Bildirgenin "Çocukların alınacak kararlara katılma" konusunu ele alan beşinci maddesinin ikinci paragrafı da "Her çocuk, gereksiz tıbbi tedavi ve muayenelerden korunma hakkına sahiptir" diyor.
Bu hak, tıp etiğinin "öncelikle zarar vermeme" ve "yararlı olma" şeklinde belirtilen iki temel kuralının pratiğe yansımasından başka bir şey değil. Çocuklara yönelik tıbbi müdahale ve yardımlarda bu iki kurala çok daha özenle uyulmalı.
Gereksiz tedavi ticarileşmenin uzantısı
Gerçek anlamda gerekli olmayan, tıbbi deyimle "endikasyonsuz" herhangi bir işlem çocuğun sağlığı açısından risklerini çoğaltır.
Günümüzün "ticarileşmiş tıp ortamı"nda yalnızca para kazanma amacıyla yapılan işlemlerin çokluğu ve sıklığı düşünüldüğünde bu hakkın anlam ve önemi daha da çok ortaya çıkmaktadır.
Diğer yandan çocuğa hiç bir zarar vermeyen bir işlem bile; gerekli olmadan yapıldığında çocuğun "tıbbi yardım ve destek" verenlere tepki ve onlardan korkmasının nedeni olabiliyor, gerektiğinde sağlık hizmeti almasını engelliyor veya daha gecikmiş olarak almasına yol açıyor.
Çocuk hastanelerinin gerekliliği
Bildirgenin altıncı maddesi sağlık hizmetlerini verirken; "Çocuklar"ın özgünlüğü ve özelliğini ortaya koyacak bir yaklaşımın doğru olacağını belirliyor ve bunu da bir hak olarak tanımlıyor. Bu maddenin üç paragrafında da somut uygulama kuralları getiriliyor.
Buna göre çocuklar gelişimleri gereği aynı gereksinimlere sahip diğer çocuklarla birlikte bakılma hakkına sahiptirler ve erişkinlerin yatarak tedavi aldığı bölümlerde hizmet görmemelidirler.
Bu düzenleme "çocukların sürekli yatarak tedavi alacağı sağlık kurumlarının ayrı kurumlar olması" gerektiğini ortaya koymaktadır.
Bildirgeye göre; çocukların ziyaretçileri için yaş sınırlandırılması olmamalı. Bu da sağlık kurumlarını onların doğal ortamlarına benzer olmasını sağlamak açısından önemli.
Ancak bu sınırlamanın olmayışı, hasta çocuğu ziyaret edecek çocukların hastanede olmaktan doğan risklerinin tümüyle ortadan kaldırılmasını gerektirecektir ki, bu da "çocuk hastanelerinin" ayrı ve bağımsız olmasının bir başka nedeni.
"Özel" hastaneler: Çocuğa uygun çevre koşulları
Çocukların yaşamları hastane içinde de sürüyor. Bu nedenle "Hasta Çocuklar Bildirgesi"nin yedinci maddesinde de çocukların hastane içinde geçen zamanlarda, mevcut bazı önemli gereksinimleriyle ilgili hakları da belirlenmiştir.
Bu maddeye göre "Çocuklar, yaşlarına ve durumlarına uygun, oynamak, dinlenmek ve eğitim almak için kapsamlı olanakları olan bir çevrede bulunma hakkına sahip.
Çevre, çocukların gereksinimlerine uyan bir şekilde düzenlenmeli ve uygun personele sahip olmalı".
Böyle bir "özel" hastane düzeninin hak olarak tanımlanması aslında "hastane kavramını" da tartışmamızı sağlıyor.
Geçici ve sınırlı sürelerle hizmet alınan bu kurumların hizmetin gerektirdiği düzenlemesiyle hizmet alanın gereksinimlerinin belirlendiği düzen arasındaki açıklığın azaltılması belki de hem sağlıkçıların, hem de hizmet alanların üzerinde ortaklaşa tartıştığı bir alan olmak zorunda.
Böyle bir mekanda çalışanların nitelikleri de farklı olmak durumunda. Bu nedenle bildirgenin sekizinci maddesinde buna ilişkin de düzenlemeler getirilmiş.
Buna göre "çocuklar, eğitimleri ve empati yetenekleri çocukların bedensel, ruhsal ve gelişimsel gereksinimlerine, ailelerinin gereksinimlerine yanıt verebilecek görevliler tarafından bakım görme hakkına sahiptir".
Dolayısıyla çocuklara hizmet veren kurumlarda çalışan personel de "özel" olmak zorundadır.
"Özel" personel: Çocuğa yaklaşım
Bu "özel" olma durumunu sağlayacak unsurlardan birisi de dokuzuncu maddede "Hasta çocuğa kesintisiz bakım, olabildiğince küçük bir ekip tarafından verilmelidir" şeklinde ortaya konulmuş.
Bu ekipte yer alanların işlerinin gereğini yapmaları, çocukların gereksinimlerini karşılamalarının ötesinde "insani bir sıcaklığın" olması da yine bir başka kuralla düzenlenmiş.
Beykoz Çocuk Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nin önemi
Bildirgenin onuncu maddesi de bunu "Çocuklara duygu ve anlayışla yaklaşılmalı, mahremiyetlerine her zaman saygı gösterilmelidir" şeklinde düzenliyor.
Bildirgenin tümü göz önüne alındığında çocukların sürekli olarak hizmet almak durumunda olan sağlık kurumlarının nasıl olması gerektiğine ilişkin önemli verilerin ortaya çıktığı görülüyor.
Türkiye'de çocukları da "erişkinler" gibi görüp kabul eden bir sağlık sistemi var. Onların "özgünlükleri" ne yazık ki göz ardı ediliyor.
Son dönemde kapatılan "Beykoz Çocuk Göğüs Hastalıkları Hastanesi" ne sahip çıkılması bu bakımdan da önemlidir. Çünkü o bir "örnek" oluşturuyor ve aslında böyle "örnek"lere her zamankinden daha çok gereksinimimizin olduğu bir dönemde yaşamaktayız. (MS/EZÖ)