17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’nda, gözaltında işkencede öldürülen Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç, dün Gazi Mezarlığı'ndaki mezarları başında anıldı.
MA’nın haberine göre, anmaya, kayıp yakınlarının yanı sıra İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Eren Keskin ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İstanbul İl Başkanı Deniz Aktaş katıldı. Anmada Ocak ve Karakoç’un mezarının üstü karanfillerle donatılarak kayıpların fotoğrafları bırakıldı.
“Tarihteki en barbar yöntemlerle yok etmek istediler”
Saygı duruşuyla başlayan anmada, Rıdvan Karakoç'un mezarı başında konuşan kardeşi Hasan Karakoç, “İçimizdeki en fedakar, en nitelikli yakınlarımızı tarihte tanıklık edebileceğiniz en barbar yöntemlerle, işkence tezgahlarında katlederek yok etmek istediler. Kaybetmek isterken düşüncelerini, fikirlerini, mücadelelerini; yaratmaya çalıştıkları adil, insanlığa ve tarihe daha yakışır bir dünya mücadelelerini yok etmekti tüm hedefleri. Onlar bizlerin aydınlık yarınlara kavuşması için canlarını hiçe sayarak, en barbarca yöntemlere göğüs gererek canlarını feda ettiler” dedi.
“‘Beni takip ediyorlar, zarar verecekler’ demişti”
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin de Rıdvan Karakoç'la öldürülen gazeteci Musa Anter’in evinde tanıştıklarını ve arkadaş olduklarını aktararak, Karakoç'u “Kürt halkının haklı mücadelesine adamış kararlı bir insandı” sözleriyle anlattı.
Karakoç'un kaybedilmeden aralarında geçen konuşmayı anlatan Keskin, “Yakınları içinde onu en son gören bendim belki de, bilemiyorum. 1995 yılının Şubat ayının ilk günleriydi. 'Beni takip ediyorlar, bana zarar verecekler. Sana vekalet göndereceğim. Beni lütfen her gün ara' dedi. Ben onu her gün arıyordum, bir gün Rıdvan'dan haber alamadım. Sonrasında buraya kadar geldik” diye konuştu.
Yürüttükleri mücadeleye ilişkin, "Hiç bıkmadınız mı, korkmadınız mı, yorulmadınız mı?" sorusunun çok sorulduğunu söyleyen Keskin, "Evet, bıkmıyoruz, yorulmuyoruz, korkmuyoruz. Bizim ölülerimiz var. Rıdvan da onlardan biri. Rıdvan Karakoç'a, Hasan Ocak'a ve onlar gibi tüm arkadaşlarımıza borucumuzu ödemek adına mücadelemiz sürüyor. Rahat uyusun mücadelesi bize emanet" dedi.
“Bu politikaların sorumluları kim, emir verenler kim?”
Ardından konuşan İHD İstanbul Başkanı Gülseren Yoleri de Rıdvan Karakoç ve Hasan Ocak'ın bulunma mücadelesiyle Cumartesi Anneleri mücadelesinin başladığını hatırlattı.
Kayıplarını arama mücadelesine değinen Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak, "Bu hakikati bilme ısrarımızdan vazgeçirmeye çalışan politikalarla karşı karşıya kaldık. Zorbalığa uğradık, mahkeme kapılarında süründük. Mahkeme kapılarında, sokaklarda onlarca kez kazandık. Bu politikaların sorumluları kim, emir verenler kim? Kaç yıl geçerse geçsin bu sorumluluğu yerine getirme ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz" şeklinde konuştu.
Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Anneye verdiği sözü hatırlatarak, bu sözün derhal yerine getirmesini istedi. O esnada mezarlığı ablukaya alan polislere oğlunun fotoğrafını gösteren Yıldız, "Ben oğlumu devlete emanet ettim. Bin pişmanım. Siz buraya gelmeye utanmıyor musunuz" diye tepki gösterdi.
“Bu mücadele, kaybetmeler açısından dönüm noktası”
ESP İstanbul İl Başkanı Deniz Aktaş da, 1990'lı yıllarda çok sayıda sosyalist, yurtsever devrimcinin kaybetme saldırısıyla kaybedildiğini hatırlattı:
"Ancak bu saldırılar 'Sağ aldınız sağ istiyoruz' kampanyasıyla ailelerin, sosyalistlerin mücadelesiyle geri püskürtüldü. Bu mücadele kaybetme saldırısı açısından bir dönüm noktası oldu. Bugün faşist iktidarın saldırıları Kürdistan'daki savaşlarla hapishanelerdeki tecrit politikalarıyla aynı zamanda yasaklarla, her gün gözaltı saldırılarıyla devam ediyor. Bizler bu saldırılara karşı mücadeleyi yükseltmeye devam ettik. Devam ediyoruz. Bu saldırılar oldukça adalet mücadeleleri devam edecektir. Aynı zamanda Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı'ndaki mücadelesi de aynı kararlılıkla bir simge alanı olmaya da devam ediyor. Annelerimize yapılan saldırılar ve gözaltılar devletin bu politikalarından azade değil."
Son sözü alan Maside Ocak da "Sizi Hasan'ın gülüşüyle selamlıyorum" diyerek, "Yasımız sürüyor, çünkü adalet yerini bulmadı" dedi.
(AS)