Fotoğraf: MA
Diyarbakır’da birinci yılını dolduran Adalet Nöbeti katılımcılarından İnci Güler Altındağ, 29 yıldır hapiste olan abisinin ağır kalp rahatsızlığı olduğunu anlattı, tahliye edilmesini istedi.
TIKLAYIN - Diyarbakır’daki Adalet Nöbeti 1. yılında
MA’dan Zerrin Sargut’a konuşan İnci Güler Altındağ, “Abim cezaevine ilk girdiği sırada, 50 gün işkencede kaldı ve devleti işkencesinden ayakta duramıyordu. O kadar işkence yapmışlardı ki, ilk görüşe gittiğimiz sırada ellerindeki ip izleri dahi görünüyordu. Perişan etmişlerdi” dedi.
“Gezmediğimiz memleket kalmadı”
Abisinin üniversiteye hazırlık sürecinde cezaevine girdiğini anlatan İnci Güler Altındağ, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Abim, sınava hazırlanırken tutuklandı. Yaşamayı seven bir insandı. Abimi görüşlerden, cezaevinden tanıdım. Fakat huyunu hiç bilmem, çünkü aynı aileden olan iki kardeş olarak birbirimizi hiç tanıyamadık. Evimiz yakıldıktan sonra, babam da cezaevindeydi, kendi evimizde 2-3 ay kalabildik. Devlet bırakmadı. Askerler evimizi basmaya devam ediyordu. Sonrasında Diyarbakır’ın merkezine yerleştik.
“Abim tutuklandığında çok üzüldük, çünkü PKK’ye katılan diğer iki kardeşimden dolayı cezalandırılacağını biliyorduk. Dua ediyorduk ki, gözaltında işkence yaparak öldürmesinler. Ölümden beter ettiler. Her gün işkence ederek müebbet hapis cezası verdiler.
TIKLAYIN - “Sevkler mahpusu yalnızlaştırıyor, ailesini yoksullaştırıyor”
“Birçok cezaevine sürgün ettiler. Gezmediğimiz memleket kalmadı. Ordu, Bingöl Siirt, Bandırma ve son olarak da Diyarbakır cezaevine getirildi.”
“Kanunlar uygulansın, serbest bırakılsınlar”
Bir yıldır Adalet Nöbetinde olan Altındağ, hasta mahpuslar için verdikleri mücadeleyi şu sözlerle anlattı:
“Pandemiden sonra cezaevine gittik, abim bayağı zayıflamıştı. Nefes alıp vermekte zorlanıyordu. Sürekli kalbini tutarak konuşuyordu. Bizimle beraber cezaevinde tutulan yakınlarını görmeye gelen ailelerle birlikte, nöbet başlatma kararı aldık. ‘Kanun neyse ışık olalım, umut olalım’ dedik. Adalet Nöbeti’ni o şekilde başlattık.
“Ankara’ya Ocak ayında gittik. Siyasi partiler, bir umut verdi. O kadar sevinçli bir şekilde döndük ki ama söylenenler hep sözde kaldı. Herhangi bir şey yapmadılar. Bu siyasi partilerin utancı olmalı. Diyoruz ki, ‘Hasta tutuklular serbest bırakılsın ve çıkan yasalar doğru uygulansın.’
“Denetimli serbestlikten bile bıraksaydılar; şimdi ağır hasta tutukluların hepsi dışardaydı. Cezaevlerinde tedavi yapılmıyor, cezaevindeki çoğu yakınımız ATK’nin ‘cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen hala bırakılmıyor. Bu bir işkencedir, insan bu zulmü kabullenemiyor.”
“Havasız yerler, tekli hücreler, işkence”
Altındağ, ağabeyinin de aktarımlarıyla cezaevlerinde edindiği izlenimi şu sözlerle paylaştı:
“Tedavi olması gereken hastalar dahi, tedaviye götürülmüyor. Cezaevleri öyle bir yer ki, hiç kimse yaşayamaz. Abim neredeyse 30 yıldır cezaevinde. Havasız yerler, tekli hücreler ve işkenceyle birlikte anlatılamayacak kötü koşulların birçoğu orada. Zaten yıllardır, kitaplarına gazetelerine her şeylerine el koyuyorlar.
“Elektriği dahi kendileri ödüyor. Tutuklulara sanayinin elektriği veriliyor ve makbuz kesiliyor. Yemekleri verilmiyor. Disiplin cezaları, su sorunu, hücre cezaları ve daha birçok hak ihlali var. İdam etmiyorlar ama idamdan beter ediyorlar.
“Abim cezaevine girdiği zaman, hiçbir hastalığı yoktu. Gördüğü işkencelerden dolayı, şimdi kalp rahatsızlığı var. Kalp kapakçığı büyüyor ve kalp duvarı kalınlaşıyor, yüksek tansiyon hastası. Ona diyorlar ki ‘gayet iyisin, normaldir’ İlaçların dozajını dahi yükseltmiyorlar. 29 yıl dile kolay. Bugün abimin cezaevinden çıkması, benim de özgürlüğümdür. Sesimizi duyuruyoruz ama devlet sağır ve dilsizi oynuyor.”
- Güler ailesi, Diyarbakır’ın Pasûr (Kulp) ilçesine bağlı Delît kırsal mahallesinin 1991 yılında zorla boşaltılması üzerine kent merkezine taşındı. Samet ve Esat Güler kardeşler PKK’ye katılırken, baba İhsan Güler cezaevine konuldu. Şimdi 53 yaşında olan Abdulselam Güler, henüz 22 yaşındayken 1993'te “devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak” gerekçesiyle Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) tutuklandı. 29 yıldır cezaevinde ve sırasıyla Diyarbakır, Bingöl, Ordu, Siirt ve Bandırma cezaevlerine sevk edildi. Kardeşi İnci Güler Altındağ, abisinin tahliyesi için, Diyarbakır’da tutuklu yakınlarının 16 Kasım 2021’de başlattığı ve devam eden Adalet Nöbeti’ne katıldı.
- İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu’nun 29 Nisan 2022 tarihli son tespitine göre, Türkiye hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere 1517 hasta mahpus bulunuyor. 2022 yılının ilk 10 ayında en az 70 mahpus hapishanelerde hayatını kaybetti.
(AS)