* Fotoğraf: Pixabay
Lancet Planetary Health dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada, Avrupa‘da yer alan bin kent için hava kirliliği ile erken ölümler arasındaki ilişki analiz edildi.
Buna göre, hava kirliliği sebebiyle en yüksek orandaki ölümler Kuzey İtalya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti‘nde meydana geldi.
En düşük ölümler ise Norveç, İsveç, Finlandiya ve İzlanda‘da görüldü.
- İsveç, Belçika ve Avusturya ile birlikte kömürden elektrik üretimini terk eden Avrupa ülkelerinde biri.
TIKLAYIN - Hava Kirliliğinin Sağlık Etkileri
50 binden fazla ölümü önlemek mümkün
Araştırma ayrıca hava kirliliğini Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği güvenli seviyelerde tutarak her yıl kıtadaki 50 binden fazla ölümün önlenebileceğini ortaya koydu.
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, sonuçlar hava kirliliği seviyelerinin alt sınıra indirildiğinde hayatı kurtulan insan sayısının 125 bini aşacağını da gösterdi.
Madrid’de yıllık ölümlerin yüzde 7’si
Hava kirliliğine bağlı ölüm oranlarının en yüksek olduğu şehirleri Kuzey İtalya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti olarak sıralayan araştırmacılar, özellikle PM2.5 konsantrasyonlarının İtalya’nın Brescia, Bergamo ve Vicenza şehirlerinde çok yüksek olduğunun altını çizdi.
İspanya’nın başkenti Madrid’deki NO2 seviyelerinin de buradaki yıllık ölümlerin yüzde 7’sinden sorumlu olduğu açıklandı.
Her yıl 7 milyondan fazla ölüm
DSÖ hava kirliliğinin insan sağlığına zararlarını en aza indirmek için havadaki ince parçacıklı maddenin (PM2.5) yıllık ortalama olarak metreküp hava başına 10 mikrogramı geçmemesini tavsiye etti. Nitrojen dioksit (NO2) için aşılmaması gereken eşiğin de 40μg / metreküp olduğu belirtildi.
DSÖ hava kirliliği sebebiyle her yıl yedi milyondan fazla insanın öldüğünü belirterek iş gücünün azalmasının önde gelen nedenlerinden biri olduğunu da vurguladı.
“Yeşil enerjiyle önlenebilir”
Çalışmanın ortak yazarı Sasha Khomenko, kirli havaya bağlı ölüm oranlarının düşürülmesinin büyük oranda yeşil enerji ve fosil yakıt tüketiminin azaltılmasıyla önlenebileceğinin altını çizdi.
- RAPOR: Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) 2020 Emisyon Açığı Raporuna göre, 2020'de karbondioksit emisyonlarında Covid-19 salgınının neden olduğu düşüşe rağmen dünya hala 21. yüzyılda 3°C’yi aşkın bir sıcaklık artışına doğru ilerliyor. Rapor, dünyadaki toplam fosil yakıt üretiminin küresel ısınmayı 1,5°C sınırının altında tutmak için gereken seviyeye yakın olmadığını ortaya koyuyor.
Dünyada hava kirliliği
Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre, metreküp başına 25 mikrogram partikül madde, hava kirliliğinde en üst sınır kabul edilirken, buna PM2.5 sınırı deniyor. 100'ün üzerinde kaydedilen oranlar sağlığa zararlı, 250'nin üzerindeki ölçümün ise alarm seviyesi olduğu belirtiliyor.
Dünya nüfusunun yüzde 91'i hava kalitesinin DSÖ’nün belirlediği sınırların üzerindeki yerlerde yaşıyor. DSÖ, her yıl dünya genelinde dış ortam hava kirliliği nedeniyle 7 milyon ölüm yaşandığını söylüyor. 3,8 milyon ölüm, evlerde kullanılan ve kirli yakıtlarla çalışan ocaklara maruz kalmasından kaynaklanıyor.
Dünyadaki 15 yaşın altındaki çocukların ise yüzde 93'ü kirli hava soluyor ve hava kirliliğine sebep olan kirleticilerin, bir annenin plasentasını geçerek rahimdeki fetüslere kadar ulaşabileceğini ortaya koyan araştırmalar bulunuyor.
Günümüzde dünya nüfusunun yarısının sağlıkla ilgili tehditleri değerlendirmek üzere gerekli olan verilere erişimi bulunmuyor. Bunun yanı sıra, hava kalitesinin yasalar uyarınca belirlenmiş seviyelerin altında tutulmasına dair mevzuata sahip ülkeler dahi sürekli olarak bu sınırları ihlal ediyor. (TP)