğinin azaltılmasını sağlayacak önlemlerin de alınması gerek.”
Doç. Dr. Varol: Hava kirliliği oranı çok yüksek
Temiz Hava Hakkı Platformu Türk Tabipleri Birliği Temsilcisi Doç. Dr. Gamze Varol:
“Geçmişte hava kirliliğine maruz kalmış olmak, insanları Covid19’a karşı daha savunmasız hale getiriyor ve ölüm oranlarını yükseltiyor. Platformun verilerine göre, 2019’da Türkiye’de yeterli hava kalitesi verisi (PM10) elde edilebilen 51 ilin yüzde 98’inde, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sınır değerlerinin üzerinde kirli hava solundu. Son dört yıl boyunca düzenli olarak yüksek derecede kirli hava soluyan Iğdır, Düzce, Manisa, Bursa, Kahramanmaraş ve Afyon’da hava kirliliği sorunu çözülemeyen kronik bir sorun haline gelmiştir.
“Türkiye’de hava kirliliği DSÖ kılavuz değerine indirilseydi, 2019 yılında tüm ölümlerin yüzde 7,9’u (31 bin 476 ölüm) ve 2018 yılındaki tüm ölümlerin yüzde 12,13’ü (45 bin 398 ölüm) önlenebilirdi. Türkiye’de 2017 yılından beri her yıl hava kirliliği trafik kazalarının altı katından fazla ölüme sebep oluyor. Kara Rapor 2020’nin il bazındaki rakamları da bunu ortaya koyuyor: İstanbul, kirli havaya maruz kalan kişi sayısının çok olmasından dolayı, 2017’den beri hava kirliliğine bağlı ölüm sayısının (3 bin 761) en yüksek olduğu il. İstanbul’u İzmir (2 bin 75) ve Manisa (bin 680) takip ediyor.
“Öte yandan Zonguldak, Kütahya, Afşin, Çanakkale, Manisa, Sivas ve İzmir gibi hava kirliliğine sebep olan kömürlü termik santral ve madenlerin yoğun olduğu bölgelerde yaşayan insanlar kronik solunum hastalıklarına daha fazla yakalanıyor. Kahramanmaraş ve Iğdır ölüm sebepleri arasında hava kirliliğinin en yüksek olduğu iller arasında.”
Yalçın: 32 bin erken ölüme neden olacak
Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu Temsilcisi İbrahim Yalçın:
“Son dört yıldır hava kirliliği riskli derecede yüksek olan Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde, iyileştirme yapıldığı söylenerek Afşin-Elbistan A Kömürlü Termik Santrali’nin tekrar çalışmasına izin verildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çevre mevzuatına uyabilmesi için yatırımları yapmamış olan santrallerin çalışmasına izin vermemeli.
“Daha da önemlisi, Afşin’de çalışmakta olan iki kömürlü termik santraline ek olarak altı yeni santralin daha inşa edilmesi planlanıyor. Yapılan bilimsel çalışmalara göre, mevcut santrallerle birlikte yapılması planlanan santraller önümüzdeki 30 yıl boyunca toplamda 32 bin erken ölüme neden olacak.”
Hava kirliliğine karşı 10 madde
Temiz Hava Hakkı Platformu, Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluşlara hava kirliliğini azaltacak önlemler alınması için iş birliği çağrısında bulundu ve 2021’de temiz hava solumak için 10 maddelik çözüm önerilerini açıkladı. Platformun yol haritası şöyle:
- Ölçüm: Hava kalitesi ölçüm istasyonlarının veri kalitesi artırılmalı ve hava kalitesi konusunda şeffaf ve güvenilir veri paylaşımı yapılmalı.
- Sınır değer: Kanserojen ince partikül madde (PM2.5) ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü’nün kılavuz değerleri ile uyumlu olan ulusal sınır değerleri içeren mevzuat düzenlemeleri yapılmalı.
- Eylem planı: Tüm iller için hava kirliliği kaynaklarını ve azaltılması için bağlayıcı tedbirleri açıklayan Temiz Hava Eylem Planları hazırlanarak acilen uygulanmalı.
- Şeffaf veri: Hava kirliliğinin sağlık etkilerini ve Türkiye’de her ildeki tahmini erken ölüm sayısını ortaya koyabilecek tüm veri kaynakları kamuoyuna açıklanmalı.
- Sağlık etkisi: Yapılması planlanan sanayi tesislerinin izin süreçlerinde sağlık etki değerlendirmesi (SED) yapılmalı.
- İzin süreçleri: Çevre yatırımlarını tamamlamamış kömürlü termik santrallerin çalışmasına izin verilmemeli.
- Teşvikler: Kömüre dayalı enerji üretimine verilen teşvikler sona erdirilerek, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi için verilen teşvikler artırılmalı.
- Ulaşım: Kentlerde toplu taşıma ve bisikletli ulaşımı teşvik edilmeli, yeşil alanlar artırılmalı. Araçlardan kaynaklanan kirletici emisyonları azaltacak yasal değişiklikler yapılmalı.
- Isınma: Evsel ısınma için kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar yerine alternatif kaynaklar yaygınlaştırılmalı.
- Sağlıklı toparlanma: Salgın sonrası süreçte halk sağlığını merkeze koyan, adil bir geçiş sunan istihdam planları, krizlere dirençli ekonomik toparlanma paketleri oluşturulmalı.
Temiz Hava Hakkı Platformu hakkındaTemiz Hava Hakkı Platformu (THHP) doğa koruma ve sağlık alanında çalışan 16 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesiyle 2015 yılında çalışmalarına başladı. Platformun amacı, öncelikle kömürlü termik santraller olmak üzere çevresel kirleticilere bağlı olarak ortaya çıkan hava kirliliğinin azaltılması, halk sağlığının korunması ve temiz hava hakkının savunulması için çalışmalar yaptı. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun bileşenleri: Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) • Çevre için Hekimler Derneği • Greenpeace Akdeniz • Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) • İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği (İMUD) • Pratisyen Hekimlik Derneği • Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL) • TEMA Vakfı • Türk Nöroloji Derneği • Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) • Türk Tabipleri Birliği (TTB) • Yeşil Barış Hukuk Derneği • Yeşil Düşünce Derneği • Yuva Derneği • 350.org • WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) |
(TP)